Sayfalar

30 Temmuz 2015 Perşembe

Yaz geldi erime, kendini dondumaya gömme

Dünyanın Güneşin uydusu olduğu, hepimizin yaw acaba cehennem böyle bi şey mi tövbekar mı olsak dediğimiz şu günlerde hava 50000 derece falan. kendi adıma konuşayım dün sabah toplantıya giderken merdiven tırmanmam gerekti, merdivenlere bakıp yaaaaa diye bir isyeeaaaann ettim. Ben ki tık demeden yarı maraton koşuyorum merdiven çıkmak benim için işkence oldu. Sabah saat 7 de havanın 27 derece olması ayrı bir hoşluk tabi. Ben ki süper aktifim hareket edemiyor, deniz anası gibi olduğum yerde yayılıyorsam konvansiyonel insan ne yapsın!

7000 derece sıcakta insan erimeden nasıl yaşamalı?

İnsanların yaşaması için ideal sıcaklığın 24 derece olduğunu biiiiir sürü yerde okudum ben. Bi de tabi bunun nemi var. Nem ne kadar artarsa azap o kadar berbat oluyor.

Ne yemek yiyebiliyorum ne uyuyabiliyorum. O zaman buyrun benim çözümlerim (gene okuduklarımdan destekli)


  • Kocaman porsiyonu olan protein manyağı besin tüketilmeyecek. Bu metabolizmayı hızlandırıp vücudun da ısı üretmesine neden oluyor yeme annem yeme gülüm hafif ye minnoş minnoş ye
  • Su iç bol bol su iç
  • Etrafında fazladan ısı kaynağı olmasın. Tamam Laptop falan var da lamba bilmem ne aman diim. Daha da erimenin manası yok 
  • Alkol alma, kafein alma, dehidrasyona neden olabilir su tutuyo bunlar
  • Yavaş hareket et, hızlanıp metabolizmayı şamşırtıp ısı üretme
  • Zorla su iç, susamayı bekleme
  • Bol bol 100% pamuklu rahat kıyafetler giy
  • Mümkünse pişirilmeyen şeyler ye (mutfakta ısı üretme) bilmem ne yapan mutfak gibi salak web sitelerine kanıp çiğ sebze kökü yeme o allahın köylüsü ne dediğini blimiyor tatilde hobi kulübünden şef sertifikalı olan şarlatanlara dikkat
  • Su içeriği yüksek besin tüket (karpuz, kavun, salatalık, domates, her türlü salata yeşilliği)
  • Spreyli bir şişeye su doldur ve bunu kendine sık su önemli içten dıştan sula kendini (Evian şu malzemeyi bilmem kaç Euuurooyaa satıyor bebeğim yaaa) 

Sıcak havada idman yapmak sınırlarını genişletir evet ama önemli önemli önemli şekercim, mutlaka önelmlerini al. Bir kere SUUUUUU çook mühiiiimmm. Outdoor bir şeyler yapıyorsan sabah erken akşam geç saatte, öğlen 2de 42 derece güneşin alnında koşmak manyakça çünkü. Vücudunu dinle baktın tansiyon abuttu bırak, bayılmaktan veya daha fenasından iyidir. Aşırı nemde idman manyaklık olarak değerlendirilmiş bazı biliminsanları tarafından ben de katılıyorum. Nefes alamıyorsun, onu da geçtim buharlaşıyorsun senden de su çıkıyor. Ayrıca koşarken soğuyoruz ya çünkü ter tenimizden buharlaşıyor, işte nemli havada o da olmuyor ısınıyorsun da ısınıyorsun. Baktın hava sıcak ve açırı nemli uzmanlar demiş ki ertele idmanı gitme kaaal açıyorum kolları dur diyorum gitmeeeaaaa.

ben mi? Ben aşırı klimalı salonda yoga yapıcam bu akşam. Bol bol yüzüyorum mesela.  Bir de Aktif Şeftalim var benim o serin serin aktif tatiller yaptırıyor bize su içinde cup cup :D Günde litrelerce göller dolusu nehirler dolusu su içiyorum. Filtre kahvemden geçtim, katil olmayacak kadar türk kahvesi ile yaşamaya çalışıyorum. Ofisim 20 derece penguen sal gezer kıvamda oturuyorum. Sebze ağırlıklı besleniyorum etszi yaşam hakikaten bana göre değil yaaa. sporsuz yaşayamam ama stüdyolradan çıkmıyoru zorlamıyorum sıcak zaten vücudu yoruyor gelişek için değil seviyeyi korumaya yönelik idman yapıyorum. Kick box seviyoru yoga bir de :) dedim ya yüzüyorum deli gib hemde minik deli bir balık gibi. 

kendini eritme yakında görüşüciiiiz

Namaste gülüm

24 Temmuz 2015 Cuma

Kitesurfing / Episode 1: Caretta

Cennet be işte ama ben de bunun bir parçasıyım artık :) 
Efendime söyleyeyim çok minnoş bir aktif tatil yaptım. Ben ki tatilden anladığım yat yüz ve kitap oku, bu sefer öyle olmadı. AktifŞeftali ile beraber Akyaka'ya doğru uzuuun bir yola çıktık hem de arabayla (bunu da yapmamıştım mesela o kadar uzun mesafe). Yol ve diğer izlenimleri ayrıca yazıcam ama uyku önemli keza ben Eskihisar'da uyuyp Manisa İzmir arası uyanıp atıştırıp gene yatınca Şeftali biraz kızdı. Tek kaldı yollarda bi başına ama yazık ona. Car car konuşan bir Deli yok.

Hafif uykulu mahmur birazcık yol yorgunu, bol Oksijeni bünyeye çam ağaçlarından çekmiş, etrafı merakla kedi gibi inceleyen FitnessDelisi Gökova KiteBeach'e ulaştı. Hocamla tanıştım (dünyanın en sabırlı en şeker hocası yemin ediyorum bana katlandı ya cennete girecek elinde altın anahtar var).

İlk gün kolay sayılır hem ben de pek anlamadım yorgun uykusuz gözler Kermit falan. Mini bir kite'ı aldık oyun oynadık, teori anlattı ( e zaten yüksek makina mühendisiyim akışkanlar dinamiği is ma bitch), güvenlik kurallarını 10 kez 100 kez 10000 kez anlattı bana güvenlik çok önemli hiç de öyle tehlikeli bi iş değil ayrıca. Ben BİLE kendimi acemi halimle sakatlayamadıysam kimse yapamaz! (yara bere kısmı geliyoreeee). Sonra kite alıp denize bir de orada uçurdum ay çok minnoş. Ben tabi o esnada bilmiyorum o kite kontrolü herşey bana söylenen hep board dengesi. Hepsi wakeboardçu, snowboardçu, Şeftali zaten milli falan. Uyyy dedim boardda nasıl durucam ben kayakçıyım!

İkinci gün: Yemişim board dengesini. benim ömrüm Yoga stüdyosunda geçiyor be. Kafamın üstünde duruyorum, dirseklerimin üzerinde durup kafamı sallandırıp patilerimi gökyüzüne uzatıyorum. Dalgalı denizde oynak bir boardun üzerinde mi duramayacağım! Durdum durdum da tersim ya ben rüzgar üstü gidiş harika (advanced bi şeymiş bu) ama düz gidiş nanay! Beklenen oldu tabi. Ha bi de kite kontrolü ya valla bak o zormuş. Rüzgar penceresine oturtma denen bi olay var işte o çok ince ayar. E bende sabır yok ne yapıcaz bu işi? Bi de ondan önce asıl body drag denen bi cümbüş var İsa gibi suyun üstünde yürüdüm resmen. Board olmadan vücudunu uçurtturuyorsun. Aman tanrım muhteşem eğlenceliydi o. Boarda kalkıyorum gidiyorum gidiyorum sonra hop kite asılı kalıyor lan neden durdun rüzgar var kite bana bakıyor bakıyor sonra süzüle süzüle iniyor aşağı. Uyuz!

AktifŞetali kayabilen bir şeftali



bir ara coştum ve dedim ki ben siizn kite yaptığınız gibi yapamıyor olabilirim ama siz de bunu yapamazsınız! 
üçüncü gün: Sahneyi anlatıyorum benim kite orda olmaması gereken saçma bi kızın kite'ına dolanmış belimden çeke çeke beni sahile sürüklüyor benim release 3. kez açılmış ( bu da sık olan bi şey değil normalde ama mevzu benim) board'u fırlatıyorum gözümden yaşlar akıyor. AktifŞeftali yanıma gelmiş (söylediğine göre çok komik görünüyormuşum çok gülmüş sonradan ama o anda ağladığım için bana kıyamamış) bebeğim iyi misin diyor. Ben Fuck'arım kiteını da akykasını da gidicem ben olmuyo gitmek istiyorum bööö diye salya sümük ağlıyorum. Kafamda kask, belimde harness, board fırlatılmış ama o a dalgalarla gelip gelip orama burama çarpıyor. Gözlerim ağlamaktan denizden tuzdan güneşten vampir kırmızısı. Hayır daha ne kadar 2.5 yaşında olabilirim?

dördüncü gün: 20 - 30 metre falan gidiyorum yaa aslında bi de şunu fark ettim "ön" dedikleri yer gittiğin istikamet değil sahile doğru. patiyi meğerse oraya itmek gerekiyormuş. Bak bugün de bu oldu

Sonrasında 3 gün daha debelene debelene (beni bi başıma bırakacak kadar güvendiler) 100 metre hatta belki 200'e kadar çıktım. Bundan sonrası kilometre işi dedi herkes. 11 saat ders ile kendi başına kalabilen bir başarılı insanım ben yuppi (bunu da sonradan söylediler ben hemen kayıcam sanıyodum inan der bu kilometre işi diye yazıklar olsun)

Eğlenceli aslında ama çok ağladım ya. Bir sabah geldik beach'e ben teoriyi kafada süper oturtmuşum olacak eminim, denizi bi gördüm bana bi korku indi sanırsın kuduz oldum. Suya giremiyorum neyse bana pep talk üzerine pep talk yapıldı da suya girip kaydım.

Yara bere olayına gelince; bacaklarım boarda çarpmaktan mor (bu benim mallığım) ayak parmak arama board çarptı o nasıl oldu bilemedik. Sol elimin baş parmağı döndü cidddiye almadımama bir haftadır acıyo belki bi doktora mı gitsem? Ege bir göl değildir evet tuzlu su bi de ve ben bunun yarısını yuttum büyük kısmı da burnumdan içeri süzüldü. Muhteşem bu sene hasta olmam. Yunan dostlarımdan özür dilerim denizi bildiğin içtim. Saçımdan balık falan çıkacak diye korktum bi an, yuttuğum sularda ahtapot var mıydı acaba?

Bir ara gene uçurtmaya asılmışım kalkmaya çalışıyorum kalktım, uçtum ve suya çakıldım (1000. kez belki çümkü tam bir caretttaydım ama uçanından)bu da spor mu yaa bedenin duruyor bi şeyin tepesinde bi şeye de asılmışsın o seni sürüklüyor bööö diye ağlamaya başladım. Kendimim ama kimse yok bu sefer.

salaş akyaka sabahı ve ben ve bir pazartesi ve herkes ofiste küfrederken ben plaja gidip çakılmak ve kaymak için hazırım! Carettayım işte ne minnoş :) 
İlk uzun mesafemi kat ettiğimde tek başımaydım gösterecek kimsem yoktu kahroldum.

eski arkadaşladımı gördüm biri hoca olmuş geçen sene başlayıp, diğeri Avrupa 3.sü freestyle kiteçı e tabi onlaın da yüzünü kara çıkartmamak için debelendim istedim ki AktifŞeftali ve onlar benimle gurur duysun :) (güldüler bolbol gurur meselesini bilemiyorum). Ben olsam ben de bana gülerim ama yani o kadar fazla uçan ve çakılan bir canlı arada ağlıyor falan. İşte bunlar hep ego!

Ne kadar yapamadıklarıma odaklandıysam o kadar yapamadım. Ne kadar başarısızım ben bööö dediysem o kadar yapamadım. Sonra dedim ki madem burdasın dene bi bakalım. O zaman başardım işte. Anasını satiim herkes de kite uzmanı sanki kime sorsan dünya şampiyonunu geçtim spor dalını o icat etmiş gibi bir hava bak bu sinir bozucu kimseyi dinlememk gerekiyor.

Ama çok eğlenceli yaa valla bak. Yani gidebilince eğlenceli yani oraya buraya çakılırken doğduğuna pişman oluyor insan. Bi de hafifim ya ben rüzgar düşük olunca verdiler bana kocaman bi kite allahımı şamşırdım! Baktım olacak gibi değil dedim ki benim zevk aldığım koşullar yoksa ben kamiicam bebiş. (çok kayabiliyorum çünkü ya peeeyyyhhhh)

Yoganın ekmeğini deli yedim yalnız. Denge candır. Bende de maşallah vücutta var (ruhsal pek yok kadı kızından halliceyim kusur konusunda)

yapabilmeye başlayınca sabah uyanıp hemen telefona sarılıp windGuru, Poseidon falan ne kadar app varsa bugün rüzgar nasıl yaaaa 8le mi çıksam 10 la mı diye bakınmak çok zevkli. Doğaya bağlı olmak çok çok zevkli, dünyanın bir parçası olduğunu, ona uymak için insanın neler ürettiğini geliştirdiğini yaşamak çok zevkli. Had AktifŞeftali beni gene kite'a götür :)

Namaste Kitekafası

14 Temmuz 2015 Salı

Paşa gönlüm ve pembe patiler

Cumartesi sabah 05:45'te kalkıp 27 kilometre koştum. İşte herkesin kur(a)mayacağı bir cümle. Ve dünyanın da kaç bucak olduğunu gördüm. (bunu da herkes kurAmaz egoları izin vermez çünkü yavruş).

27 kilomtereyi 3 saate yakın nbir sürede koştum. Bzaılar şimdi aaaa çok uzun düşürmen gerek diicek bunların yarısından çoğu da 15'in üzerine çıkAmamış olanlar. Önerim şu, kaldır poponu da bi de sen dene Temmuzun ortasında Boğaz kenaaarnda rüzgara karşı bak bakalım ne oluyor.

Vücutsal olarak hiç bir sıkıntı yaşamadım ama şunu söylemem gerek tam bir MIND testi. benim MND'ım kırıldı 30'a tamamlayamadım. O yüzden sanırım henüz maraton koşmaya hazır değilim. benim MIND'ım kırıldı. Hiç beklemediğim şeymiş meğerse. Ben bileklerim, tabanlarım, dizlerim benimle dalga geçer sanıyordum. Hiç beklemediğim yerden sordu bu sefer! Zihnimden...

Çok değişik bir yer orası, koşuyorsun, vücudun zaten otomatik olarak gidiyor orada bir derdin yok. Ama bir süre sonra şeker kalmıyor bedende, E bedende şeker kalmaması en çok da beyni yiyip bitiriyor. Ben koşarken düşünürüm. Açarım Spotify'ı şarkı çalar çoğu zaman da ne olduğu önemli değil, kafamdan dans ederim bit bit devam ederim koşmaya. Bu sefer öyle olmadı. Bildiğin şeytan var ya, sol omzuma oturdu beni yedi yedi yediiiii. Enerjin var aslında vücutta sıkıntın yok diyorum ya. 1.5 saat sonunda düşünmek istediğim her şeyi düşünmüştüm bir şekilde. Sonrası saçmalamaya başladı zaten daha çooook mesafem olması beni korkuttu belki. Sonra başladım o pislik su yılanı var bi tane onu düşünmeye e sinirlendim. Nerden aklıma geldiyse şarlatan! Sonra korkular sonra vesveseler.

Ünlü Manyak Lara Croft İstanbul Boğazı'nda Görüldü
Burada es verelim. Benim gibi birysen yalnız yapılacak iş değil ama buddy'leri iyi seçiceksin. Senin yanına gelip KÖTÜ OLURSA BIRAK BAK diye 3 kere söylerse patlarsın. Ne FitnessDelisiymiş be oof tamam bebeğim sen beni kötü bil için rahat etsin A(nthony) Q(ueen)!!!  Çünkü daha önce demişsin bana olumsuz bir cümle kurmaaaa ben kurmammmmm sen de kurmaaa. O kuruyorsa bunda kasıt vardır temiz olmayan niyet vardır. Burada çözülmesi gereken şeyler vardır adım atarsa hatayı işleyen (burada katiyen bendeğilim çözeriz ha adım atmazsa insan silmekle ilgili bir sıkıntım yok babamın oğlu ve hatta kendisi olsa hayatımda olumsuzluk mu yayıyor you are the weakest link goodbye der adını anmam).

27. kilometreydi. kızgındım, artık hiç bir şey düşünmüyordum bir anda o esnada canımın artık koşmak istemediğini fark ettim. Canım koşmak istemiyor. Bebek'e varmak istemiyorum Arnavutköy'ü bugün bir daha bu şekilde görmek istemiyorum. O dakika durdum, taksiiye ataldım ve eve gittim. Çünkü bu hayatta en önemli şey canın ne istiyorsa onu yapmaktır. Canının istemediği şeyi zorla yaparsan o sana eziyet olur büyük eziyet olur ihanet olur kendine. Hain miyim ben diilim, Hello Kitty'yim :D

27 bana az geldi hedefim 30'du ulaşamadım ama 27 kilometreyi duyan da bana waauuewww dedi. Hayır dedim hedefime ulaşamdım. Olsun dediler büyük başarı. İşte teselli işte iyi insan :D

Ben o 30'u görürüm ama 42, Maraton hayır sanırım benim yolum orası değil :) Denemeden bilemezdim. belki henüz değil. Benim yolum şu ara Spartan gibi duruyor. Çok eğlenceli yaaa Hele bir Beast yapsam :) çok seviniciiiimmmm :D Ha Güzel yarı maratonları da kaçırmam 21 güzel mesafe ben sevdim 21 koşmayı.




O zaman neymiş? Canın istemiyorsa yapma arkadaşım zorunda değilsin. Sen zaten iyiysen canın istemiyorsa yapma. Ben sana comfort zone'un içinde kal demiyorum çık gene çık ama canın o anda hakikaten istemiyorsa bir adım daha atma :D mutlu olmadığın hiç bir şeyi yapma.

Namaste canım 

7 Temmuz 2015 Salı

Şu an Rocky Balboa olma yolundayım Rambo değil!

Yumruk patlatmak her şeydir. Ellerin morarması işin fıtratında var. Yalnız biraz daha eldivensiz yumruklamaya devam edersem el eklemlerim ezilecek. Yazık be! Son gözdem yumruk tekme dalışar. Çok seviyorum. Karşımdaki kum torbasına isim bile taktım. Dün emanet eldivenlerle gerçekleştirdiğim idmanın sonunda sol elde kan oturması, hafif morarma ve eklemlerde kızarıklık hafif ağrı sonrası İstiklal Marşı ve kapanış oldu. Ağrı ve kızarıklıklar devam tabi :) (ama bunlar mutlu yaralar)

Bugün idman kaçırma pahasına alışverişe gidiyorum. 
İlk kriterim PEMBE olacak. Napiim yaa seviyorum. Mümkünse Hello Kitty'li ama onu bulabileceğimi sanmıyorum. Türkiye kadınların yumruk atmasını sevmeyen bi ülke bizim için janjanlı dövüş malzemesi getirmiyorlar. Androjen ettiler bizi zorla. (Direniyorum)

Bi kere o zımbırtıyı bandaj olmadan kullanmamak gerekiyormuş Bu birmiş. Sıkı olması gerekiyor ama tabi parmaklara kan gidecek. Bir de arkadaş ayakkabı gibiymiş giydikçe yıvışabilirmiş. İki çeşit ağırlık merkezi var biri önce biri bilekte. Eğer o şıllık karşındaysa (benim durumumda böyle rival'ım yavşak onursuz bir müsvedde - hani o torbaya adını koyduğum) ağırlık önde olan iyi rakibe max zarar verebiliorsun. Ama idman esnasında bilekten ağırlıklı olanı kullanmak daha verimliymiş yoksa sakatlanabilrsin. Bir yumuk kaç kg basıyor haklı o eklemelere de yazık. 

Bu eldivenler çift sayılar halinde (tek yok) 8 - 16 oz arasında bedenleri varmış ama bu el ölçüsü ile alakalı ağırlığı tam olarak bu olmayabiliyormuş valla ben de okuduğumu diyorum şekerim sana. 

benim gariban seviyem ya her yola gelen idman eldiveni ya da bol korumalı olan çünkü indirdim mi hakikten indiriyorum ya ben bile bazen içimden çıkana şaşırıyorum. Meğerse benim büyük aşklarımdan biriymiş de haberim yokmuş ben kalp bi şeyler dövmek. (gerçeği çıkmasın karşıma valla jöle kıvamına getiririm kemikleri, sevmiyorum napiim).

Everlast, Grant, Winning, Cleto en iyi markalar olarak verilmiş bi yerde. Demek ki bunlara gidicez. Ucuz mal alacak kadar zengin diiliz nihayetinde. 

Şimdi renk mevzuna dönersek; eğer ringe çıkacaksan kırmızı çünkü insan gözü çok da o ortamda bunu algılayamıyormuş ama tabi benim pembişler parıl parıl yanacak o belli (ya Hello Kitty işte istiyorum yaaaa) Yarın öbür gün büyüyünce ringe çıkarsam kırmızı olsun 1000 dolar borcum olsun mottosu olur ama ben ringe çıkmam ya daha serseri ruhum var benim daha firiii sıtaylaaa daha sitriit faytaaa :) 

Ringe çıkana bağcıklı idmancıya (benim gibi kuşlara) cırt cırtlı tavsiye. Zaten ben velkro ile yeteri kadar boğuşuyorum. Elimde o ponponumsı şeyle bağcıkla uğraşamam ağzımla düğüm atmayı öğrenmek istemiyorum. Şu an Rocky Balboa olma yolundayım Rambo değil!

 Elindeki bandajla konforluysa, sımsıkı sıkı sıkı sarıyorsa, son el bükücü gibi elini yaratık eli gibi bükmüyorsa zorlamıyorsa, yasıklaması iyiyse yapıştır gitsin ana fikri ile okudum ben okuduklarımı. 

Hadi hayırlısı. Bi bu kalmıştı. Ona da bulaştım. Yalnız şu anda elim acıyo ya bir tatmin bir multuluk. Dün başka bir sarışın çıtı pıtı kızla konuştuk onun da eller pert tabi. Çok mutluyum çok tatmin ediyo dedi dedim evet It is sick ama ben bu yaralara bakıp bakıp seviniyorum :p 

Namaste mi desem ne desem 

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Yeni türeyen sağlıklı beslenme şarlatanları!!!

Bir çok arkadaşım var diyetisyene giden. Çok tatlı dünya şekeri minnoş bir arkadaşım var Doktor kendisi beslenme uzmanı, çok iyi spor hocalarım var gecenin köründe whatsapp'tan yazıp resim yollayıp ya hoca ben maratona hazırlanıyorum çok acıktım bunu yesem caiz midir? diye sorduğum ve her kahrımı çeken. Sayelerinde ben sağlıklıyım.

Yalnız ülkemizde her alanda olduğu gibi tabi bu alanında cılkını çıkarttan 3 kuruşluk zavallı şarlatanlar var. İtimat etmeyiniz. Bugün size onlardan biraz bahsedeyim. Blenderda iki yeşil smoothie yapıp boyfriend jeans ile bahçede sere serpe elde ananas poz verip ben sağlıklı yaşam gurmesiyim ben sizi besliim diyen tipler türedi. Bu canlı türü, genelde Etiler, Nişantaşı civarlarında home office falan çalışıp (!!!) size eğitim olarak uzakdoğuda bir yerden aldığı belgeyi master chefim beeeeğğğnn diye yutturmaya çalışırlar.

Beslenme ciddi bir iş canikolar. Dünya kadar ekol var. Birinin diyeti diğerine uymaz. Bu ev kadını bozması kezbansular genelde hakkımda kısmına da eğitimleri ve bu konudaki teknik birikimleri hakkında bir şey yazamazlar. Yoga yaptım beğğğnn diye ibareler olur mesela bunların hakkındasına. Ulan mal! Sen bana yemek mi satıcan yoksa yoga dersi mi? Ya da yoga pantolonu ders verecek durumda değilsin o belli zaten. Spor yapan insanın göz altları öyle simsiyah olmaz eroinman gibi, sağlıklı beslenenin de. Kime yediricen? Hakkımda'dan devam edeyim. Ömrüm boyunca tatlı yemek istedim vermediler edebiyatı var mesela, motivasyon bu. Bakıyorum boş boş şeyler, masal kahramanıyım ben falan demiş (işsiz ya ondan) hala teknik bir şey yok. Aklı olan insana soruyorum; sen buna kendini besletir misin? Sağlıklı yaşam beslenme uzmanı mısın? O zaman metabolik açıklamaları yapacaksın, benim kanımı, idrarımı bilemiyorum artık daha nelerimi nelerimi tahlil edeceksin, bana uygun beslenme programı oluşturacaksın. Benim metabolizmama ne gider ne gitmez bunu bana söyleyebilecek kapasitede olacaksın 15 günlük Bali tatilinde terasından maymun kovalarken aldığın şef sertifikasını alıp ne yapacağını yazmiicam anlarsın. Beslenme ciddi iş sen olayı yanlış anlamışsın.

Siteyi incelemeye devam: her şeyi glutensiz yaptım. Neden glutensiz? Biz İstanbullular çölyak hastası mıyız? Google'a yazdığında dünyanın en prestijli tıp fakültelerinde üretilmiş makaleleri okuyabiliyorsun. Koskoca Tıp Profesörleri (senin gibi dandik şef belgesi değil şekerim, o sendeki kullanılmış selpak gibi kalıyor heriflerin belgelerinin yanında) diyo ki, çölyak hastası değilsen, sana ne glutenden! Hatta glutensiz diyet GERÇEK doktorların denetiminde yapılmıyorsa deli gibi zararları var. Mesela beyin fonksiyonlarının durması / yavaşlaması / bozulması. E yani bu da senin durumunu biraz açıklıyor. Vitamin mineral eksikliği (senin o süper sağlıklıyım dediğin yaşam tarzı mat cildinden ve simsiyah göz altlarından belli (Ben de arada yorgun olunca oluyor Dior en iyi kapatıcı tavsiye ediyim) bunu geçiyorum express bi şekilde sen kendin vitrin değilsin.

Glutensiz diyet aynı zamanda vücuttaki iyi kötü bakteri dengesini bozar, yeme bozukluğu oluşmasında etkili olabilir. Ay sen tabi bunu bilmiypdun Bali'de eğitim aldığın otel mutfağı bozması yerde İngilizce bilmeyen eğitmenin (ki seninki de zaten ne kadar) bunu demedi sana Şef!


Türkiye için açıklanan resmi çölyak hastası sayısı 700bin. Yani sen Etiler'de 700bin Çölyaklı mı buldun da iş kurdun? Business kafası zaten yok her akım şarlatanlığa yatmış!

İtimat etmeyiniz! Böyle şarlatanlara itimat etmeyiniz. Sağlıklı yemek tarifleri geliştirmek için okuyun, zamanınız yoksa uzmana danışın. Danıştığınız uzmanları iyi seçin, ülkemizde ve dünyada çok prestijli üniversite ve enstitülerde akademik çalışmalar yapmış olan bir çok iyi diyetisyenimiz var İstanbul'da, doktorlara danışın.

Bu gibi kadınların tuzaklarına düşmeyin sağlığınızdan olmayın! Kendinize değer verin! Göç ettiği köyüne dönmesin, anasıyla bahçedeki tandırda gözleme yapmasın diye insanları dolandırrmaya kalkan bu gibi kişilere karşı tedbirli olun. Mutlaka diplolamalarını soruni size hangi tahlilleri uygulayacağını, alerji testi taleplerini sorun. Sormak için eğitin kendinizi, gerçek doktora gidin size daha neler sormam gerek diye de sorun. Ya da deneyin buna gidin, sorun bakalım ne cevap verecek? (Ben söyliim lafı değiştirecek bir cevap veremeyecek bilmiyor ki)


Ne dolandırılıp paranızdan ne de bu gibi bilgisiz, eğitimsiz kişilere kendinizi teslim edip sağlığınızdan olun beslenme her şeyin temeli kansere ölüme kadar gidecek tahribatlar yapar bu gibi kişiler aman dikkat. Kendinizi bu sahte, onursuz, zavallı sahtekarlara teslim etmeyin.


İlber Ortaylı ve Celal Şemgör hocalarımı saygı ile selamlıyorum ne doğru diyorlar.....



Sevgiyle