Ben
yeni yıldan haz etmem. Sevmem öyle çok fanatiği değilim. Aşırı pahalı
mekanlar, sahte coşku, tutulması imkansız yeni yıl kararları falan. Ne
gerek var diye düşünürüm. İnsanların sanırım umuda ihtiyaçları var. Çok
ama çok umuda... Bunu da yıllık beklentilerini bulk halde getirip
tarihin değişmesiyle her şeye bir sihirli değneğin dokunuşunu temas
ettirmeye çalışıyorlar. Ne değnek var aslında ne de sihir.
Benim
için yılbaşı çok anlamlı değil, tamam Milli Piyango'dan en büyük
ikramiye çıksa (ki gene çıkmadı) en sevdiğim tarih olabilirdi ama o
kadarla kalırdı gene. Neden önem vermiyorum? Çünkü benim için er sabah
yeni bir gün. Her sabah kalktığımda kendime yeni hedeflerle uyanıyorum.
Her akşam yattığımda günümün muhasebesini yapıp attıım adımların geri mi
ileri mi olduğunu düşünüyorum. Ben ne istiyorum ve oraya ulaşmak için
ne yapıyorum? Bunu günlük olarak düşünüyorum ben, anlık değil, aylık
değil, yıllık değil. İzini kaybetmeden, hedefime kilitlenerek. Tabi ki
benim de yeni yıl için isteklerim var, yarı maraton koşayım, Avrasya'da
20 dakika erken bitireyim, split yapabileyim, ağırlıklarım artsın, karın
packlerim artsın biraz daha belirgin olsun, yağ oranım 4 puan daha
düşsün. Ama kendime bunun yolunu da çizdim ben. Oraya nasıl gideceğimi
biliyorum, tek yapmam gereken elimde öz-disiplinimi tutmak sıkı sıkı
yapışmak hedefime. Belki olmaz belki ulaşamam ama oraya gitmek için çaba sarfedebilirim.
Şimdi
akşam mesela gidicem salona, bir sürü amandafönümbozulmasın
hanımefendisi ile benimgöbeğimaslındakas beyefendisi debeleniyor olacak.
Neden çünkü yeni yıl kararı aldı o. Onların %80'i Ocak sonuna kadar bir
daha gelmemek üzere salonu terketmiş olacak. Ay şekerim ben deüyeyim o
alışverişmerkezindekisporsalonuna ama gidecek vaktim yok diyecek, çünkü
onun için karşıdaki cafe'de kahve içmek, blush yudumlamak daha cazip. O
ocakbaşında kalkmayacak, o vücudu ve ruhu için değil etrafının
isteklerine göre yaşayacak. Geri kalan %20'nin de %80'i ay ben koşamam
ay ben onu yapamam ay ben ağrlık kaldıramam ay ben pilates yapıcam süper
kilo verdiriyooooo diyerek bilinçli (cardio+kuvvet) bir program
uygulamadan başarısız olacaklar, sonra da sporun bir işe yaramadığını
söyleyip onlar da bir kaç aya yitip gidecekler.
Aybubenimsonlokmamduryiyimyarınsproadiyetebaşlıyorum'cular daha birinci
hafta dolmadan görünmezlik mertebesine erişecekler. Ama böyle olmak
zorunda değilsin. Onlardan biri olmak zorunda değilsin. Kendin
olabilirsin, sana en iyi gelen şeyi keşfetmek istiyorsan, sınırlarını
kaldırıp, zihnini açık tutup, öğrenmeye hevesli olursan, en ufak bir
adımın sende yaratacağı değişikliği kaldırabileceksen o zaman bu
tembellerden olmak zorunda değilsin.
2014
benim bikini yazım olsun diyorsan son bir kaç gün!!!! Fırsatı yakaladın
yakaladın, yoksa kuzu gibi otlayarak ömrünü light yoğurt ve sebze
yiyerek yoyo kiloları verip verip almaya mahkum edecek misin kendini?
Oku, kesin karar verme, araştır, ruhunu dinle, bedenini zorla, aç,
kalbini gökyüzüne aç hem omurgan rahatlasın hem de yenilikler yağsın
damla damla. Yeni birisi ol, hem ruhunda hem bedeninde. Her yeni gün
sana yeni bir fırsat olsun, umutlarını biriktirme sene sene, gün gün
yaşa hayatını. Zaman o kadar kısa ve senin yapman gereken olman gereken o
kadar çok şey var ki... Başlamak için geç kaldın, hayatının ilk
gününden beri yapıyor olsan da geç kaldın. Hadi şimdi kendin ol, daha
iyi ol. Dinlemeyi bil, dinlenmeyi de.
Sevgiyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder