28 Eylül 2014 Pazar
Runistanbul 2014 ve mac kanyon iron ladies: asfalt ağlatmak fitratimizda var!
19 Eylül 2014 Cuma
canım istemiyor o zaman mutlaka yapmam gerek
Tek istediğim yeşil çay içip İskandinav polisiyesi okuyup battaniyenin altında zamanın geçmesini beklemek. İşte tam da bu yüzden hiç hareket etmek istemediğim için bu akşam yogaya gidiyorum. Tam da canım hiç bir şey istemediği için yarın club ile değil kendim Ormana gidip çift tur atıcam. Tam da bu yüzden üzerine ya yüzerim ya bacak çalışırım. Tam bu nedenden dolayı pazar sabahı upper body yapıcam. Bu nedenle günde bri kez olan meditasyonu iki kere yapıcam.
Otel programım yenilendi, bavula koşu patilerimi de ekliicem. Şu anda kanalize olmak istediğim şeyden uzaklaşıp haftaya alacağım ayakkabı Asics mi Mizuno mu olsun, tayt ne renk alsam bir sürü bir sürü spor alışverişi. Su altında çalışan mp3 player benim yüzme idmanıma iyi gelir mi falan düşünüyorum. Haftaya ben memleketi temsilen uluslararası bir toplantıya gitmeliyim falan. Şu anda da blog yerine basın bildirirleri hazırlamalıyım.
Devamlı soruyorlar bu irade bu istek bu sürekli motivasyon nerden geliyo diye. Yokmuş işte bende de insanım ya bi şekilde ben de ama böyle böyle ben de motive ediyorum kendimi. No excuses
Vücudum kaslı evet oldukça da kuvvetliyim de bazı şeyler kasla kuvvetle olmuyor işte.
sevgiyle
17 Eylül 2014 Çarşamba
Kadının dizinin dibi
Geçtiğimiz 100 yıl içerisinde kadın atletlerin hızı, dayanıklılığı, sertlikleri, performnsları herşeyleri arttı. Herşeyimiz süüer iyiyiz hoşuz da, doğa bizi sırtımızdan bıçaklamaya devam ediyor. Hep yaptı hala yapıyor. Biz kadınlarada ne kuvvet varmış. Maşallah.
Mesela bizim dizimizin sakatlanma şansı erkek atletlerinkine göre daha yüksekmiş. Şana bak heen kendimi bir Casino'ya atıp siyah 17'ye oynayacağım. Bekle Jack(pot) ben geliyorum!Bir sürü manyak istatistik gördüm ama kadınlarda kalıcı diz hasarı oranı acayip yüksek, kalıcı olmasa bile ameliyat gerektiren oran da çok yüksek. Ben şu anda sol dizime sarıldım sallanıp ağlıyorum vermem seni ellere diye de türkü söylüyorum. Bunun doğa ile ne alakası var peki? PMS'i ağrısı sancısı siniri duygusallığı (geçen ben ağladım ya zırıl zırıl ağladım rezillik ben!!!!) herşeyine katlanıyoruz ayda bir, üstüne üstlük hormonal dalgalanma eklemlerimizin dayanıklılığını da etkiliyormuş. Buyrun burdan yakın!
Erkeklerde diz (özellikle diz ama genel eklem) sakatlıkları çoğunlukla dış temas ile gerçekleşirken bizlerde (yazıklar olsun!) durum bu değil kendi kendimizi sakatlamada dünya markası olabilirmişiz. Hem de erkeklere göre 8 kat daha muhtemel bir şekilde!
Sebebi sadece hormonal de olmayabilir, bunun yanısıra kalçamız erkeklere göre daha geniş ama kemiklerimiz de daha ince basit vektör hesabını yap bakalım o dize ne kadar yük biniyor. Hamstring quadriceps güç dengesi erkeklere göre değişik, erkeklere göre daha yavaş refleximiz olduğu söyleniyor ama bence bu doğru değil en azından genel geçer bilgi olmayabilir. Kadınlar genelde taban üzerine platttt diye yere inermiş. Erkeker parmak ucuna iniyor yani onların kalfları şoku emiyor. Biz de bodoslama şok dize sonra sakatım aferin.
Yani neymiş, kadın kadının düşmanı doğa da kadının düşmanı. Amam çaresi var. Nihayetinde iniş pozisyonuna dikka tediceksin, kaslarını diz etrafı ve hamstring quadirceps tarafını güçlendireceksin. Bol idman yapacaksın. Al sana mutlu dizler.
Sevgiyle
14 Eylül 2014 Pazar
Colorsky5k.com rezalti
Koşu organize etmeyi evet gerekirse bizden öğreneceksiniz! Böyle rezillik yaşamadım. Kosuyorum evet iyi de kosuyorum. Türkiye'de koşan insan olmak da kolat degil zor abes abes sorularla muhattap oluyoruz al sana bi kaç örnek:
- deli misin neden koşuyosun
- ay hayatta koşmam ne saçma
- kim / ne kovaliyor
- maraton mu koşucan
- bu yaştan sonra ne gereği var
- sıkılmıyor musun
- ne gerek var
Ve daha bir sürü saçmalık
Favori cevaplarım sana ne, evet maraton da koşucam keyfimin kahyasi misin?, tabi sen koşma bingil bingil yaşa, sağlıklı koşmak sen de koş tavsiyemdir. Böyle gidiyor.
Koşan komünite olarak cok kalabalık diiliz ama her koşuda yeni yeni yüzler görmek tanımak çok güzel bir his. Hele de bazen ben ilham oluyorum insanlara vesile oluyorum çok mutlu oluyorum. Kosuyorum çünkü özgür olmayı seviyorum sadece ben müzik ve pat pat adımlarım. Her Kasımı hissetmek engelleri aşmak hep daha iyi olmak bedenimi tanımak hoşuma gidiyor. Selülitsiz bacaklarım ve körük gibi ciğerlerim de dayanıklı ve kuvvetli olmak da.
Koşan birisi olarak değişik organizasyonlara katılmayı seviyorum. Ama bugün asrın hatasını yaptım. Color sky denen organizasyona katıldım bir daha asla ama asla olmayacak. Bir kere organizasyon alanı kapatilmamisti arada gelip selfie cekelim mi diye soran acayip insanlar vardı (ameleyşin demek istemedim saçma Sapan tepkiler almiim zaten kafam atik) bildiğin tüm Yenikapı kekolari daldı alana. O zaman neden bilet sattın arkadaş ne anladım ben o işten. Bu sicakta öğlen 2 de kostruyosun o zaman o parkura su istasyonu koyacaksin! !!! Bitti mi tabi ki hayır! Müzik kötüydü. Koşu baslamadan bir ısınma seansi yapılmadı büyük hata! Isınmayı bilmeyen insanlar var orda madem sen koşmayi hareket etmeyi özendirmek için organizasyon yapıyorsun o zaman bunları yapacaksın. Sponsorlar arasında spor ile ilgili kimse yoktu. Boya firması da ticari bakar olaya normal yani. Çip dagitmadin zaman ölçmedin bi yere kadar ok peki o zaman neden takim katılımı diye bi şey icat ettin? Onu da geçtim parkuru yarış öncesi aciklamadin. Parkur 2.5 k belli (bence o ölçüde de hata var kosuyorum ben mesafeleri Bilebiliyorum) nerden donecegimizi kaç tur kosacagimizi bilemedim. Boya atanlara soruyorum kaç k nerdeyiz bilmem diip beni renkli toza buluyor. Şu an pembeyim! Çıkmıyor da pembe suratla ise güce nasıl gidicem. Vücudum pespembe. Bi de alerji yaptı davaya kadar gider bu iş! Kimse bi şey bilmiyor. Kimse koşmuyor zaten keyfine koşu diye gittik millet yürüyor boya atanlar bilgisiz olayla alakası yok. Koşan adamın suratına patlayacak şekilde avuç avuç toz atmazsin. Biz Türklerin o herseyin suyunu çıkartma huyu bugün organizasyon esnasında tavan yaptı. Finish line yoktu! Ya da varsa da bulunamayacak şekilde saklanmış bravo bulamadık. Spor ne olursa olsun riskli is dolaşım sorunu yaşayan hayatı tehlike geçiren kayan düşen bir yerini burkan ve saire insanlar olabilirdi dehidrasyona ugrayan olabilirdi oraya bilgili alakali personel yerleştirmek zorundasın! !!! Guvenligi sağlamak zorundasın!
Finish gelince bir su verilir mesela. O da yoktu saçma sapan yerlerde su avladık zaten seyyar satıcılar is basindaydı. O tozu uzerimizden atacak hava üfleme istasyonlarının varlığını şehir efsanesi olarak duyduk ama göremedik sanırım hobitler ve Periler nerdeyse ordaydı.
Sonuç olarak berbat bir organizasyondu. Hatta organizasyon yoktu. Pembeyim. Çıkmıyor. Spora teşviktn ziyade spordan soğutma eylemi gibiydi. Zamanıma yazık oldu o zamanda idman yapar kondisyon çalışirdim. Bir iş yapiyorsun hakkıyla yap. Bilmiyorsanız bilene danışınız. Türk kafası ile iş yapmaktan vaz geçin. Herşey ticari kazanç değildir siz bugün berbat bir organizasyona imza attiniz. Esefle kiniyorum. Pembeyim.
Sevgiyle
Çamurdan prenses
Inanilmaz eğlendim harika zaman geçirdim. Hatta parkuru bitirdiğimde heyyyy bir tür daha dönmek istiyorum ben dedim. Bazı engellerden geçerken ve parkurun bazı kısımlarını koşarken ya bitmesin hiç bitmesin çok egleniyorum beeennnnn dedim. Sonuç: Dizlerim paramparça, bacaklarım diken ve daha allah bilir neden çizik içinde çamurla kaplı bir halde 41 dakikada 20 engelli 5 k parkuru bitirdim.
Sabah curlyprincess ve ebrush ile beraber heyecanla attık kendimizi yollara. Kızların hele ilk yarışı heyecan dorukta. Organizasyon bi acayipti yalnız. Heryerde şu bulmamız gerek bu sicakta 5 k bile olsa yarış yapıyorsanız. Sadece finish te şu vermek acayip. Jatomi ana sponsorlardandi. Allah kabul etsin ama ben hocaları falan hiç beğenmedim. Zumba hocası kadıncagiz erkek adımı ile dans ediyordu (anlaticam kiiiz zumba da yaptik) ısınma seansi ise tam bir felaketti.
Güzel şeylerden bahsedelim. Start aldıktan 20 metre sonra hop denizin içinde bulduk kendimizi. Ne güzel di mi sen öyle san. Ayakkabıların içi çamur ve su doldu oldu mu ayakkabılar 1 er kilogram! Sonra hummalı bir tırmanış seansi. Tirman tirman tirman minik bir keçi gibi patikadan tirman. O esnada kendime kiziyorum. Yorgunum yeteri kadar koşu idman yapmadım ve kondisyonsuz haldeyim bunların hepsi benim hatam ve hiç bir şey yapmadım. E polar im da yok kolumda. Dedim bu sefer fitnessdelisi kendi vücudunu kendin dinleyeceksin. Adım saymadim hr ölçmedim sadece pat pat pat koştum ağaçların arasından ordan burdan derken 1.5 k civarında ilk çamur havuzu ile Müşerref oldum efendim. Yarı belime kadar çamura dalinca bi ilk tiksindim bi korktum dibinde yaratık var mıdır falan bi dedim iyyyk iğrenç sonra o ayakkabılar çakıl ve sudan sonra çamuru da emince oldu mu sana 5 er kilo muhteşem.
Bu arada hayatımda ilk defa müziksiz koştum ben nefesim ve doğanın sesleri çok acayipti ya hu!
Efendim sonra başladı bol engel yaklaşık 2 k dan itibaren sık sık durup çamura atladık yüzdük süründük daldık bir iki yerde tırmandık atladık zipladik borular sürünürken geçtik. En sevdiklerimden biri ağ altında çamur içinde emekleyerek ve sürünerek Geçtiğim engeldi sonrasında da kafamizi da camurun içine daldirinca temizlendik zaar. Iplerden tutunarak çamur tepelerine tırmandık kaygan zeminde tırmanıştan sonra merdivenlerden atladık duvarları tırmandık. Ya yok anlatamam katılman lazım o parkuru senin de koşman lazım. Tam bir minik yavru domuzcuktum. Ama durdurlulamadim. Finish çizgisini geçmeden önce en son halkaların içinden geçip boruları altından süründük rabbim çok eğlenceli.
Çamur içinde çıkınca attık kendimizi denize haliyle ama deniz de çamur içinde yüzlerce insan aynı şeyi yapıyor haliyle. Oto yıkama gibi kendimizi hortumlar yıkayıp üstümüze başımıza bi bakıp attık kendimizi yastıklar. Güneş deniz ve yastık e yorgunum mis gibi geldi. O anda yanıma gelen piyango arkadaş bana kendilerinde kamera olduğunu tüm parkuru çektiğini aynı tempoda yan yana koştuğumuz için benim de video da olduğumu bana cd ye basıp yollayabilecegini söyledi. Ben de oley yuppiiii dedikten sonra kalkıp 30 dakika zumba yaptım. Ya daha ne isterim Çok süper di mi düşün o güzel Parkurda tum o komando anlarım hem de video! O kameralardan acil ben de almalıyım :)
Sonuç 3 kız mangala vurup proteini bastiktan sonra ki curlyprincess bu işin piri!!!! Muhteşem bir günün ardından şehre döndük. Herşey eğlenmek üzereydi ve cok eğlendim beeeennnnnn.
Tollam 455 katilim vardi sanirim Genel klasmanda 159 kadınlar arasında 32. Sırada tamamladım parkuru. Yalnız keşke yağmurlu olsaydı hava daha çok. Çamur daha zor patika daha zorlayıcı kışın da yapsınlar bunu ben hemen kaydımı yaptıririm.
Hala bir kas ağrım yok ama yara bere içindeyim. Dizlerimdeki sıyrıklara baktıkça ne güzel bir şeyi başardığımı düşünüyorum. Bunun hakkında daha yazarım ben merak etme :) pazar sabahi ayilmadan post bu kadar.
Sevgiyle
12 Eylül 2014 Cuma
Kah çamur kah boya bu hafta biz bütün kızlar koşuya :)
Bir kere minicik mini minnak bir teacup pig gibi çamurlarda yuvarlanıcam, yarın sabah saat 11:00'de ilyyos'ta bilmediğim bir yerde (Ebrush bizi ulaştır bebeeem keza bilmediğim yerleri bırak ben bildiğim yerlere giderken kaybolan organizmayım). 5 kilometre parkur milyonlarca engel ve biz Oryantal kızları yuppiilerden simli payetli pullu şıkırlı bir demet. Çamur bize vız gelir bu da whatsapp grubumuzun adı. Bir kere dayanıklıyız, sonra tough'ız bakma sen en ağır kuvvet idmanlarında barlar dambıllar elimizde matlar altımızda ağlıyor. Curly ve ben ayrı sapıklıkla saldırıyoruz. Hem yarın amacımız kazanak değil derece değil hırs değil o gözünü kan bürümüş manyaklık alanında değilim. Şu an tamamen eğlence benim misler gibi üstüne kız kıza mangal yapar mıyız (biz kızlar mangal yakmayı sizden öğrenecek değiliz) akşama Es-Es maçında evde olur muyuz dertlerimiz var başka da yok bizim zaten ne derdimiz olacak. (Dip not 10 gündür üzerine ağladığım mevzu tam da istediğim gibi çözüldü - yani sanırım- çok mesudum Oley, en azından boşuna kendimi yedim onu biliyorum yayında ve yapımda emeği geçen herkese kiss benden pembe pembe pamuk şeker tadında). Biz yarın BataÇıka ordayız DenizimGülümBalımBebeğim de bizden sonraki time slot da izlerken gülücem çünkü bizde düşene gülünür. Umarım kendim düşünce gülmekten yerden kalkamamazlık yapmam huyumdur. Tamamen Survivor şartlarında eğlenmeye gidiyoruz. Yarın derecem kötü bööö ağlamak yok :) Yarın çoook eğlenicez.
Cumartesi akşamı maç gecesi seyircisiz oynanmaz Galatasarayımın maçları. Biz sarı kırmızı kocaman bir kalbiz tek atarız tek severiz. Aşkımızın peşindeyiz. ben de Ekranımın karşısında formamla ordayım. Dünya dursun galatasarayım oynasın!
Pazar günü saat 14:00 Yenikapı AşkımMinnoşumMeyvem ile el ele koşacağız, rengarenk olacağız çok eğlenip çok güleceğiz :) Sonunda da kahkaha atan kadınlar olarak rengarenk fotoğraflar çekeceğiz. Var mı itirazı olan? BoncukDidosh'u da kandırdık. Çok güzel kadınlar olarak çok güzel koşacağız kızlar :) gene eğlenicez. Yuppi yuppi canım... Var mı bir malumatınız?
Deklare ediyorum. Bu haftasonu göğsümde siyah elastik bir bant üstünde HR sensörü olmayacak. Bu haftasonu kolumdan pace takibi yapıp zamanla adımlarımı saymayacağım. Bu haftasonu sadece koşacağım. Çocuk gibi eğlenmek için hiç bir şey düşünmeden, sadece eğlenerek sadece eğlenmek için. Özgür olarak. Kah çamura kah boyaya bulanmış halde. With a silent mind!
Sevgiyle
8 Eylül 2014 Pazartesi
Hayır bağır ağla ama asla bırakma
Sevgi içimizde! Bay geldi bunu duymaktan di mi? Geçenlerde bir derdim oldu bir arkadaşıma anlattım anlattım dünyanın en önemli sorunu oydu çünkü o çözülmezse Atlantis gene batacak Izlanda'daki yanardağ gene patlayacak hava trafiği duracak tatile is gezilerine gidemeyecektik. Global ısınma artacak seller Afrika'yı basacak tepemize icebergler düşecekti. Kurbağa kertenkele falan yağacaktı. Öyle anlattım o da yanıt olarak kalbini dinle yanıt içinde dedi. Eh be arkadaşım eh be elma şekerim sen onca sene neden okudun psikoloji falan Dr bi de bu. Sonuç? Benim derdim çözülmedi ona isim verdim şimdi besleyip buyutuyorum kendisini. Napiim? Bu kız ne yapsın :( ha ne kadar alıştım? Alışamadım o yüzden hep kafamın içinde (Alfonso diyelim derdime) minnak bir Alfonso var ve fısıltı halinde konuşuyor sürekli. Bunun da bedeli benim aklımı herhangi bir şeye verememem ile sonuçlanıyor.
Işte bu nedenle tam olarak cumartesi sabahi berbat bir zamanlama ile koştum. Çünkü ben ağırlıkları önce aklıma kaldırırım o mesafeyi önce kafamda yuzerim kosarim esnerken önce beynim esner sonra ben. Ama bu aralar ben iyi diilim alarm veriyorum. Sus sus sus diyorum müzik daha yüksek barlar dambillar daha ağır push up lar squat lar daha derin. O ses susmuyor evet sonunda tamamen delirdim :)
Berbat geçen koşu sonrası boğaz karşısında 3 yumurtalı (1 sarı 3 beyaz) menemenimi yedikten sonra gym e attım kendimi. Geçmemişti bitmemiş susmamisti ben de bacak çalıştım. Bileklerime ağırlıklar bagladim sirtima barlar aldım plakaları kucaklayarak hep daha ağır hep daha zor karın çalıştım. Sonuç perişan oldum. Nefes nefese matin üstüne attım kendimi saçlarım diken diken dağılmış her yerim şimdiden sizliyor falan bitmişim ben. Ipod un ses düğmesini kırıcam öyle bir hala ses açmaya çalışıyorum artık esnemem gerek namumkun! Halim yok. O anda Dövmeli bir peri gibi yanıma geldi; bana dedi ki sizi çalışırken izledim, cok güzel Çalışıyorsunuz sizin gibi fit insanları görünce çok ozeniyorum. Kıza baktım gayet fit hatun mis gibi Dövmeler uzun boy (keşke benim de olsaydı) sarı saçlar güzel falan hem de çok. Ağlamak üzereyim ben o esnada çok teşekkür ederim dedim tanımadığım bu ilham perisine. Biraz lafladik 50 kilo vermiş! Kız 50 KİLO VERMİŞ. Dedim bacim sen benden nasıl ilham asıl ben senden ilham! Kıza acayip bir saygı duydum inanılmaz sevdim Hayır hayır Hayır bayım bana iltifat ettiği için değil en çok güze Bir şeyler duymaya ihtiyacım olan anda gelip bana dünyaları verdiği için değil (evet bukadar kolay beni mutlu etmek) tek başına evdeki bandı ve youtube videoları ile kendine inandığı, bırakmadığı vaz geçmediği tutundugu ve başardığı için. Insanim ben beşeri şaşan bi varlık! Güç hoşuma gider. Güçlü olmak isteriz hepimiz para kas hız yüksek yerler guzel güçlü insanlar. Az veya çok hırsla açık veya bilmeden. Dayanıklı olmak isteriz öyle veya böyle bir şekilde. Bu kız başarmıştı güçlüydü hayran oldu ilham aldım kendisinden. Onun bana verdiği şifa için çok mutluyum!
Daha sonra başka bir tanıdığım konuştum. Adına 33 diyelim. 33 bana düzensiz hayatından nasıl fine tuning yapamadigindan bahanelerinden bahsetti. Kızma bana 33 disiplin ve istek işte önemli olan bu. Bu yolculuğa çıktığımda 73 kilo himbil tiknefes bi şeydim. Pilates topundan farkim yoktu şimdi böylesi ilham verici güzel kalplerden ışık alabilecek bi kıvama geldim. Ağladım kan aktı gözyaşı ter aktı hiç istemedim bazen ama gittim üstüne üstüne gittim bırakmadım yenilmedim vazgeçmedim aynı dovmeliperi gibi. Asildim aştım. Aştığım yer tepeymis ben de gözüme dağları kestirdim. Tirmaniyorum. Vaz geçmiyor bırakmıyorum. Çünkü benim gücüm benim. Ben bu dünyaya ilham vermeye (ve güzel kokmaya) geldim. Benim misyonum bu seninki ne 33? Yapacaksın saat 5 te kalkıp buzlu yollarda koşanlarız biz, çamur yağmur kar vaz geçmeyeniz. Ağır mi kaldırırım! Uzak mi giderim! Az mı çoğalır çoğaltırım! Ben yapabilirim. Bahanelerimi kendim de duymak istemiyorum. Ağlamak gibi evet agliyorum bazen ama kimse bunu görmek zorunda değil. Şimdi bahaneler ile gözyaşı mi dokelim yoksa gucluyum ben diye zirvelerden ses tellerimizi parcalarcasina haykiralim mi?
Ben zirvedeyim ama daha yüksek yerler var tirmanilacak zaman hemen akıp gidiyor. Hadi kalk yürü koş tirman asıl bırakma. Çünkü hakikaten hersey içimizde. (Alfonso sus ne olur sus) bi sussa şu bak ben daha neler yapıcam.
Sevgiyle
7 Eylül 2014 Pazar
Ben çok Üzgünüm bugün beni neşelendirir misin?
Nankör demek istemiyorum ama durum tam da bu... Dizimden geçirdiğim sakatlık sonrası bir iki kere koşu bandında Hamster gibi dönüşüm falan sayılmazsa dün bozcaada koşusundan sonra ilk defa outdoor koştum. Sonuç: REZALET! !!!!!! normalde 31 dakikada koştuğu Parkurda 37 dakikada geldim o da güç bela!
Nedenler hakkında bir sürü bahane sıralayabilirim; (ama bence bunlar sadece nedenler bahaneler diil)
- hava çok sıcak nem çok fazlaydı nefes almak bile zordu
- dizimi zorlamak istemedim
- aylardır idman yapmıyorum doğru düzgün
- susuzluk 3 - 3.5 k arası çok vurdu başım Döndü bir süre düşük ritim koştum
- uykusuzum (kafam takıldı bi şeye uyuyamiyorum gecelerdir çok fena)
- doğru beslenmediğim için beden eziyet çekti (yediğim tatlılar falan utanıyorum. Kendimden beyaz ekmek yedim ben ya tatlı yedim)
- bu sıcaklarda yeteri kadar su almamisim vücudumda (ki günde 3+1 litre mutlaka içerim)
- aklımı kurcalayan çözemediğim bir derdim var ve evet koşarken de onu düşünüyordum #thinkingof :((((
- polarimin pili zayıfladı pace imi tam gözlemleyemedim improvizasyon çok bizim işimiz değildi dün
- aklımdakinden dolayı koşuya konsantre olamadım :((( (en çok da bu aslında ben önce kafamda kosarim sonra bedenimle ama kafamda sadece bu şey var ve ben mental koşmadım)
Al işte utanç listesi yaptığım hatalar bu rahatlık bu salmışlık falan uzayıp gidiyor. Vücudum hızlı, dayanıklı, esnek, güçlü ama yeteri kadar değil. Dün hemen daha da yoğun çalışmaya başladım. Alman disiplini aldım ben!
Moralim tabi ki bozuk. Hem zaten beni meşgul eden konsantrasyonumu engelleyen bi şeyle uğraşırken bir de performansımın berbat olduğunu görmek beni yıktı.
Ben de tabi gym e attım kendimi deliler gibi bacak çalıştım belki geçer diye hem aklımdaki hem de o berbat performansım.
Lovely hocam dedi ki gayet iyi hiç idmansız ve sakatlık sonrası alışık olmadığın hava şartlarında koştun iyisin. Ama çok üzüldüm o kadar üzüldüm ki Mr Swimmer beni toparlamaya gecenin köründe mangal yaktı sonuç kişi başı 1.5 kilo et tüketimi kalan tüm besinler sporcu besini :) e tabi performans mangali bu :)) bastık proteini kas olacak performans olacak hız güç denge esneklik olacak bana. Ah bi de aklımdaki o beni perişan eden mevzuyu çözse....
Sevgiyle
4 Eylül 2014 Perşembe
En tuhaf allerji kimde yarışı yapsak biz açık ara kazanırız NETİM
Tabi ki oryanatal sonrası (kudurduk kudurduk - aramızda performansı düşenler olmuş yalnız toparliicaz). Hatta Curly Princess ile (gelecek hafta iki cupcake piglet olarak çamurlarda yuvarlanmadan önce canımız ne isterse yemeğe karar verdik) bir tiramisuyu paylaşırken Murat Hoca'nın yiyememesi efsane oldu :( Adamın meğerse tüm karbonhidratlara alerjisi varmış. Nasıl olur ya insnaın tüm karbonhidratlara alerjisi? Hadi ben de carb manyağı değilim ama yemem lazım yani....
Acayip alerjiler var evet, mesela benim valideye geçen gün bamya saldırmış - kadın dünya literatüründe tek bamya saldırısına uğrayan canlı; bana bamya saldırdı dedi, kadınının meğerse alerjisi varmış eli değince cız! E ben domates doğramak için ameliyate eldiveni takarım mesela yoksa ellerim kocaman kırmızı olup purr purrr kaşınıyor. Ya da bi yerim kanasa bana bir damla Baticon tentürdiyot (o kırmızı şey işte) değsin benim ateş 40 ben bi kaç gün yoğun bakımda çıkışta bekleriz, çiçek yollayacaklara not beyaz çiçek severim hele de orkideyse yiyebilrim falan o kadar severim. Bi de çikolata kaplı fıstıklı lokum :) E komadan çıkıcam enerji lazım olucak :) Balon da severim içim açılır. Bi de peluş oyuncak severim ama en çok fok ayı Scrat amaan neyse.... tavşanla sincap da severim. Ay komaya giresim geldi, şımartılmak istedim bir an..... Tövbeee
Mevzu bu diil tabi beni şımartıcaksınız o ayrı ama mevzu aynı zamanda neden alerji oluyoruz?
Şimdi bizim bağışıklık sistemi evlere taktığımız alaramlardan daha komplike bir sistem. Şöyle; eve hırsız girdi öt bitti. Bizde hırsız tek çeşit çünkü, ama vücuda giren yabancı / tehlikeli madde sayısı piiuuww bisüürrüüüü yabancı olur tehlikeli olmaz mesela onu da ayırt etmek lazım. Macaron mesela yabancı, ya da brokoli o da yabancı. Kapiş? Hem bağışıklık sisteminin tek işi bu da değili aynı zamanda içeride isyan var mı? Ters giden yapılanma var mı? onları da kontrol ediyo. Bir kez daha tasarımıma hayran oldum yaa. Bunları görüp insan vücuduna nasıl iyi bakmaz yaaaa.
Neyse bu yabancı madde tanımlama sistemne dönersek, milyonlarca antibadi (badibadi / bi de badi diye bir çakma ET versiyonu Türk filmi vardı bak gene konu dağıldı) Bu milyonlarca antibadiden biri anaaaamm derse vücuda tuhaf bir şey girdi bi cisim var bi madde var bu tehlikeli teyakkuza geçer işte o zaman bağışıklık sistemi (ilkokul şiiri gibi oldu). Aşılar da böyle işliyo ya, mini tatbikat gibi. Ha bi de bu antibadiler tehdit olmayan zımbırtılara tepki veriyosa al sana alerji. Sonra oto bağışıklık sisteminin dengesi bozuluyor Carrie Bradshaw'a bağlıyor, bir öyle bir böyle buyrun bebişim abuk subuk tepkiler veriyo beden.
Komik fact'ler; gelişmekte olan ülkelerde alerji daha az görülüyor. Ne kadar steril yaşarsan o kadar alerjik olma riskin büyük, bebekken de tozda toprakta yuvarlanman gerek (hala benim iyot allerjimi açıklamadı, ya da amalgam ya da çocukken iki muzu üst üste yiyince bi hoş olmam falan, o da benim tuhaflığım olsun napiiim).
Alerji acayip bi şey arkadaşım Allah vermesin yani. Ama karbonhidrat alerjisi tuhafmış. Amaaan bizim neyiiz normal ki zaten alerjimizden düzgün olmasını bekliyoruz.
Sevgiyle
2 Eylül 2014 Salı
Uyumak için şeker uyanmak için protein
Mevzu bu değil aslında neden iç kararttım en de biliyorum. Mevzu şeker yiyince neden uyuşuyoruz. Nerden çıktı? 2 ayda aldığım şekeri 1 gün içerisinde aldım da rehavetli rehavetli gezindim, ha bu maraton da 3 gün sürdü pişman mıyım hayır... Gene olsa gene yaparım. Ama rehavet mevzu derin. Konuştuk konuştuk varamadık bi noktaya dedim bakıcam bu meseleye ben. Konuya geri gelirsek.
Fareye enjekte et oreksini hayvan coşsun, farenin oreksini düşük olanı da böyle bir yan gel Osman her yer bostan kıvamı yayılsın tadında deneyler yapılmş hep. Mesela maymunları uyanık tutmka için vermişler Oreksini dayamışlar Oreksini. Oreksin neymiş senin inner RedBull'unmuş :) (gerçi RB'un benim için olayı koşu sonrası içmek için serin bi şey finish'te durur öyle hep o kadar neyse anladın sen mevzuyu)
Olayın şekerle ne alakası var hipotalamus mu öğretiyosun bana allahın mühendisi dersen; ben de yapıştırırım cevabı. Senin aklının ihtiyaçlarını Oreksin kontrol ederken, şekerin Oreksin salgılanmasını düşürmesi mevzunu naapçan bebişim derim. İşte çok yedim bi uzaniim, ay tatlı yedim ağırlık çöktü falan diye başlayaon o mevzu böyle sarmal gibi döne döne obeziyete giden yolu oluşturuyor. Fiziksel aktivite düştükçe düşüyor. Unutma; ÖZEL BİR HAP, BİR DİYET BİR MAKİNA YOK SADECE KALDIR POPOYU VE HAREKET ET!!! Ama ne oldu Oreskinin yok puff denizanası jöle hemen....
Protein alımında ise bu olay gözlemlenmiyor ondan mesela atıştırıcan mı badem tık ağzına gibi olaylar gelişmiş. Yüksek protein değerli besinleri tüketmek oreksin salgılanmasını arttırıyor bir aktif bir havai fişek gibi oluyorsun. Aldığın kaloriyi hemen zınk tüketiyorsun. Proteini şeker ile karıştrıp yersen de o zaman işte şekerin etkisini kırıyormuşsun. Yani tatlı da yiyeceksen portein olacak içinde. Aşağıdaki resimlerde mesela lor peyniri var (yazar burada avunuyor)
Petri dish'e oreksin salgılayan beyin hücresi koymuşlar, üstüne de amino asit, bu hücreler bi heycan bi heycan. (Deneye bak arkadaşım yaaa).
Kısaca deli gibi tatlı yerken konuştuğumuz mevzunun aslını öğrenmenin gururunu yaşıyorum.
Aşağda yedim ama bir sor neden yedim isimli çalışmalarımın minnak bir kısmı var. Hepsini koymadım çünkü yuh demenizden çekindim hafif utandım. Ama o lor tatlısı var ya (lor ya ondan biraz böyle vicdan azabı az oldu lor bodycinin dostu ya hani ondan) o işte cennetten çıkma bi şey :)
Lor tatlısı çok aşığım |
Sevgiyle