Sayfalar

18 Nisan 2014 Cuma

hayattan bir şeyi siliyorsan aniden keseceksin bu biir bilim adamları benden daha deli yemin ediyorum bu da ikiiiiii

Şu son dönemeç bayağı zorluyor. Hem kastan kaybetmeyeceksin hem yağları yollayacaksın. Millet masalarda serilip bahar akşamlarının tadını çıkartırken sen önlerinden koşa koşa geçeceksin (ne içime oturmuş beeee) Hayatımdan karbonhidratı dün akşam ani bir karar ile çıkarttım. Zaten hayatımdan bir şey çıkartmam gerekiyorsa bunu aniden yaparım. Kimse anlamaz. Sadece sabahları Bro'mun dün akşam verdiği gizli tarifi yiyorum, onda da yulaf var. Ama onun dışında.... Sorry....

Sadece uzuuun yarışlardan önce karb alırım o kadar. Bitti. Bıngıldamak istemiyorum. Fine tuning is fine tuning.

Şu anda isyan ediyorum ben! Ben bu yola baş koymuşum, bir Chardonnay keyfim vardı vaz geçtim, somondan nefret ederim en yakın arkadaşım oldu. Sabahları yulaf yiyorum at gibi, o yulaftan neler geliştirdim. Sonra devamlı çiğ fındık fıstık falan insanım ben :( gün geliyor günde 6 yumurta beyazı yiyor insan... Hesap yaparken hal oldum. Yok yağıydı yok lifiydi yok bik bikiydi. Yakılabilecek kalori yapışacak kalori ayrımıydı. Yok bilmem ne.... Şimi bir de çıkartmışlar besinin dokusundan kalorisini algılayabilirsin diye. Verilen örnek havuç dilimi ile patates püresi. Sen sorsana bana ben en son ne zaman patates püresi yedim. Ki bayılırm çok severim. Patates püresi dolu bir havuzda yüzebilirim. O kadar severim. Sütlü tereyağlı yaparım ben patates püresini, böyle yumuşacık, pamuk gibi, krema gibi olur. Delirirsin. En son ne zaman yaptım bilmiyorum.


İlişkini seviyeli tutacaksın. Misal ben... Yemekle seviyeli bir ilişki yaşıyorum - hatta yemek değil besin! Acıkmadan yemek yemem ama ara öğün alırım, abartmam, minik porsiyonlarla yetinirim, saatlere bölerim ona göre yerim. Belli saatlerde yemem bunu hesaplarken günümü planlar metabolizma yoğunluğuma göre dilimlerim günü, tokken dururum yemem daha (bir iki kere olmadı o iş ama çok başkaydı mevzu), kahvaltıyı asla atlamam ne olursa olsun o kahvaltı yapılır, problemli yiyecekleri (besin değil bence onlar yiyecek) asla etrafıma yaklaştırmam, abur cubur yemem, aldatmam, yavaş yavaş yerim, bir öğünü heba edip dur telafi ediyim demem, besin alırken hem vücudun ihityacı olan bileşenleri hem kendi enerji ihtiyacımı (ki benimki bayağı yüksek) düşünürüm dengeli yerim. Falan bak yemek ve ben şövalye ile salon kadını muhteşem anlaşıyoruz.

Ama yaaa şimid bir makale okudum yok deneklerin bir grubuna yumuşak brownie vermişler yok öbürlerine sert brownie vermişler. Yumuşaklar yemiş bol bol leziz diye beleş bulup götürmüşler, sonra kaloriye dikkat edin demişler de kıtır kıtır olan brownie leri götürmüş cemaat de offf. Eh be adam ben en son ne zaman brownie gördüm haberin var mı? Bırak görmeyi yakınına gelmeyi cümle içinde bile kullanmadım! Gelmiş bana ne diyo. Ben onu ağzıma atmışım çiğniyorum. Mekanik olarak sindirim başlamış o yola girilmiş artık. Ben ne eyliyim dilimdeki pütürcük kalori dedektörlüğü yapıyomuş çok lazım. Bilim adamları hakikaten bazen çekilmez oluyorlar!
Brownie ve ben - Temsili

Sevgiyle (sinirliyim ben çiğ etle beslenicem ve karanlık odaya da kapatılırsam tam olacak)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder