Sayfalar

31 Ocak 2014 Cuma

Tescilli Deliniz Türk Basınında :)

Zafer Yolu'mu Fitness Magazin Türkiye'ye anlattım. Tez dergi alına okuna, ayrca derginin genel içeriği de harika, takip edile :) Her FİtnessDelisi'ne lazım bebeyimlerrrr. Kissssseeeesssss :)))

FitnessDelisi seni motive etmek için burada kimse yoksa ben varım YÜRÜ BE KOÇUMM BENİİİMMMMM

Merhabaaaa merhabaaaaa,

Aylardır yıllardır spor yapıyorum e ben neden kilo veremiyorum?

Ş,mdi bu soru baştan yanlış çünkü demek ki bir yerde bir sorun var ve sen bu sorunun üzerine gitmiyorsun. Hadi gel değişelim. Ne yapabiliriz bakalım...

Önce bir doktora gittin mi belki metabolizmanda veya hormonlarında veya başak bir yerde bir sorun vardır....

Doktor sana dedi ki herşeyin OK o zaman geli hayat tarzın ve gym alışkanlıklarına bakalım;



  • Gym'de ne yapıyorsun ve nasıl yapıyorsun? 
Cardio: 
Eliptik; benim bu aygıtla sorunlarım var. Eklem rahatsızlıkları falan olanlar için belki te çözüm olabilir ama ben verimliliğine inanmıyorum yani ne biliim bi yalan geliyo bu şey bana. Öyle hamster gibi debelenip duruyormuşsun gibi ounun yerine gidip açık havada yürüsen metabolizman daha hızlanıcakmış gibi. Bir kere en baştan anlaşalım eğer terlemiyorsan o işte bir yanlışlık var kuzum. Hem ellerini tutuyorsun burda ellerini tuttuğun zaman kök kasların (karın bu hani eritmeye savaştığın göbeğin altı) bir hayır görmüyor. Kasın etkisini bilehare konuşucaz kilo vermede.
Koşu bandı: Geçen bir arkadaşım söyledi ki ben de katılıyorum; kopşu bandında 4 kilometre ile 35 dakika yürüyüp kilo veremezsin, hatta boşuna yorulursun havanda su döv kol kasın çalışsın daha iyi yani. Bi de elini dayayıp dizi izliyosan ne manası kaldı işin. min 45 dakika min 6k ile yürü haftada 4 ya da koş min 25 dk ki benim tavsiyem 35-40 dakikalara çık ve indirme. (Hocalarına sor bir sakatlığın hastalığın varsa)
Dans: Dans dersi vardır makyajın bozulmaz, dns dersi vardır pandaya dönersin akan makyajdan. Nabzın artsın terle yorul perişan ol beter ol ol ki erisin yağlar :) 
Outdoor koşu: Kaptır gitsin. Hatta telefonuna bir uygulama yükle ve takip et. Çünkü gelişimi gördükçe bi gaza geliceksin bi gaza geliceksin. Gelmezsen gel FitnessDelisi'nden hesap sor.
Yüzme: At kendini havuza ballllııklar gibi deniz kızları gibi çıpırdan. 

Cardio'nun altın kuralı: İlk başta olmuyo hemen yaptıkça açılıyosun yap yap güzel oluyor sonra. 

Kuvvet: Dilimde tüy bitti o ağırlık kaldırılacaaaaaakkkkkk NOKTAAA şekerim kaslar yağlardan daha çok enerji harcar yaklaşık 3 katı. Ne kadar çok kasın olursa o kadar çok durduğun yerde enerji harcarsın. Kas oranını arttırmak için kuvvet çalıacaksın ağırlık kaldıracaksın. Hatta kuvvet cardio beraber sunan dersler var gir onlara alış sonra zaten kendi programını yazdırıp (her spor salonunda var bu hizmet nerdeyse) çalışmak için can atacaksın. Benim yolum bir gün üst vücut bir gün bacak kalça. Karın için ayrı takılıyorum, ya kendim çalışıyorum ya karın dersine giriyorum. 

Pilates: Sırf pilates ile kilo veremezsin! Sıkılaşrısın ama taşşş giibi  sıkılaşırsın. Yatırım gibi gör. Cardio ile yağları erit, Pilatesini yap. Yazın havuz kenarında yağların altından çıkan sımsıkı kaslarına bikini şovunu yap. 

Yoga: Bak gene sırf yoga ile kilo veremezsin. Pilates ile yapı olarak benzer, sıkılaşrısın, esnekleşirsin, kas yapman kolaylaşır, kas kütlesi artacak artaacaaaak....

Yoga Pilates: Vücut ağırlığı ile çalışmak candır!!!! 
Adeta bir kuğu bir kelebek ağlara yakalnmış bir tuhaf ne bu yaaa 

Ayna: Bak canım aynaya, beğenme kendini beğenmediğin yerlerine bak özellikle ve de ki heyytt ulan sen mi büyüksün ben mi :) tabi ki sen büyüksün o gariban sefil bir yağ bir selülit bir şekilsizlik. Baldırında selülit taşımış olan ben sana diyorum ki o fırlaklıklara o portakal kabuklarına dik dik bakmasaydım şimdi Ronald'yu kıskandıracak calflara sahip olamazdım. (Tamam abarttım ama gram selülit kalmadı be bacım gitti yok oldu resmen içimden şeytan çıkardım arındım vallahi bak)

Yemek:

Yemek demiyoruz beslenme diyoruz. Burada işi ciddiye alıyoruz ki şaşmayalım. 

Öğün sayısı: 2 öğün salata ile olmuyor anlaştık mı o konuda bak devamlı yazıyorum Kuzu değilsin sen otlamayı kessss yapmaaaaa. Benim karnım hiiç acıkmaz çünkü devamlı besleniyorum. O yüzden bavul boyutu bir Longchamp çantayı her sabah besinle (!!!) doldurup işime gidiyorum ve yiyorum. Kahvaltısız evden çıkmıyosun, min 2 ara öğün yiyorsun, öğlen yemeği ve akşam yemeğini aksatmıyorsunnnn cicikuş ok mi?

Ne yiyycemmm beeeğğnnn? Herşeyi, yakabileceğin herşeyi yiyebileceksin. Belki benim yöntem herkese uymaz ama ben hayatımda diyetisyen görmedim. Verilen 12 kilonun sırrı proses edilmiş şeyleri kestim ve sproa gittim bu. Şeker var şeker var, pasta da şeker üzüm de ama bak bakalım hangisi yanıyor :) Vücudun kullanabileceği şeyleri sokacaksın içeri ki proses edilsin. Dünnnyaalar kadar yazdım ben bunu :) 
Somon candır. Bakama nefret ederdim tek yemediğim balıktı kendisi. Fakat soğuk deniz balıklarında bulunan besinler MUUCİİİZEEEVVİİİİİ hem bi yerden sonra seviyosun ya

Spor sonrası besin: Spor sonrası beden harap tabi, gym'e gittin ananı ağlattın, tozu dumana kattın. Protein shake olur, doğal takılıyorsan benim gibi keçi sütü olur, ne biliim ızgara somonlu salata olur ye babam ye rejenerasyon safhasında vücudunu ödüllendir.Ödül dediysek kalkıp iki metre adana yeme bak o olmaz. 

Bilgi: 
Devamlı araştır, bak sor gözlemle, kendini dinle, başkalarını dinle. Ben şahsen hocalarıma ve kadim dostum Google'a soruyorum herşeyi. Yazıyorum çiziyorum not alıyorum bilgiyi biriktiriyorum bi de kullanıyorum. Buradan da aktarmaya savaşıyorum :) 

Motivasyon:

Kimse tutup da ay ben bi gidiim de sırtıma 30 kiloluk bar alıp 60 tane deep squat yapiim demez. Şimdi dğruya doğru. Kim ister ki işkence çekmeyi? Yalnız sonucu bi görüyosun Allaaahh beee (Uçan Sabri) oluyosun. Sonuç gördükçe devam ediyosun. İş disiplin ii bacım hayatta hakikaten hiç bir şey kolay gelmio ben de isterim ohh nerde çaldı orda kaldı tıka basa şeker çikolata yiyeyim de kaslı kaslı fit olayım. Olmuyo çalışacaksın. Bağladım mı Küçük Emrah'a tamam o zaman.
Uzak değil o günler haydi el ele gidelim :)

Uzun oldu evet sıkılmadın ve buraya kadar geldin umarım. Sen ne konuşuyosun be kadın dersen eğer, ben de derim ki şekerim azmin karşısında ne selülit kalır ne göbek ne o iç bacaktaki sinir yağ kesesi ne de kenarlardaki o salak bıngıllar. 

Açık ol, yapabileceğine inan, başarınca da şu FitnessDelisi'ne bir hayır duası et. Yaz geliyor huuuuuu hanııııımmmm hala oturuyosun, Haftaya diil Mart'ta diil şimdi şimdiiiii.....


Sevgiyle


30 Ocak 2014 Perşembe

Kilo verdiren, cildi pırıl pırıl pürüzsüz yapan en muhteşem detox reçetesini veriyorum!!!!

Bugün su içicez. Beyninin %90'ı vücudunun %75'i su. Su içmeyi sevmeyen insanlar tanıyorum ben ve varlıklarının tuhaf olduğunu düşünüyorum. Çöl kertenkelesi gibi su içmeden yaşamaya çalışıyolar... Ben ki 2 litre normal su ve bir litre akminayı her gün bir içerim, buna bir de idman esnasında içtiklerimi ekleyin etti mi sana ufak çaplı bir göl! Ne güzel.

Ne kadar su içmeli günde? Çişin renksiz kokusuz olana kadar! Net. (Lafı dolandıramadım kusura bakmayın yıllardır UZMANLAR bi şunu net söyleyemedi)



Kemiklerin %22'si, Kasların %75'i, Kanın %83'ü su. Bu su besinleri namnamları oksijeni hücrelerine taşıyan kanının ana maddesi yani. Bu kadar gerekli su sana. Varlığını devam ettirebilmen için şart varlığın su çünkü. Burdan derin bir filozofik tartışmaya girelim mi fetüstü amfibilerdi yunuslardı falan :)

Bir kere enerjinizi konsantrasyonunuzu toplar su içmek. Ya da şöyle diyelim düşmesini engeller!

Vücust ısısını dengeler (nihayteinde milyar tane kimyasal reaksiyon neticesinde hayattayız basınç ve sıcaklık kimyasal reaksiyonlarda çok önemli bu ısı adaptasyonuna bir de burdan bak)

Kalp krizi ve kanser riskini azaltır bolll su içmek.

Baş ağrısı nedir bilmem (Lodos olmadıkça) çünkü deli gibi su içiyorum. Her kaynakta suyun baş ağrısına iyi geldiğini görürsün.

Yağ yakımında rolü var suyun şekerler o yüzden kilo vermek için de yardımcı olur (gözleirn parladı kulakların dikildi kilo vermek diyince).

Toksinleri İzmir marşı ile gönderirsin (işte çişine dikkat et, berrak ve kokusuzsa bravo toksininzi çook az).

Cildi pırrıl pırrıl yapar (hayatımda sürdüğüm en pahalı kremin fiyatı 300 €'ya yakındı THY gene bizi dikmiş havalimanına rötarın ağbabasını yaşıyoruz Brüksel'de sinirimden attım kendimi Freeshop'a bi baktım krem fiyata baktım OHA nihayetinde 20 gram da bi şey böyle minnak, Arap yağı bol bulunca düsturuyla aldım kremi boca ettim. Parıl parılım falan dedim oha bu cilt bir daha olmaz böyle - vermem o parayı ben- ve şimdi bakıyorum egzersiz uyku ve sıvı üçgenim tam cildim parıl parıl porlarım nerdeyse yok vallahi bak). Vücudu dehidrasyona uğratmamak saçını cildini pırıl pırıl yapar. (İçmenin yanısıra bakınız Evian'ın dünyanın parasına sattığı spreyleri hepimiz aldık onu hepimiz o kazığı yedik)

Kabızlığa çaredir şekerim su, vücudu ve sindirimi düzenler.

Bağışıklık sistemini toparlar (Almanya'da öğrenciyken paten yaparken düşüp kuyruk sokumumu çatlatmıştım doktor bana günde 3 litre su içmemi ağrının azalacağını, alçı veya başka bir önlem alamayacaklarını söyledi. Ama Almanya'da dokorlar neredeyse herşeye çok sıvı alın 3 litre su için diyorlar).

Dehidrasyona uğratmıyoruz kendimizi çünkü su eklemlerimizi kaygan kaslarımızı elastik tutuyor (bakınız juicy steak kıvamında olmak). Vücudun iyi olduğu için ruh halin de iyi olacak (bir kere ne por kalmış ne bir şey bir de cilt parlıyo deli gibi daha ne istersin).

İçinde yağ yok, şeker yok, alkol yok, gıda koruyucusu yok, boya maddesi yok, saf duru bir şey daha spirituel algılamak istersen doğa ile bağlantı kurarsın diye düşün. Ya da saflık mesela (hani günahlar suyla yıkanınca gidiyo ya ruhun gibi vücudunu da temizle düsturu bildiğim her dinde bir var bu)



Valla sağlık, ruhanilik, din, kilo verme ve cilt her yönden yakaladım seni kaçamazsın. Bugün bol miktarda su içeceksin belli oldu. Bazen sıkılıp bardağımın içine bir mevsim meyvesi tanesi (nar, üzüm, çilek kiraz favorilerim portakal ayva aynı etkiyi vermiyo), taze nane, çubuk tarçın falan attığım oluyor rahiya veriyor ya da lime(ay tamam ukala dendi bana gele misket limonu oldu mu) veya sarı limon dilimi.

Masanda su var mı? İç bakalım.

Angelo Bronzino: İç anam iç diyo bak ne güzel diyo

Sevgiyle

29 Ocak 2014 Çarşamba

4 element neydi? beden akıl nefes ve zaman! (iyi oldu bi de tahta! - 5 etti yalnız)

Sa-mi-miii-yeeet-siiiz-sii-niiiizzzz...

Üzgünüm daannnn diye söyledim ama samimi değilsiniz. Bir insanın kendine vakit ayıramaması kadar samimiyetsiz bir şey olamaz. 1 saat 3 saat 10 saat 20 dakika 5 gün... Yediğin içitiğin gezdiğin yaptığın ettiğin gördüğün yaşadığın duyduğun hissettiğin unuttuğun hatrladığın. Sen iyi misin diye herkese günde 100 kere sorarken ben iyi miyim diye kaç kere soruyorsun?

Egon var senin süpersin sen, yenilmezsin, en yi sensin, senin etrafındaki herkes tökezler ama sen dimdik.... Geçiniz. Yanlış.

Bir bütün olduğunu unutmuşsun. Gel seninle ufak bir test yapalım. Şu anda eminim hafif kambur duruyorsun, boynun da öne eğilmiş. Ellerin bilgisayar klavyesinde büyük ihtimalle, biraz akıllıysan masana baktığında yüksek (yükseltilmiş) ekran ve destekli mouse pad göreceksin. Görmüyor musun? Alışveriş sitelerinde harcadığın zamanın 20de birini harca ve bu destekleri al. Evet simli pırıltılı marka veya moda değiller ama kol kaslarını ve boyun eğiriliğini koruyacaklar.
Hannibal Lecter gibi böyle dolaşmak istemiyorsan eğer dik duracaksın, eğer eğrildiysen düzeltecek önlemleri alacaksın, sonra böyle iki büklüm olunca aman demeyeceksin OK? (kendi eğikliğimi nasıl giderdiğimi anlatmıştım bakabilirisn bebeyyyim)

Nefesine dikkat et. Sanırım sık sık ve derin olmayan nefesler alıyorsun. Bu stress içerisinde olduğunu gösterir. Derin derin ve yavaş al, ve nefeslerini say mesela 4-4 hemen hissediceksin farkı. Bu arada omuzların da hafif içeri doğru eğik değil mi? Çünkü bugün gene savaşacağını düşünüyorsun, stres ve korku - ya da kısaca alarm durumu diyelim - halinde ilk önce pektoral (meme işte bildiğin) kaslarını kasarsın kapanırsın sırtın yuvarlaklaşır ama sağlıklı değil kambur halde.

Şekerim şu ana kadar iskeletin eğri, nefesin tık ve ruh halin stresli çıktı. Bence devam etmeyelim. Bence sen şimdi bir kalk 40-50 adım yürü bir dolan gene öyle gel ofis masasına. O şekerli çayı kahveyi de yolla, yerine şekersiz bir şey iç, vücudunun içini yormaya, cildini perişan etmeye gerek yok. Hah güzeeeelce bir gerin, kan gitsin kollarına bacaklarına, boynunu çevir. Hafif esne öyle otur masana geri ve nefesine dikkat et.

Bütün olduğunu hatırla gün içerisinde, vücudun aklın nefesin bir bütünsünüz. Ama bu bütünlüğü sağlayan bir boyut daha var o da ZAMAN. Ay şekerim nasıl vakit buluyorsun sipooraaa diyen kezo arkadaşım. Bulmuyorum yaratıyorum. Sen kenarından yağı damlayan kızarmış tavuk parçaları kemirip düşük kalite blushlarla onları mideye indirirken ben gym'de çalışıyorum. Kendime zaman ayırıyorum. Çünkü kendimi seviyorum. Çünkü ben 120 kilometre yol yapıp, 8 saat çalışıp, bir dünya günlükhayatsorunu ile boğuşup sonrasında iyi olmak için kendi ayinimi yapıyorum. Ağırlık kaldırıyorum, koşuyorum, yoga yapıyorum yüzüyorum canım nasıl isterse onu yapıyorum. Ama hareket ediyorum. Zamanı iyi yönetiyorum ki kendimi kendimden mahrum etmeyeyim.

Gilhousen'ın Geçlik Pınarı: İlle de nerde bu pınar diyorsan bak vallahi bu 4 faktörün güzel yönetilmesinde. Metabolizma yaşım 1 senede 10 yaş düştü, bi dene pişman olma olasılığın yok yani :) 

Zaman yönetimi çok zor değil be hepimize project management okuttular nerdeyse. Okumadıysan bile dersi, internette crash course'lar var vallhi bak 1 saat ayır gününü daha efektif planla zamanını yönet ve hayatını kaybetme. Zaman yönetimin para gibi olmasın, kağıdı bozdurunca sana geri verdikleri bozuk paralar çantada yitip gider, aynı şey hayatına olmakta bu devam etsin mi istiyorsun?

Önce kendimiz Venüs oluyoruz sonra Adonis zaten geliyor. O yüzden Venüs olmak için kendine iyi bakıyorsun Kapiş? Anlaştık o zamannn (Abraham Bloemaert - Adonis ve Venüs)


Sevgiyle

28 Ocak 2014 Salı

Baştan söyleyeyim bu yazı ters ve çoook şifalı

Meme kanseri kavramının benim hayatıma direkt girişinin birinci yılı yaklaşıyor, o esnalar aynı zamanda benim de doğumgünüm. Yıldönümleri ay dönümleri benim için önemlidir. Hayatımıza giren şeyin girişi için şükretmek, değerini yeniden düşünmek ve kutlamak için senede bir gün az bence 6 ayda hatta 3 ayda bir bunlar kutlanmalı. Meme kanserini de kutliicam evet, çünkü öğreten bir deneyimdi. Ama bugün canımı sıkmak istemiyorum. Ne kadar öğretici olursa olsun can sıkıcıydı. Bugün şifalı bir şey yazıcam; Headstand! Namı-ı Sanskritçe Salamba Sirsasana. Bu aralar en bayıldığım yoga asanası. (Asana seçmmek ayıptır günahtır hepsini sevicez ben yapıyorum diye siz de yapmayın) Neden? Çünkü ben ters bir yaratığım. Bazen yarasa olduğumdan şüpheleniyorum ters durmayı bir insan neden sever ki başka?
Yarasa (temsili olarak da olsa ben değil ben şirin bir varlığım çünkü bu pek şirin durmuyo)

Efendim Headstand nam-ı Sanskirtçe Salamba Sirsasana; "eheuheuhe uçtunuz mu yogada ooommmm yaptınız mı" diyen arkadaşlara kapak olması gereken bir poz. Bir kere vücudunun her bir zerresinin farkında olman gerekiyor. Her bir nefesinin dengeli olması şart ve tabi ki nefesini tutmayacaksın. Şimdi tutup burada nasıl yapılır yazmayacağım. Tehlikeli de bir poz çünkü, hatta ben yapışıp yapışıp duruyorum yere sırtımın üzerine inmeye o kadar alıştım ki acımıyo artık ama tuhaf bir ses çıkıyo.

Kadim Yoga yazılarında (yeni yeni okuyorum bu tekstleri ama kadim lafı çok hoş) TAPAS (hayır Barcelona'dakiler değil bak olsa onlar da çok önemli, yaa Barcelonam geldi benim yaz gelsin gidelim, tapas yiyelim Cava içelim aşığım Barcelona'ya) denen disiplinin kailtesi ve adanmışlık büyük önem taşır. Bir de hayatındaki herşey Yoga ile değişir. Yani yediğin içtiğin uyuduğun düşündüğün yaşadığın. İster benim gibi sporsalonu yoginisi ol (ben kendime çakma da diyorum, yoga eğitmeni bir arkadaşım da saçmalama diyor çakması olmaz bu işin diyor) ister hayatını ada, temel bu. Herşey değişiyor özgürleşiyorsun çünkü kendinin farkına varıyorsun.



Bitti mi bitmedi, yanında beynide kan dolaşımını arttırdığı için beyinsel faaliyetleri çoğlatması ve hafıza başta olmak üzere süper beyinli bir yaratık olmanı sağlaması da bedava! Bitti mi bitmeddiii, kanımızın çoğunu bütün gün bacaklarımızdayken bu poz o kanı bacaklardan ve lenflerden drene ediyor, yani bacaklar kalbin üzerine çıktığında orada depolanan sıvıların ortalığa çıkıp kalbe ulaşıp miss gibi temizlenip oksijenlenmesini, hücresel ve metabolik atıklardan arındırılmasını sağlıyor. Eyyy ahali duyduk duymadık demeyin!!! Ruhsal tatmin ve değişim de cabası!!! Saç beyazlamasına iyi geliyor diyorlar mesela, çünkü besinler kafaya da gidiyor böyle durunca. Adrenal bezleri temizleniyor böylece stres hormonu değil daha mutluluk verici hormoncuklar salgılıyor insanoğlu. Yerçekimi ile bağırsaklar başta olmak üzere iç organlar stresten arının çünkü bu sefer hep aşağı değil yukarı gidiyor (bakış açısı). Hipotalamusu da uyarıyomuş bunu ben de yeni öğrendim. Kök kasları için muhteşem bir poz veeeee son olarak bazı felç risklerini azaltıyoooor. Kesin daha şifası faydası vardır ama bu kadar bile yeter şimdilik. Hala yapmak için sebep bulamadım diyosan ben ne diim.


Öğrendiklerim; farkındalık, konsantrasyon, harmoni, sabır, denge. Bir de dünyaya tersten bakmaya bayyılıyorum ben yaaa. Ayırca bütün gün ayaklarımızın üzerindeyiz zaten çok mu matah şeyler yaşıyoruz Allah için, yok rapor deadline'ı öne çekilir, yok acil bik bik yaparsın, yok ödeme bi şey olur, sevgilinle didiş, patronla bağrış, aileye çizmenin etiketindeki fiyatın neden 4 haneli olduğunu ve neden onsuz yaşayamayacağını anlat, başımıza ne geliyosa iki ayağımızın üzerinde geliyo. Çık bakalım bir de başının tepesine, başka şeyler var yeni bir bakış açısı. Hem ters durmak korkutur insanı, olabilir, bir dene bir bak bir yen korkuyu. Korkuyla yaşanmaz. Şu yaşımda bir tek köpek korkum kaldı (off bir de uçak) onun dışında karanlık korkumu yenicem diye gece ışıkları açmayıp kapılara çarpmaktan heryeim morardı bi ara yendim ama hahaha.

Aman sakın!!! Boyunda baskı hissedersen sakın pozu zorlama! Omuzların pozisyonlanmasını bozma bi de!!! Yarca Cihan Hoca destekli bir yazıdır kendisi bu linkin altında :)

Salamba Sirsasana (böyle yazınca pek havalı oluyo beeehhh) Yoga'nın üzerinde yarattığı etkileri algılamak için güzel bir deneyim. Bacaklarını yukarı kaldırırken mesela karın kaslarını kullanıyorsun bacaklarını değil. Vücüdunun üst kısmı yerde kökleniyor resmen, karın kasın terazi olan bacaklarını kaldırıyor. Söylemesi tuhaf yapması zevkli. Sırf bu pozu denemek için Yoga'ya başlanır.  Densene...


EKLEME:
Cihan Hoca'dan gelen uyarı, regl günlerinde bunu yapmayın bacılar bunu yapın!

Sevgiyle

27 Ocak 2014 Pazartesi

Çıpırdanan küçük kurbağa

Derler ki insan sudan gelir. Evrim teorsine göre sudan çıkmışız, fetüs olarak suyun içindesin o kadar zaman ilk hücrenden itibaren. Ben hele ki ben; ben sudan çıkmam. En son kızlarla tatildeyken tanıştığımız birileri siz bunu (beni) gece küveti doldurup orda mı yatırıyosunuz diye sormuştu, denize giriyorum anca susarsam çıkıyorum falan bu haldeyim. İçebilsem deniz suyunu onda da çıkmiicam. Zaten gariban bir Balık burcuyum su olmayan yerde duramam. Allahın Almanyası'nda bile yaşadığım evler Ren Nehri'ne bakardı - iki ayrı şehirde iki aynı manzarayı arayıp bulabilecek bir Türk mühendislik öğrencisi ben. (Geyik espirisi yapmayalım ne olur). Su benim olmazsa olmazım. Evimden Boğaz'ı görmezsem olay çıkar falan sis olduğunda bile Mikail'le papaz olacak seviyeye geliyorum.

Bu aralar havadan mı neden bilmiyorum canım sıkkın. Tam kış gelemedi kayağa gidemedim seri katil modundayım. Ben de Cumartesi günü böyle tel tel sinirlerimle kirpi yavrusu gibi dururken, gym'e gidicem naapsam naapsam düşünüyorum. Dedim ben ne zamandır yüzmüyorum neden yüzmüyorum ben deli miyim? Biraz deliyim evet ama neden yüzmüyorum? Yüzeyim ben nasıl balığım ben dedim.


Giydim mor yüzücü mayomu taktım bonemi (bone mevzuu yemin ediyorum Çin işkencesi, saçım da uzun kafam da büyük tıkana kadar bir ayrı çekiyorum herşey oturunca da uzaylıya benziyorum) gözlüğümü de taktım attım kendimi havuza. Şimdi git-gel sayarken benim pratik bir sistemim yok dedim ki 2git2gel bir set olsun bir set serbest bir set kurbağa yüzeyim böylece sayarken karıştırmam yoksa bir daha havuza zikirmatik gibi bi şeyle girmem gerek. Su altında çalışan zikirmatik var mı? Neyse dağılmıyorum - böyle kolay geldi 10 set yüzdüm saya saya. Hoca da onayladı olabilirmiş ille de aynı stilde yüzmek zorunda diilsen falan filan şimdi kızla yüzme antrenmanlarına başliicaz. Bugün İstanbul'da hava nanemolla, her an kar yağabilir. Bugün off günüm normlade dinlenme Pazartesisi, ama kar yağarsa ben gider kar yağarken yüzerim. Neden çünkü ben ters bir insanım :)



Yüzmenin faydaları efendim saymakla bitmez. Bir kere hem kuvvet hem cardio hem de stretching 3'ü bir arada. Normalde böyle multi-fonkisyonlu şeyleri sevmem ama yüzme ayrı bir güzel yaaa. Sonra vücut ağırlığının %50'sini falan taşımak durumundasın havuzda bu da şu demek eklemler için paha biçilmez fırsat, hem eklem zedelenmesi kas sıkıntısı faan olanlara yüzme verirler. Vücudundaki kasların çoğu çalışır bebişim çıpırdanırken kuvvetin yanısıra iyi bir cardio da olur ve dayanıklığı arttırır. Mesela ben iyi bir koşucuyum ama ilk setimin ortasında Allahım sanırım boğulcam ve huzura ericem dedim. Ama ne yapmıyoruuuuz PEES ETMİYORUUUUZZZZ :)) Yüzme ayrıca kalbi de güçlendirir böylece o kalbin daha verimli kan pompalar çünü kalp kasları olmuştur sana Herkül. Amerikan Kalp Birliği de demişki bacım demiş sen günde 30 dakika yüz kalp krizi riskin %30-40 azalsın. Valla benim Peder kalpten rahmetli, demek ki ben daha sık yüzücem.

Yüzerken ben (temsili)

Yüzmek ayrıca Neron gibi kalori harcatır. Buradan kalori hesabı manyaklarına selam olsun, kurbağa 60, sırt 80, serbest 100, kelebek 150 (bunlar 10 dakikada) gibi veriler kaynaklarda dolaşıyo. Fakat neymiş ben 20 dakika kelebek yüzüüm sonra gidip pastaneyi yiyim yok. O işin öyle olmadığında anlaşmıştık. Bi de su soğuk ay ben zayıflayamam falan diyen Kezbanımız varsa havuza atlamadan ayağa irice bir taş bağlasın :) Soğu dediği su da 28 derece o kadar debelenicen içeride vücut ısın elbette ortama ayak uydurur, nazlanmıyoruz.

Ayrıca mayoyla yapılan bir spro olduğu için vucuduna takıntılı kızlarımıza daha iyi motivasyon sağlayanbir spor dalı oluyor. Şöyle seninki giyior mayoyu allaaahh göbek bir yerde selülitlerin okula başlama yaşı gelmiş kollar sarkmış falan euuuwww. Ama ne oluyor yüzdükçe onlar bir bir yok oluyoooor :)))

Ayrıca ne yüzücem ben düz düz yeaaa diyenlere paletler el paleti gibi şeyler (ördek ayağına benziyo ama eline takıyosun) tahtalar aırlıklar gibi olayı zorlaştırıp yap da görelim kıvamına getirecek milyon malzeme var. Dene bakalım havada bent over fly yapmak kolay yap bakalım su altında yeeaaa o resistansa karşı. Sürtünme kuvveti diye bi şey var bi kerem naaabeerr...

Nemli bir atmosferde yzüüorsun sonuçta bu yüzden astım semptomplarında da azalma oluyomuş. Ben gene Amerikan kaynaklarının yalancısıyım. Kolestrol seviyesini düzenlemek, şeker hastalığı riskini azaltmak gibi her egzersizin mutlu yan etkileri de varken. Yüzmek ayrı yaa suyun içindeyken insanın siniri stresi kalmıyor, bir böyle huşu efendim, bir konsantrasyon sonra 1200 metre yüzdüm diye bir tatmin. Off be yaaaa. Ne olur kar yağsın ben yüzmek istiyoyyuuuuaaaammm :)) 8yoksa yarın yüzücem neden çünkü dinlenme günlerimizi atlamıyoruz o da önemli).

Son bir şey, yaa biliyorum daha rahat yüzüyosunuz da biz de insanız be yazık yani Rus Olimpiyat yüzücüsüsü Speedoları neden yasak diil. Ortak tavrımız insanlık olarak, şu çirkin şeylere katlanamıyoruz gözünüzü seviim alternatif bi şey kullanın.



Ben bunu neden yazdım efendim Meyvemiz, minimalist kızımız yüzmeye nazlanıyor bu arada. Benden ona motivasyon hediyesi olsun, yarın akşam mesela bir yüzelim mi beraber?

Sevgiyle


24 Ocak 2014 Cuma

Uyuyan güzel ve paranormal aktiviteler

Dün üerinize afiyet oryantali biraz fazla kaçırmışım. Enerji patlaması falan değil bildiğin siklon oldum. Döne döne. Biraz da şişkinlik vardı artık öğlende üniversite menüsünde çıkan neyin yağı bana dokunduysa oryantal yapan balon balığı gibiydim. Aynada bunu görünce daha da çok eğlendim. Murat Hocam benim en sevdiğim beatlerle başlayınca sonra FitnessDelisi koptu oluyor. Koparım!!!! Sen o şarkıyı çalarsan ben de koparım!!! Bunu duyup da kalkıp göbek atmayacak bir insan evladı tanımış olmak bile istemiyorum Varsa öyle biri çıksın gitsin hayatımdan. Ciddiyim valla.

Enerji patlamasının sonucu, gym sonrası dedikodu keyfini de (ayy ne uyuz olurum kankamla bik bik keyfiiiii - hadi be ordan offf) bitirip tam kalktıktan sonraaaa, 4 kişiden en geride kalan masaya en az 3 adım uzaklıkta, şaannggıırrtt diye bir ses! Şekerim şangırtı bizim şıkırlardan gelmiyo ay ne oldu derken çok paranormal bir olay yaşamışız meğerse ona aydık! Sen masanın üzerindeki kürdanlık kendi kendine düş parçalan. Enerji böyle bir şey bir de 4 azılı oryantalci yan yana gelince (başta hocamız olmak üzere) nasıl bir enerji fırtınası yaydıksak dedim ki bir ara aha göktaşı falan düşecek bi şey olacak.

Malum bundan sonra benim uyumam zor oldu, gece olmuş 00:00 ben hala bakınıyorum böyle sağa sola gözler faltaşı. Enerji patlamam dışında acaba neden uyuyamadım. Bilmiyorum derken aklıma geldi bu öksürük yüzünden (evet hala bir denizci gibi öksürüyorum) ayaklarımın altı, bağrım boynum hatta kazayla gözümün içine bile vicks sürüdm ben. Mentol kokusu beni bir güzel uyarmış duyargalar kirpi yavrusu olmuş ben de Mankell'in Beşinci Kadın kitabını okuyorum uyuyim diye. Gözüm de bu arada ferah ferah yanıyo, kokuyu tarif edemem, okaliptusa doymuş koala yavrusu gibi kokuyorum misssss.

Şimdi mentol ve enerji patlamasını geçersek neen uyuyamıyoruz uyumak için ne yapmamız gerek Uyumazsak sonuçları fena olur bak söyliiim!!!

Mesela uyumazsan böyle olabilirsin

Bi kere iyi uyumak için tutarlı yemek iyiyici olmak gerek, aç kalmiicaksın ama vücudu da şoklamiicaksın gecenin köründe kalkıp Tazmanya canavarı gibi buzdolabını yiyip göbekten ayaklarını göremez durumda gidip uyumaya çalışmanın alemi yok. 

Mentol mevzuna ek aşırı mentol içeren gargara, efendim extra ferah diş macunu da uykuyu vınlatabilir. Ha ben lavanta kokusunu seviyorum mesela beni uyutur ama herkese işler mi bilmem. Şakaklarıma ve yastığma bir iki damla lavanta yağı FitnessDelisi horrr:)

TV kitap, tanlet, telefon, phoblet, aşırı oryantal gibi duygularınızı uyarakcak herşey. Ay çok heycannııı durşu mesajı da okiim falan yok. Kafay boşaltıyosun. 

Sigara, puro bilmem ne zaten cızz da bide uyku öncesi on kere cızzz.

Sabah ayılamadıysam kivi portakal mandalina ananas yerim mesela limon sıkarım bol bol yiyeceklerime (çaya sıkamam çaydan tiksiniyorum çünkü, çayı sadece içine süt koyarsam içebiliyorum onda da millet kıraliçe elizabet misin uleyn diye dalga geçiyo içemiyorum) çünkü C vitamini insanı ayıltır enerji verir bomba yapar, gece yatmadan yersen uyuyamayabilirsin. 

Bir de yatmadan önce reçeteli reçetesiz ilaç kullanıyosan uykuya etkilerini sor bi ne olur ne olmaz... 

Tabi ki kas gelişimi ve hücre yenilenmesi için uyku şart iyi dinlenilmeli diye kendimi yırttım burda bak diğer postlara çoğunda var. Ayrıca ruhen çkersin verimin düşer, depresif sinirli böyle iyyk ir insan olursun ki neydi moto pozitif pozitif pozitif!!! Ayyyyynnen Polyanna yutmuş gibi. Uyku olmadan olmaz. Bu uyku mevzu da burda bitmez gerçi devam eder ama şimdilik bu da sanki güzel oldu :) Hem erteisi gün normalde aldığın kafeinin 5 katını alıp vücudu maynum etmenin manası da yok....

Uykusuz kalmanın sonuçlarını anlatmiicam uzun uzun ama bu linke bakarsan Hufftington Post muhteşem bir posterle olayı yaldızlı pekiyi ile halletmiş. Zinhar uykusuz kalınmaya!!!
Doğaya karşı gelme vücudunla barış kavga etmeden ona uyarak yaşa o da sonra ruhuna uyacaktır


Bak uyumasan ne olur diye ille de koydum, linke bakamaya üşenmişsindir falan 

Sevgiyle

23 Ocak 2014 Perşembe

Mental düğüm

Herakleitos dmiş ki aynı nehirde iki kere yıkanılmaz. Ne doğru. Konu yıkanmak olunca; arada metroya falan binince aklıma geliyo. Yıkanın ulaaann diye bağırmak istiyorum. Ne pissiniz be hani paradan diicem, o bayıldığımız Osmanlı kültürü bedava hamamları ile ün yapmış. Hala da sürdürülen bir gelenek bu yani. Bööğğkk Yıkanın abi pis pis gezmeyin.

Neyse kamu spotundan sonra ben konuma döniim. Aynı nehirde iki kere yıkanamıyoruz çünkü öyle akıyoo gidiyo. Zaman da gidiyo, hayat da gidiyo insanlar da gidiyo sen bile durduğun yerde aslında gidiyosun. Mesela ben şu anda ofis koltuğumda dönüyorum devamlı ama her dönüşüm farklı. Sorumlu olduğun ve kontol edebileceğin bir tek şey var şu an. Belki bugün hoplaya zıplaya bir Bambi gibi 20 k koşup üstüne vali kebabı yemeğe gidebilirsin. (Vali kebabını bilmeyen varsa bakmasın, bilmek lanetlenmektir!!! - Nietsche) ama bir kaç gün sonra 10k 'da kesilirsin. Olmaz. Bunun milyon sebebi olabilir, belki canın bir şeye sıkkındır, mental olarak hazır değilsindir, regl olacaksındır, aklında yazmadığın e-postalar vardır falan herşey olabilir. Kafana takma o kadar, inip çıkıyoruz devamlı. Ha idman aksatıyorsan önüne geleni lüp lüp yiyorsan, sonra ne biliim alkolün şekerin dibine vuruyorsan vur patlasın çal oynasın uyumuyorsan yemezler. O diil bu. Ona disiplinsizlik diyoruz. O ayrı konu...

Bir gün split yapabilirsin bir başka gün o kasların tam açılmamıştır. Bir gün Harika bir peagon yapabilirsin ertesi sabah cıxxxx olmaz. Özellikle yogada farkediyorum pratiğin başındaki ve sonundaki pozlarım çok farklı, hissettikleirm, aklımdan geçenler.

Yogayı hakikaten seviyorum ben yaa, matın üzerine çıkıp nefesimin farkında olmayı, kaslarımı uzatmayı, belki uzun süre duramasam da ya da ne biliim destek olmadan tam beceremesm de handstand yapmayı, kendi vücudumu bir İsviçre saati gibi çalıştırarak enerji üretmesini hissetmeyi. Omurgamın açılıp uzamansını (30 yaşındna sonra 2 cm uzamış olmak paha biçilmez). Akşama güzel bir Hatha pratiği hapıcam ben o zaman bu saçma negatiflik gider üstümden. İpin ucunu da bırakmam ben gene kendimi iyi hissettiricek bir şey bulabilirim. En azından ararım...

Bugün canım sıkkın gibi biraz. Ondan kısa tutucam bikbiklemiicem çok. Sıkkın olduğun an da geçer neşeli olduğun da, önemli olan insan olup duygularından utanmadan insan olduğunu farkederek acının bile tadını çıkartarak yaşamak. Çünkü aynı anı iki kere yaşayamayız.

Sevgiyle

22 Ocak 2014 Çarşamba

FitnessDelisi ve Kabile Büyücüsü aynı kişi mi?

Zaman dün akşam. Yer spor salonu tabi ki nerede olacaktım hıh! Şu gelip de gitmeyen gribi savuşturmaya çalışıyorum. Gidiyo geliyo böyle tam alien filmi gibi tam yaratık öldü diyosun hoop yandakinin karnından geminin bilmem neresinden diğerinin ağzından fırlıyo. Bu grip salgını da o hesap. Sadece bana değil, soruşturdum etraftakiler de aynı şekilde muzdarip herkesin dediği geçmiyo lan bu bumerang gibi gidiyo gidiyo geri geliyo. 

Mevzu bu değil! Ben gayet hayatımda bu yokmuş gibi yaşıyorum. Canım ne isterse yapmaya devam ediyorum falan. Dün de Salı ben de haliyle Dinamik Vinyasa Yoga üstüne Oryantal yapiim niyetiyle mutluyum. Hasta olmasam spinning ile devam edecem, ve fakat vücudumda grip virüsüne karşı OHAL var. 

Yanımda Kikirik, tamba tumba esme bomba bi arkadaş kendisi, aldık matımızı serdik, hoca söylüyor biz yapıyoruz ama ben daha meditasyonda tekledim, nefes alamıyorum burun tıkalı. Neyse bi ben diilim heryerden öksürme tıksırma sesleri geliyor o anda o ylanız olmamanın verdiği rahatlama, o sürü psikolojisi o kuyunluk beni çok mutlu etti, 19 kişiyiz hepimiz ayrı safhalarda gribiz. Artık sonlarına doğru Yay pozundayız, deli gibi bacak kalça açmışız vücutta muhteşem bir enerji dönüp duruyor normalde benim zıp zıp bir halde olmam lazım. Son 5. nefesimi verdim, yere indim elimi ayağımı çözdüm, Dedim Kikirik ben oryantale yalan oldum. Berbatım. Ateşim var. Ağliicam ama. Kikrik beni iki poz beş nefes arası ikna ediverdi. olaydan 15 dakika sorna belimde şıkırım titriyodum. Hastalıktan dieğil ama ritimden.
Yay pozu, faydaları saymakla bitmez; sırt ve karın kaslarını güçlendirir, üreme organlarını uyarır, göğüs, boyun ve omulzarı açar, bacak ve kol kaslarına iyi gelir, sırta esneklik kazandırır, stres ve yurgunluğa karşı birebirdir, regl dolayısı ile duyulan rahatsızlıklara iyi gelir, kabızlığa da, Böbrek sıkıntılarına iyi gelir. Gözetim altında yapınız bebişim Sakatlanmayın Her yer yoga stüdyosu kafaya göre yapmıyoruuuzz 

Bi tanecimmm Murat Hocacım da dün coştukça coştu zaten tırrrrr tırrrrr böyle darbukalarda hepimiz ayrı bir uçuştuk. Dersin ortalarına doğru yalnız olmadığımı anladım. İlk anlarda ölücem kesin ölcem cesedim şıkırlı olacak diyodum 10 dakika sorna oooooh yandan yandandım. Dans insana ayrı bir güç ayrı bir enerji veriyor yaaa yani o özgüven, o tatmin o mutluluk başka. 25. dakika civarı ben Kabile Büyücüsü olmuş hem kendimi hem de etrafımdaki kadınları iyileştirmek için dans ediyorum falan :) böyle de manyak bir hayal dünyam var benim. Anlatmıştım daha önce Mata Hari Sudanlı prenses falan oluyodum. Dün gece de şifa dağıtan Afrikalı bir Kabile Büyücüsüydüm :) Ama vallahi bak işe yaradı yaa. Hepimiz iyileştik. Hatta eminim onlar da benim gibi şu dalgalanma hareketini çalışıyolar, nice kariyerli kadın ofisinde oryantal çalışırken bir anda patronları ve iş arkadaşları tarafından basıldı... Onları bilmem ben zerre utanmadığım gibi bir de üste çıktım, ne yani siz de yapın! Yapamıyosunuz diye kıskanıyosunuz di mii diye çemkirerek tarihe de adımı şıkırtılı pembeli morlu harflerle yazdırdım. 
Dans etmediğimde ben Shaman (temsili, benim saçlarım daha güzel bunu ben sanmayın)

Neymiş;
Hasta mısın derdin mi var ne sıkıntın varsa vaaar, herkesin vaaar. Derdi sıkıntıyı sorunu çözmek sorun odaklı olmak iyidir. Ama bazen de kafayı düzlemek için basıp kaçmak gerekir. Dön arkanı git sorunlardan kaçmak çok insani bir şey. Ağlamak bağırmak tepinmek de öyle. Duygun var senin robot değilsin mazallah. Sonra seni ne mutlu ediyorsa onu yapıcaksın, engel yok. Öyle insanlar var ki ne engellere rağmen neler başarıyorlar. Utanırsın. O yüzden şekerim engelsiz yaşayacaksın. Canın ne istiyorsa limitin o. Dene bak bakalım nasıl oluyomuş. Ben valla hiç bir zararını görmedim :) 

Sevgiyle

21 Ocak 2014 Salı

Eklemlerim eklemlerim oy oy anam demeden önce.... (kas yaparken göz çıkartmayınız serisinden)

Ah belim, ay sırtım, kolum, omzum bacağım ve daha bir sürü bilmem neremmmmm inlemeleri. Aga ben gebersem de bırakmam bak gene burdayım diyip zorlayan bebeler, ve tüm bunların sonucunda zedelenmiş sakatlanmış acıyan eklemler. Vücut geliştirme muttteşem bir şey vücudunla beraber ruhun da sen de gelişiyorsunuz, fakat arkadaşım overload olmanın ne anlamı var. O eklemi ver iki haftadan altı aya kadar cezaı var. Ceza dediysem sakat yatıyosun sonra o kasların sünüyo e ne anladım bu işten ben.

Neden olur eklem sakatlığı?
  • iyi ısınmamışsındır (allah cezanı böyle verir)
  • çok fazla, çok sık ve çok ağır idman yapıyorsundur (düşmez kalkmaz bir Allah yazık değil mi o ekleme, öbür dünyada hesap soracak senden kovalayacak seni)
  • Tekrar sayılarını olması gerekenin üzerinde tutuyor olabilir misin (ilkokulda makarna fasulye abaküs vardı saymak için lazımsa alalım sana)
  • Tendonların, kasların, eklemlerin dinlensin diye zaman ayırmıyorsun (sağ ayak tendonu kopuk bir FitnessDelisi olarak söylüyorum iki kere kopardım hiç marifet değil ayağım koptu sandım o nasıl acı, ayrıca baldırımdan daha kocaman olmuştu benim minicik bileğim şişince bir de kara off)
  • Konsantrasyonun azalmış olabilir mi? Bir an ters bir şey yaparsın hoop koptuuuuuu geçmiş olsun 3 ay sahalardan ırak...
  • Strething / esneme kadın işi değildir. Ben yazdım bunu daha önce bir zahmet okursan faydalarını da göreceksin. (yok sana link mink ara bul :) 
Artirit olma riskin yüksek mesela o kıkırdak bir katıya keser aklını alır senin, ne sprocuların kariyerleri bitti mesel abu artirit yüzünden. Bursit olursun mazallah off o da fena bak. Tendonit var bir de sporcu hastalığı. Korunmanın yolu hepsinde aynı. Dinleniceksin bebeğiiimmmm. Tedavileri de başta yakalanırsa benzer. Gene dinlenme. Tamam genel konuşmiim doktor diilim ve bunların da bir çok çeşidi var, ama genelde gördüğüm bu, ha birinden biri mazalllah (kulağını çek tahtaya vur) varsa sende git bir görün doktora. Baa gelme ben mesel makina mühendisiyim, motorlardan anlarım... (hayır o motorlardan diil onlardan anlamam)
Tanıştırayım Menisküs özellikle futbolcuların baş belası ama tüm sporcuların başına gelebilir. Aman diim sadece resimden tanışalım kendisiyle


Eklemlerini iyileştirmek için aşağıdaki listede bulunan besinleri beslenmene katabilirsin mesela...
1. Çiğ badem
2. Vahşi somon
3. Papaya
4. Elma (kabuğu ile beraber, vitamini kabuğunda çocuuum)
5. Siyah fasulye (meksikada değiliz tamam bizdekiler de olur, zaten bakliyat candır akisni iddia eden sunta kemirsin)
6. Papaya (valla ben severim hem yemesini hem kokusunu hem bundan krem yapıyolar onu bayılırım. Bana hediye alacaksanız ve çok tanışmıyorsak papayalı krem şampuan severim, tanışıyorsak bu kadarla kaçamazsın nıhahahahah)
7. Karalahana (bizde muhteşem laz yemekleri yapılır, karalahana candır, dolması yemeği falan göm gitsin)
8. Brokoli (brokolisiz bir hayat düşünemiyorum ki ben zaten, mesela haşla bunu üstüne zeytinyağı biraz deniz tuzu ve dövülmüş taze sarımsak mmmmmmm, bir parça da nar ekşisi ve balzamik offf ki ne offf)
9. Zencefil (kurusunu at çayına ya da sıcak suya ıhlamuruna, tazesini dilimle ya yukarıdaki salata tarifine kat ya et yemeğine, ya da su şişesine koy bütün gün beklet yatmadan iç, bebek gibi uyuyorsun - Almanya'da doktorum uyku bozukluğu için vermişti Master Tez Savunması çok stresli bir süreç olabiliyor bebişim)

Durum bu, 30 yaşını geçince o kıkırdaklarda mikroporlar oluşuyor yırtılması kolaylaşıyor, kıkırdakları spor salonunda, koşu pistinde, havuzda, sahada bırakmıyoruz. Tendomumuza, sıvı keseciklerimize, kıkırdaklarımıza iyi bakıyoruz. 


Anası Tanrı Akhilleus, bileğine yediği ok ile öldü, mesel o sebepten oradaki tendon da aşil tendonu. E bizim ana bana fani koskoca Akhilleus tendona gelen okla Thantanos'a selam çakıyorsa bize neler olur Olimpos'un tanrıları korusun.

Sevgiyle




20 Ocak 2014 Pazartesi

Kadınlar vs. Erkekler bir performans hikayesi

Fit olmak neydi? maraton koşmak mı? 100 push up yapmak mı? 6 pack sahibi olmak mı?  Fit olmak emekti (arkada selvi boylum al yazmalım müziği çalsın lütfen) Fit olmak, vücudunu daha iyi kontrol edebilmek ve ani olaylara daha iyi tepki verebilmek diyor fizik doktorları...

Dün Mac Fusion dersinde biz gene kızlar erkeklere kök söktürdük. Tamam kollarımızın çevresi 10-15 cm'i geçmez. Tamam bacaklarımız çırpı gibi görünüyor. Ama sen görmediğin için o tank top'un altını karındaki kasları pileyboy çocuk, beni güçsüz kuvvetsiz sanma. Evet sen 20 kiloluk barla çalışıyorsun ben de 10 sen 8 kiloluk dumbell almışsın ben 6 ama bu benim fitliğime bir ölçü mü? Konu geliyor kondisyon ve vücut ağırlığına, senden daha atletiğim pileyboy çocuk evet naaber. Sonra hocam kızlar bize bakıp gülüyorlar. Senden daha hızlı push up yapamıyor olabilirim ama senden daha çok yapabilirim.

Senin küçümsediğin yoga derslerinde be vücut koordinasyonumu sağlamayı öğreniyorum. Hagi kasım daha da kuvvetlenebilir onu görüyorum. Senin o dudak büktüğün oryantal sınıfında bir saat koordine bir şekilde tepinip küçük kas gruplarımı çalıştırıp, koordinasyon sağlayıp cardionun padişahını yapıyorum.

O yüzden sen 45 burpeeden sonra matın üzerinde pestil gibi yaparken ben elimde su BOSU'mun tepesinde dans ederek dinleniyorum.

Kadın (bağğyan değil kadın bak minibüs şoförü değilsen eğer kadın anlaşalım bi orda) ve erkeklerin kuvvet idmanlarının temel olarak aynı olduğunu bir çok kaynakta okudum. Mesela tüm insanlık; (her iki cins de yani, evet eski sevgilileriniz dahil onlar da bir nevi insan) enstrüman kullanmadan önce (makinalar, ağırlıklar ve saire veee saaiireee) vücut ağırlığı ile çalışsa ne güzel olur, kök kaslarını kuvvetlendirmeli (karın ve alt arka), eklemlere dikkat etmeli, hamstirnglere glutlara özen göstermeli. Yalnız olay benzerlike bitmiyor şekerler, bir dünya da fark var (ben her zaman kadınlar daha iyidir derim o benim şahsi fikir ve deneyimim sen başka türlü düşünebilirsin bağımsız insanlarız). Mesela kadın vücudu daha erken olgunlaştığı için kuvvet egzersizlerine daha erken yaşlarda başlayabiliyormuş. Biz kadın milletinin daha az kas kütlesi var bu nedenle erkek kaslarının kuvvet kaybı daha az oluyormuş, bu doğanın bize bir başka kazığı olmalı yani şu demek kısaca kızlar kuvvetinizi yitirmek istemiyorsanız devamlı idman idman idddmmaannnn.

Genel olarak her iki cins de aynı şekilde (spor çeşidinden, ne bileyim cinsiyetten falan filan) bağımsız olarak spordan etkileniyor mesela kas oluşumu, yağ yakımı. Benim kişisel kanım bu o narin poponu ne kadar kaldırıp çalıştığın ile alakalı, cinsiyetten bağımsız olarak bittabi. Daha önce de söylemiştim gene söylüyorum kızlar kuvvet antrenmanı yapınca iki ayda Doğu Alman güllecisine dönmez. İstese de dönemez. Ha çok ister de steroid (cızzzz alarmmm no no no bir durum alsında bu) alırsa o başka hikaye. Testesteron seviyemiz az olduğu için bizden sponeg bob pek çıkmaz kızlar, erkeklerde olmasının sebebi onların (haliyle) bizden on kat daha fazla testesteron salgılaması. Erkek hormonları ve kas kütlesi dağılımı kas oluşumunu etkileyen iki ana faktör. Fakat kuvvet kaybının kadınlarda daha az ve rejenerasyonun ve daha hızlı olduğunu yazan bir de makale okudum. Linki burada bakınız ben demiyorum onlar diyor. Bu da bizim fusion dersinde daha iyi olmamızı açıklayabilir.
Athena Scorning the Advances of Hephaestus Paris Bordone (burada Athene çek patini diyor)

Günün sonunda biz kızlar ders çıkışı aramızda şunu konuştuk; tamam efendim kası ve yapılı olmuş olabilirsin. Aferim sana fakat eczaneden dükkandan falan alınan supplementle hatta gofretle (protein bar'a gofret diyoruz) bile şişersin. Önemli olan şişme mi? Ya da sevgili hemcinsim, yağ aldırınca aç kalınca da zayıflıyorsun bu mudur? Önemli olan formda sağlıklı ve atletik  olmak mı o zaman U GOTTA WORK BITCH

Bana bunu ne yazdırdı? Ben ağırlık çalışırken gelip 6 kg da neymiş canım hhahahaha diyen ukeeellaaalar, ben benchte ruhumu teslim ederek sırt çalışırken gelip hahaha ördek gibi yüzüyorsun diyen ukkelllaaalar (arkadaşımsın şekerim severim seni gene ;) ), vücut geliştirmeyi erkeklerin oyun alanı gören şovenist zihniyet (kadın hareketi engellenemez), biz orada bir avuç kız kuvvet çalışırken, helal kıza ban diyen ayrımcı kuzikolar, kızların daha iyi performans gösterdiğini görüp de batırmaya çalışan testesteron manyağı kompleks puzzleları. Kız görünce aa sen de Pilatesle iyi olmuşsun hahaah diyip hakir gören supplement şişmesi çakma pileyboy oğlanlar (kendine gel müptezel). Ve diğer tuhaf tepkiler.
Gustav Klimt'in Pallas Athene'si ile de olayı bağlarım

Miras değil alınteri ciciiiiimmmmmm.

Sevgiyle





Lodos Balığı

Bir sersemlik, bir sepet kafalılık, başın sol tarafında ağrı, uykusuzluk (ki istediğin kadar uyumuş ol), halsizlik, sinir, huysuzluk böyle yedi cücelerden aksi, şirinlerden en iğrenç şirin olarak dolanıyorum Perşembe gününden beri. Diğer şehirlerde iş nasıl olur tam bilemiyorum oralarda uzun süreli yaşamadım. Yaşamış olduğum diğer şehirlerde de deniz yoktu (Essen, Mülheim an der Ruhr ve Brüksel) o yüzden bilmiyorum lodos oralarda da böyle manyak ediyor mu insanları. Derler ki İstanbul'un havasına ve kızına güven olmaz evet doğru. Ama şu kısım eksik; bu ikisi insanı durup dururken delirtir. (Bu sözün İstanbullu kız tarafı olarak kalıbımı mührümü parmağımı basarım). Ayrıca hormonal denge de bozuyormuşuz öyle okudum bir ki makalede. (özellikle İstanbul'un Lodos'u)

Bu arkadaş Ogata Korin, Budist Rüzgar tanrısı, biraz tuhaf bir arkadaşa benziyor

Lodos nedir? Neyle beslenir? Doğal ortamı nedir? Bizden ne ister?

İlkokulda ve ortaokulda inatla rüzgarların yönlerini isimlerini falan öğretmeye çabaladılar bize, ben tabi ki öğrenemedim. Saçma saban bir şey benim için zaten oryantasyonum sıfır yön duygusu namına bir şeyim yok, Nişantaşında kaybolabilen bir canlıyım keşişleme nerden esiyo bilsem benim ne hayrıma??? Lodos bunların güneyden eseniymiş (şimdi bu benim hayatımı acayip değiştirdi, her an neresi güney neredi kuzey muhteşem bilirim çünkü) Sıcak esen bir rüzgar olduğu için, çünkü arkadaş Kuzey Afrika'daki yüksek basınç ve Hazar denizi arasındaki alllçak basınç nedeniyle oluşup Akdeniz üzerinden geldiği için sıcak bir olay, e denizden karaya esiyo, haliyle bize ulaştığında sıcaklıkla kalmıyor basıncı da arttırıyor. Al sana muhteşem baş ağrısı.Ek bilgi vereyim Lodos Mitolojiye göre Eos ile Astraeos'n oğlu. Dengesiz bir karışım yani ana şafak tanrıçası bir titan baba gün batımı tanrısı bir titan. Bunun çocukluğu berbat geçmiştir ben söyleyeyim.
Bizimkinin anacığı EOS

E peki bebişim ne yapıcaz bu migren yapan çöl tozu taşıyıcısı, biyoritim bozucu, baş ağrıtıcı Titan yavrusu ile... Bir kere biyometeoroloji denen bir bilim dalı var iki dikkat edicez olaya. Şehirde yaşayan canlılar olmamıza rağmen daha tam beton uyumlu bir şekilde evrilmedik şükür. Bu yüzden doğal şartlar ile yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Yağmur, kar, aşırı sıcak neyse bu da o. Kendisine karşı pek bir şey yapamıyoruz cicişler. Yani yağmura şemsiye kara kardan adam ve sıcak çikolata güneşe güneş yağı lodosa karşı ise benim savaşım psikolojik. Bir şey yokmuş gibi yapmaya savaşıyorum. Mesela bu Cumartesi günü başım çatlıyor da olsa, koşu idmanlarımın startını verdim. Koşubandında 7,5 k ile başladım. Süremi uzun tuttum, şimdi onun üzerinde çalışıcam. Banda çıkarken az çok baş ağrısı vardı, bittiğinde kalmamıştı, sonrasında Kanyon'da bir de o Lodos'u beyynime beyyyynime yiyince gene başladı. Şu anda sol gözüm biraz kısık, deli uyudum hala uykusuzum. Ama hayır beni ele geçirmesine izin vermiiciiiğiiimmmm :))

Benim Lodos'a önlem listem şöyle;
  • Şımar bebişim, moraller yüksek tutulacak ki biyometerloji tetikli depresyon yaşamayalım
  • Hayatı yavaşlat (hızlı yaşamı zaten artık tercih etmiyorum, bir de böyle extra olaylarda yaşam kalitem hızı düşürdükçe artıyor)
  • Baş ağrısına karşı yoga asanaları (bu benim kendimi iyi hissetmemi sağlıyor)
  • Bol dinlenme (hem de boll bollll bir sürü dinlenme, dinlenmeden kastım bildiğin dannna gibi yayılma)
  • İdmanlarına ara verme, başın ağrıyorsa belki ağırlık kaldırmak veya ağır cardio yapmak istemezsin ama ara verme hafif de olsa çalış
  • Sauna / BUhar (bu aralar benim her şeye çözümüm bu müthiş ikili oldu)
  • Bakım (uykusuz halsiz berbat görünüyorsun ya hah işte tam da bu yüzden, bir cilt bakımı yaptım mesela dün bugün porlarımın krater gibi olması gerekirken bir tane yok! ayrıca pırrıl pırıl parlıyorum)
  • Saç ıslak çıkma (lodos karayel farke tmez saçları kurutuyoruz, sinüzitten gribe migrenden boyun kireçlenmesine kadar herşeyi engelliyoruz)
  • Kilyos Balıkçısı'nda meze balık ye (bu sefer yapmadım bir dahaki lodosa inşallah, en sevdiğim şey çünkü kimsecikler olmuyor kendimi Bizans prensesi gibi hissediyorum :) )
Herkesin her koşula ayrı uyum reçetesi vardır bir şekilde. Bazen farkında olmuyoruz neyin neden olduğunun, belki şimdi günlerdir neden sinirli olduğunu anlamışsındır sevgili İstanbullu. Daha hazırlıklı olmak için yap bakalım bir lodos listesi de sen :) 

Sevgiyle


17 Ocak 2014 Cuma

Yetmeyen zaman, Lizard Pozu, Gece Ritüeli

Geçen hafta aksattım ya idmanlarımı. Cahil gibi bu hafta çok yüklenmişim. Şu anda her yerim ağrılar içinde bunları yazıyorum. Özellikle Çarşamba akşamı yapılan Challenge beni benden almış hala çıkıyor. Bence dersin adını Çin İşkencesi olarak değiştirsinler. Ha ben gene girerim o derse, nihayteinde tüm kas gruplarım gayet çalışıyor. İşte sonrası biraz acılı. Geçer. Ama Cuma kaşamı Yogası ve 80's Aerobic'inden oldum ona üzülüyorum. Gitsem eklemim kasım zedelenecek onun da farkındayım. Kırıcam dizimi sinemaya gdierm ya da polisiye roman okurum ne biliim.... puffff

Dün gece en son yaa biri beni yıkasın kurutusun pijamamı giydirip eve götürsün modundaydm gene. Bence Kanyon'da pijama ile gezmemiz normal karşılanmalı spor sonrası. Bunu bir düşünün mahlalle baskısı kalkarsa biz de rahat rahat pijamamızı giyeriz. Düşünsene sprounu yapmışsın, sauna sonrası duş, giy pijamayı misss. Atla arabana evindesin ugğraşma küt yatağa. Harika! Mahalle baskısı kötü bir şeydir ve biz sokakta pijamayla dolaşabilmeliyiz NOKTA!

Dün gece düşündüm de nasıl yorulduysam bu iş güç de var tabi, bir de 8 saat Isaura'lık var... Üstüne spor, yol günlük hayatın benim gerçi çok takmadığım ama bir çok insan için varolan keşmekeşi falan hayat bayağı yorucu bir şey. Bir de bölümlemede sıkıntı var. Şimdi hafta bir şekilde 7 gün hadi onu kabul ettik bu 5'e 2 oranıı kim koydu alnından öperim. Bir de hep söylerim gün 24 saat çok saçma! Yap minimum 36 bak hayat nasıl daha verimli oluyor.

Anastasiya Markovich'in TIME isimli eseri işte böyleeee :) 

Tüm bunları bu arada ben dün akşam Yoga sınıfında Lizard pose içindeyken düşündüm. Olay şu, ben splite kasıyorum ya, bu lizard pozu da iyi çalışmam gerekiyor kisplit için kaslarım quadricepslerim ve hamstringlerim başta olmak üzere kaslarımı uzatıp esneklik kazanmaya çalışıyorum (hoca denetimindeyim kafadan atmadım çalışmayı - sonra gidip kasını kopartan aman da neden oldu demesin, denetimde bile olsan kas kopar biraz bilinç level up beybi). Şimdi ben hergün bir saat yoga yapsam, cardio ve kuvvet egzersizi yapsam yüzsem benim için yeterli olur tatmin olurum hadi bunu haftada 4 yapiim iki gün de sırf yoga yapiim dans ediim mesela. İyi güzel de kafamdaki programın olması için benim bayağı uzun Gym'da kalmam gerek. Ben ne zaman uyuyacağım, işe gideceğim, bir de yol var tabi (benim için git gel 120km, evet). Yap günü 42 saat mesela bak o bana nasıl yetiyor. Hem istediğim kadar uykumu alırım, hem ev yapımı protein barlarım için tarifler geliştiririm hem tam kafamdaki idman programını uygular Fitness hedeflerime daha verimli ulaşırım. Neden 24 saat canısı? Kim bu kadar sığ düşünmüş yani.

Quadriceps candır
Pigeon (Güvercin pozu) (tabi ki temsili, biz yapınca çok da böyle değil şimdi yalanın manası yok)

Yogi'ye sormuşlar (Ayı Yogi diil, yoga yapan insan manasında) günde ne kadar meditasyon yapalım hacı demişler, Yogi de durur mu yapıştırmış cevabı, eğer çok meşgul değilseniz günde en az 20 dakika meditasyon yapmanızı tavsiye ederim. Haaa eğer çok yoğunsanız işte o zaman en az bir saat. Adam haklı şekerler. Sen kendine zaman ayıramazsan, sen kendin iyi olmazsan o zaman hayatını nasıl bir arada tutacaksın? Senin ruhun zorundalıklarla parçalanmışsa kendini, kişiliğini kaybettiysen off be gülüm çok zor be.... O zaman sen kalmıyor ki. Yogi'nin dediği işte bu meditasyon yapmıyorsan bile kendi ritüellerin olsun. Mesela benim gece yatmadan önce kısa bir bakım ritüelim var. Makyaj çıkartılır, yüz temizlenir, saçlar Argan yağlanır, taranır, gözaltı yüz ve ayak nemlendiricileri sürülür öyle yatılır ve üjjj bejj sayfa kitap okunur. Şimdi süper über yorgun ötesi gelsem sabah suratında makyajla ya da kupkuru bir ciltle uyanmak kabusunu haketmiyorum. İşte ekstra über süper yorgun olduğum için bu ritüeli yapmam daha da gerekli. Ertesi sabah hem dinlenmiş hem de bakımlı uyanayım. Yüzde daüılmış makyaj çalı gibi kabarmış saç ve kurumuş topukları haketmiyorum çünkü. Olayı anlatabildim mi? Konu çok dağıldı. Bu bahaneyyle ay ben çok yoğunum spor yapmaya vaktim yok diyen abalalara giydireyim bari; şekerim senin o sosyal hayat dediğin selülit çeker yaşam tarzı ile sen yakında şeker hastasından tut viarsten tut kalp hastasına kadar gidersin, Allah korusun gene de yavru kuşum kendine zaman ayrımayacaksın da neye zaman ayıracaksın pardon bu hayatta???

Kafamın bir yanında da bir yoga videosu dönüyor. Sevgili Yogini hanımefendi önce handstand yaptı, sonra scorpiondan geçerek wheele indi sonra da bir şey olmamış gibi kalktı ve bunları yaparken hep konuştu bır bır bır. Ben dün akşam Güvercin pozunda ön bacağımı 90 derce çeviremedim diye ne ara zaman yaratsam da çalışsam diye düşündüm. Ray Hoca da dedi kıskanma pratik yap devamlı. Oldu... Toplantının ortasında masanın üzerine fırlayıp kusura bakmayın yaa ben bi aşağı bakan köpekle başlayıp vinyasadan geçip iki pigeon çalışıcam desem ne olur acaba merak ettim... Kadını kıskanmıyoruz, kendisi gibi yapmak istiyorsak pratik yapıyoruz. Yoga biraz da ruhu eğitmek (benim ruh hem manyak hem denyo bildiğin kıskanıyorum anacım durmuyor)


Sevgiyle

16 Ocak 2014 Perşembe

Modern zamanların Isaura'si

Canııımmm kaçta kalktın sen? Evden çıkmadan kahvaltı yapamıyorsun tabi? İş saatlerin nasıl? Bir de benim favorim var. Ne işyerin Tuzla'da mı? Nasıl gidip geliyorsun? Uçuyorum, canım uçmak istemediğinde de Scotty beni ışınlıyo. Kafan çalışmıyor mu şekerim yani nasıl gidicem? Tabi ki gondola biniyorum!!! Venedik burası çünkü beyinsiz sen hala İstanbul zannet.

Tüm sorulara toplu cevap veriyorum, bundan sonra soranlara kabalaşıcam çünkü. Sabah 6'da alarm çalmaya başlar ben en geç 06:30'da yataktan çıkarım. Kahvaltımı yapmadan ZİNHAR adımımı dışarı atmam vücudu o kadar saat aç bırakmam ben. Kahvaltıyı atlamak mı hele no no no. Hatta kabus, hatta dünyanın sonu. Sadece kahveyle geçiştirmek mi? Sanırım en masumu mide delinmesi olan hastalıklar dizini - ki ölümcül boyutlara varana kadar devam eden bir liste bu- senin bir numaralı hedefin. Hayırlı olsun. Öğün atlanmaz yalnız bebişim yani sırf salatayla yaşayamayacağın gibi günde tek öğünle de yaşayamazsın. Kezban diyetinin lüzumu yok şimdi. (Kezban diyetini anlatıcam)

Sabah 08:30 akşam 17:00 ben ofisteyim. Laptopun önünde, bir ofis sandalyesinde, artık çok da strese girmeden ama gene de zaman zaman ister istemez gerilerek mesai. Çünkü biz modern zamanların Isaura'ları, pahalı tatillerimizi karşılamak, cicili bicili elbiselerimizi almak, janjanlı yemekleri yemek, pırıl pırıl takılara sahip olmak, en iyi yerlere gidip en iyi şeyleri kullanmak için haftada en az beş gün günde en az sekiz saat bir laptopun karşısında oturup elektronik mektuplar yazıyoruz. Bi de kim yediyse bizi fena yemiş gerçek başarının kazandığın para olduğunu, senin sağlam karakterinin kariyerin olduğunu falan söylemiş. Biz de yemişiz. Tamam iş kişinin aynası falan güzel. Etik olmak ekmek teknene ihanet etmemek de güzel de tatlım sen bundan çok daha fazlasın be. Ruhun var bedenin var, kariyer senin sadece bir detayın. Detaya odaklanıp, bütünselliğimizi unutup, insan olduğumuzun farkındalığından ayrılıyoruz. Bu sayede hislerimizi geri itip egomuzun baloncuğu içinde, yanlış güç ölçütleri ile zıplayıp duruyouz hırsla, kırmızı suratlarımızla. Ay ben öyle diilim deme. Sen de çok yargılıyorsun, karşılaştırıyorsun, küçümsüyorsun. Hepimiz yapıyoruz. Çünkü bize söylenen ne kadar güçlü olduğun ne kadar çok insanın üzerinde tepindiğin ile doğru orantılı. Off ben bu değilim. Belki bu satırları yazana kadar veya okuyana kadar böyleydim. Ama artık değilim.


Ben canım ne isterse onu yaparım. Şimdi bunu dedim diye istifayı basıp ototstopla Ulan Batur'a gitmeye kalkacak değilim - hele de bu mevsimde- ama beni tanımlayan şeyleri düşünebilirim. Sırlayabilirim, sırlamayla oynayabilirim. (Mesela benim için Galatasaraylı olmak Mühendis olmaktan daha önemli, veya kuaföre gittiğimde hangi FitnessDelisi diye sorduklarında haa tanıdım Sporcu tamam denmesini seviyorum, ya da kendimi ilk tanımlama kelimem Kayakçı mesela Kar Leoparı da derler naçizane) Kendimi dışarıdan görebilirim, hayatımın odağını canımın istediği yaparsam zorundulalıklarım da - kimse bayıla bayıla sabahın köründe kalkıp 8 saat oturacağı bir yere gitmez şimdi kimse kimseyi kandırmasın para veriyolar diye geliyoruz - benim için eğlenceli hale gelebilir. Çünkü hayat bir var bir yok ve tokat attığı zaman öyle Türk filmi fake tokadı gibi olmuyor canım o, kendine gelemiyorsun.

Kendine bak bi, bir tanımla, çalışan, anne, eş, sevgili, mühendis, mimar, bankacı... Hayatın nasıl rutin, sıkıcı, cehennem azabı, çok eğlenceli (benimki böyle çünkü ben çok aktifimmmm yuppiii), sen nasılsın idare mi ediyosun, yuvarlanıp mı gidiyorsun alıştın mı? Yoksa gerçekten çok iyi misin (çok iyiyim çünkü benim parmağımdaki tektaş yanımdaki cubicle'da otran kızınkinden büyük diyorsan eğer sen hakikaten berbat bi haldesin güzelim mesela....)

Hırs ve sınırlarını keşfetmek başka şeyler, her kişi başka bir evrendir, bunu kabul et ve kıyaslama, her olay her kişiye başka başka etki eder, bunu bil ve yargılama...

Akşam ben Hatha Yoga üstü Oryantal yapıcam sen ne yapıcaksın? Dizi falan bilmem ne diyorsan çok sıkıcısın bebeğim... Git bebek'te bir yürü bak ne güzel gelicek (-ayy ama hava soğuuukk - yemezler North Face Olsun Jack Wolfskin olsun, Adidas Nike olsun bir dünya marka var böyle pofuduk pofuduk kış kıyafetleri alabiliyorsun terlemiyorsun da çok gseeell benceeeee :)) Git alışveriş yap hem kafan dağılır :)))

Kısaca RELAX MAN!


Sevgiyle

15 Ocak 2014 Çarşamba

Diyetim için ufak benim için oha bir değişim

Malum iki hafta önce yılbaşısıydı :) alkol olsun pasta olsun cips olsun çikolata olsun gömdük bünyeye. Ben yapmadım diyen çıkmasın şimdi kimleri kimleri elinde bira şişesi ve sigara ile yakaladım. Türkiye sarsılır!!! Hepimiz yaptık şimdi başını öne eğ ve kabul et gerçeği. Haydi büyük çoğunluk geçen hafta rutin diyet ve workout çizelgesine döndü, anasını satiim bu H2N3 müdür nedir o da beni çivileyince hem diyeti acil durum beslenme programına çevirdim (yani ha babam yedim, fıstıkezmeli elmalar, çorbalar - ki normalde nefret ederim çorbadan ben ne o yani kişiliksiz bi şey yiyecek desen değil doyurmuyor, içecek desen değil ne idüğü belirsiz böyle karaktersiz bir şey benim gözümde çorba - nişastalar, boll meva falan uçtum da uçtum) e o pert halde gym'i de rüyamda gördüm sadece zaten (evet ben rüyamda görüyorum spor salonunu, ben rüyamda istersem uçabiliyorum da, kontrol edebiliyorum rüyamı böylece canım ne isterse onu görüyorum misss).



Pazar günü BOSU tepesinde yaptığım fusion dersinde yeteri kadar hayal kırıklığı yarattı durum zaten bana malum kondisyon nankör bir kedi (İbrahim tatlıses'in nankör kedi şarkısı - off çok fena takılır bu şimdi benim aklıma rezillll) iki gün arkanı dön hemen düşer sen de 4 gün toplamaya uğraşırsın. Tamam abarttım belki zaman aralığını ama işte öyle bırakmaya gelmez. Rejenerasyon arası bile versen düşüyo işte ha hızın azalır ya kuvvetin bi şey olur yani. O yüzden toparlanacağını da bilirsen dert etmene gerek kalmıyor ciciş.

Pazartesi akşamı Fitness Türkiye Şubat sayısında uffaacık minniiciiikk minnnak bir ben varım, onun fotoğraf çekimleri vardı, e gene idman yapamadım. Ben de dün akşam kuduz gibi çalıştım. Ama öncesinde minik bir değişiklik yaptım. Besin!!! Diyetim için minik benim için oha bir değişim oldu. Akşam öğünümü sırf proteine çevirdim. Veeeee sonuç mucizevii olduuuu. Hem açlık hissetmedim hem şekerim düşmedi hem de deli bir performansım vardı. Tabi bi de bu kollektif bir şey. Uykumu aldım, stresten uzağım sabah ve öğle öğünlerimde de iyi beslendim. Yani bir parça değil, bütünsel puzzle gibi :) Bence çok da eğlenceli. Parçaları bir araya getiriyorsun ve yepyeni bir sen çıkıyor güzellie bak! Bu arada yeni sabah kahvaltısı önerim, tam tahıllı ekmeği kızartıp üsütne light fıstık ezmesi sürüp bir kaç dilim muz koyuyorsun sonra tavanlarda örümcek kadın gibi geziyorsun muhteşem enerji veren bi şey yaaa çok seviyooruummmm...

Bu öğün beslenme ve saire konusunda biraz bazı şeyleri daha dikkatli yapmam gerek. çünkü şekerim karnımda kağıttan hallice bir yağ tabakası kaldı ben onu istemiyorum. Altında packler yatıyor ama yatıyor yani, yatmasın bence çıksın ortaya. Karın kasları gym'de yapılmaz mutfakta yapılır o yüzden besine dikkat harekete devam :)

Son bir şey, dün akşam konuştuk mesela kızlarla, sen nasıl hallediyorsun yemek işini dedi bir arkadaş ben de dedim ki çantamda kocaman bir açık büfe var. Mesela şu anda çantamda iki muz, protein bar (ki yakında bunun ev yapımı versiyonlarının tarifleriyle geleceğim), çiğ kuruyemiş ve kuru meyve (bunlar da abartmiim diye porsiyona bölünmüş halde) ve üç adet haşlanmış yumurta var (bunların bir tanesinin sarısı yenilecek kalan ikisi sokak hayvanlarına verilecek). Yumurtalarımı Kanyon'un ortasında soymaktan da utanmıyorum ayrıca, ne yapiim ne yağı kullanıyolar nereden bileyim. Devamlı salata yiyemem olmaz yani, bir de nerey kadar somon ızgara yiyebilir bir insan, ben de öğünlerimi atıyorum çantaya. Geçen gün yanımda oturan 42 beden kadın gibi bir kamyon tekerleği boyunda pizza mı yiyiim olmaz. Kendime baktığım için ben mi utanıcam hiç de bile!!!

Bu arada 58 kiloya düştüğümü görünce dün akşam biraz panik oldum ya kaslarımdan gittiyse, ya kaslarımdan verdiysem. Acil ölçüm yapılmalı. Kas kütlesi artıp yağ kütlesi azalacak şekerim. Kilo takibi çok da sağlıklı değil yağ oranın önemli, yağ verecek kas alacaksın. Yağ oranın 16 olsun istersen 73 kilo ol, 34 beden olabilirsin. Neymiş zayıf olmak değil sağlıklı ve atletik olmak.

Haydi o zaman bak bakalım ne yiyorsun...

Sevgiyle

14 Ocak 2014 Salı

Her başarılı delinin arkasında ona inanan bir dahi vardır

Aylardan Mart, sene 2013. Ben 5 kilo yağ atmışım daha da devam ediyorum yolun yarısında biraz gerideyim. Hayatıma bir anda girdi. Spinninge gel dedi, gelemem benim her yerim sakat dedim (yalan, külliyen yalan tamam bir iki sakatlığım var ama ben duydum bunun dersi ağır, çıkartamam moralim bozulur kafam bu). Gel sen gel bi şey olmaz dedi gittim. Hadi terden öldüm yorgunluktan bittim yalnız 1,5 ay sonra fark ettim ki bende bir gram selülit kalmamış (durumun dramatikliği şu anda calflarımın olduğu yerde "portakal kabuğu şeklinde cilt bozulmalarının - selülit- olduğu zamanlardan geldim ben kadim zamanlardan...).

Bu konuşmadan 2 hafta sonra hala Mart 2013- ne uzun Marttı be başıma gelmeyen kalmadı tabi ki başka postta anlatıcam - aynen şöyle dedi #Ekip! Nisan'da Belgrad koşuları başlıyor hepiniz orda olun! Haydaa be hocam hadi spinning bir yere kadar arada oturuyosun ediyosun ormanın ortasında ben nasıl koşayım. Kafadan bunlar geçerken dedim ki dur ben bi koşubandına çıkiim bakiim ne olacak. Ne olacakmış olan oldu!!! Gidilen maksimum mesafe 1,5 km, nefes alamayan ben, o esnada çok büyük iş becerdiğimi sanıyorum ama Belgrad parkuruna bakıyorum 6k!!! Hayatta çıkartamam. Ben dedim giderim sonra yürürüm, e bunlar koşacak ya beni bırakırlarsa... Ya beni oradaki vahşi kurt, köpek, ayı, mangalcı falan yerse.... Yok dedim yaaaa yok yok Mehmet Ali Hocam beni bırakmaz. Yapmaz o bunu bana. Ben ama panik. Dedim kendime FitnessDelisi, sen eski sporcusun bi şekil olacak artık. Biz kalktık Cumartesi sabahının birinde şaka gibi saat 6da, buluştuk clubde, atladık minibüse istikamet Belgrad Ormanı, mesafe 6k. Ben kendi cenaze dualarımı falan okuyorum içimden. Esnedik, çıktık veeeee tam 38 dakika sonra ben 6 kilometreyi koşmuştummmmm olleyydim yuppiydimmmm yaşasındım. Acayip gazdım. Uzuuun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım. Ertesi hafta bir daa sonra bir iş seyahati arası sonraki hafta parkuru tersteeennn amaneeey burada yokuş tırmanmak gerek hmmm.... Dedim olmadı yürürüm ben :) Ya bebeğim yürürsün saf mısın sen? Tam ben yokuşun ortalarında yürür gibi oldummm arkamdan bir şey gürledi PENÇELEME HADİ KOOOŞŞ KOOOOŞŞŞŞŞŞ KOŞŞ DEDİİİİMMM ÖYLE KOŞMA PENÇELEME KOOOŞŞŞŞ... (yani diyor ki koşman yeterli değil insan gibi doğru teknikle koş bak geliyorum oraya) Eyvahlar olsun Mehmet Ali Hoca geliyo benim gidişimi şöyle tanımlayabiliriz, arkamdan Jason geliyor!!!
Jason (kesinlike temsili Mehmet Ali Hoca değildir)

O günü de atlattıktan sonra bu koşma işinden bayağı hoşlandım ben, koştukça koşuyorum, ben bir açıldım maşallah Arap Atı. Koşu bandında bayağı bir 5k lar falan 6k'lar. Bir de şu ortaya çıktı ben tersim. Benim herşeyim olduğu gibi koşu alışkanlıklarım da ters çıktı şekerim. Millet koşu bandında yardırır ben tıss. Amaaaa ver asfaltı offf ağlatıyorum. Benden soru: Mehmet Ali Hocaaaa Avrasya koşmak istiyorum kaç k çıkartırım ben? Sana yüklesek sen maraton bile koşarsın dedi ben 15 k'ya kaydoldum.... Ve çıkarttım da  hem de hayatında ilk defa 15k koşan bir mahlukata kıyasla gayet de güzel bir sonuçla. Bana Hocam inanmış çıkartmiicak mıydım? Hiç yani... Onun gazıyla Nike (7k) koştum, Salamon (6k), Urbanathlon (10 k engelli) veee Avrasya (15k). Mart 2013'de 1,5 k koşup yere yapışan ben 2013 yılını 4 müsabaka koşarak kapattım :)) 2014 hedeflerimiz büyük :) 

Benden soru: Mehmet Ali Hocaaaaaaaammm benim karnım şöyle olsun, üst baldırlarımın biraz daha yağ oranı azalsın, sonra sırtımı da beğenmiyorum daha kuvvetli olabilir, ayrıca omuz ve kol da yapmam lazımmmm. İlk başlarda içinde bana karşı bir acıma mı vardı ne vardı bilemiyorum ama ikinci programda da bir atak olmasına rağmen bana verdiği 3. programda koptu gitti. Diyorum ki ben bunu nasıl yapıcam yapamam bana diyo ki konuşma sen yaparsın. Sonra aaa aa aaa yapıyorum. 

Ben: Mehmet Ali Hocaaaaaamm ben gene cehennemin dibine gidiyorum (Vilnius/ Prag/ Amsterdam/Hannover/ İskoçya ya da her neresi ise) bir hafta ne yapıcam ben spor yapmazsam ölürüüüümmm.. (Ah be hocam ne kahrımı çektin beeee) Et onun kemik benim, bana vücut ağırlığı ile yapılan özel program verdi ki hem nabzım artısn hem total body workout olsun, otel oladalrında dar alanlarda kısa paslaşmalarla çalışabileyim. Yememden içmemden aklıma ne geldiyse sordum da bir gün gık demedi tek tek yanıtladı. Sanırım çelik gibi sinirleri olmasa bana dayanması mümkün olmazdı...
En son programımı verirken erkek programı yazıyorum artık sana  dedi :))) hakikaten benim kahrımı en çok o çekti :) 

Bana gelen soruların ilki ne yiyorsun, ikincisi hangi hoca ile çalışıyorsun :) Hehehe her başarılı FitnessDelisinin arkasında onu fena gazlayan bir dahi vardır :) 

Kıssadan hisse, gecenin olmuş 21:15'i spinning'in son dakikaları. Mehmet Ali Hoca bangır bangır bağırıyor çıkartıcaksınz yapıcaksınız oturma tempo. Biz bitmişiz artık son ATP'ler harcanıyor aramızda ışığı görenler var, ama gitmemeye çalışıyoruz. Bisikletime baktım ter nasıl aktıysa kuru bir alan kalmamış. Tamam dedi Hoca, son şarkı basıyoruz. Allahııaaammmm... Başladı böyle bir şarkı tövbe estağfurullah kemençe havası gibi bir şey. Hoca RPM ve Level veriyor haliyle ikisi de yüksek biz inim inim inliyoruz falan, ama bırakan da yok yapıcaz illa. Tam gene kemençe solo girdi, Hoca sesi kıstı Ha uşaklar Ha dediiiii ve koptuk. Kıssanın hissesi olmadı ama sevdiğim bir anımdır. Yazarken gene güldüm. Siz de gülün. 


Sevgiyle


13 Ocak 2014 Pazartesi

Felekten bir fit gece

Bu işe ilk bulaştığımda bir sürü insan acaba ne zaman yeni hobisinden sıkılacak diye bekledi. Ne yazık ki yağlı göbeklerinin üzerinde atan sıcak kalplerini kırdım (bak sevdiğim için böyle yazıyorum yoksa vallahi döşerdim). Üzgün değilim ama ben baştan da söyledim. Ben bunu hobi olarak yapmıyorum ki. Ben yeni bir hayat istedim ve yeni bir hayat yarattım.

Sen yazılırsın spor salonuna, haftada iki gün gider suratında ful makyaj, fönün bile bozulmadan yarım saat max  6 km hızla koşu bandında yürürsün - just like a hamster baby juuust like a hamster, sonra ay çok yoruldum bebeğim beeeğğğnn açlıktan da ölüyorummm diyip trans-yağlı soslara bulanmış ama hakkını teslim etmek gerek leziz- salatanı yer vicdanın rahat kafan boş (vicdanın rahat çünkü kafan boş, çünkü bu konuda bir şey bilmiyorsun ki :) Nietsche ne demiş bilmek lanetlenmektir.) yoluna devam edersin. Sonra belki şansa bir iki kilo verip üstüne 5 alırsın yoyo kiloların, ordan burdan bulduğun diyet listelerin ve zayıflama haplarınla harap etmeye devam edersin kendini.

Bir de şu model var ki buna bayılıyorum: Ay benim çok renkli bir sosyal hayatım var. Sosyal hayattan kastı Cuma ve Cumartesi akşamları sabahlara kadar mekan mekan gezip sabaha kadar içmek. E tabi bu tipler sabah kalkamaz, alkol vücudu mahveder, yüzdeki porlar böyle İSKİ çukuru gibi, gözlerin altı mor ve şişmiş, ama bunların en belirgin özelliği (çünkü diğerlerini makyajla kapatabilirler ama sıkıyosa bunu kapatsınlar) bacaklardaki laz müteahhitin kaçak kat çıkmış gibi duruduğu selülitleridir. Bınnngıl bınngıl adeta bir portakal bahçesi. Sosyal hayat? bence yeniden gözden geçir kendini bebeğim...

Cumaretsi akşamı hiç bir şekilde kıramayacağım bir insanın davetine icabet ettim :) hatta yatak döşek yatarken kalktım gittim. Ohh çok da iyi etmişim. Süper de eğlendik şekerim. Attık göbecikleri. Ayrıca harika bir dans performansı izleme şansım oldu kaymaklı ekemek kadayıfı (temsili). Biz 3 kız toparlandık gidelim dedik. Ama bakarsan tam SATC kadrosuyuz. Gym Gang kızları bendeniz, Meyve ve Civciv, hepmizin metod farklı hepimiz bir şekilde geliştirmeye çalışıyoruz ama yöntemler fena. Ben Ceneviz keşişi gibiyim alkol almiicam diye tutturdum. Yemeğimi de dışarıya bırakmadım dedim yağını tuzunu bildiğim şeyi yiyeyim ben evimde yedim. Meyve antremandan çıkmış kurt sürüsü gibi aç, hakkını teslim ediyorum gene kendisine dikkat etmeye başladığından beri çok yol katetti, mesela o akşam tahıllı ızgara tavuklu yağsız tuzsuz salatasını yedi, suyunu içti bol bol bravoooo. Civciv Miller'ları dizdi, bir kase de ketchaplı mayonezli hardallı ema dilim patatesi afiyetle yedi. Buna patates geldi biz bakıyoruz böyle. Ne bakıyosunuz şekerim diye bir de haşladı :) (o civcivi yerim ben). Hepimiz ayrı telden çalıyoruz hepimiz birbirine özeniyor bir şekilde belli, ben Miller'a bakıyorum yan yan, Meyve patateslere (tamam biz genelde yiyenin önündekilere özeniyoruz ama biz yaza 6 pack için kasıyoruz o packler gymde yapılmıyor mutfakta yapılıyor). Toplasan bir adam ediyoruz bir nevi :)

Neyse kutlamanın yapılacağı mekana girdik, ben hala alkolden uzağım, zaten hastalıktan yeni kalkmışım, ne düşürücem bağışıklığı, Meyve bir önceki geceden kalmayım ititrafını yapmıştı zaten, kendisine dayaklık olduğunu tebliiğ ettik. Civciv Millerlarıyla mutluydu :) Bir zaman sonra dans eden, eğlenen bir topluluk olduk mutlu mesut. Hiç de ihtyaç duymadım aman herkes içiyor ben de içeyim gibi bir dürtüm yoktu.

Gecenin sonunda Nişantaşı Aşk'ta damla sakızlı Türk kahvelerimizi içtik ve olayı erken kapattık. Bu arada Meyve'den haber alınamıyorudu kendisi sağlıklı yaşamdan uzak bir mekana gidince yitirdik, Pazar anternmanı yalan oldu kendisinin :( Bana gelen mesajda kısaca Pattes yazıyodu :)

Ertesi sabah gayet dinç, iyi ve ayık uyandım. (genelde ayık uyanamam ben sabah uyanamam olamaz ama alarmsız uyanınca canım istediği zaman ondan sanırım.)

Pazar günü nankör bir performans ile - malum bu virıüs beni yere yeksan edince ben de idmansızdım - BOSU tepesinde bir saat bazı setleri çıkartmadan geçti. Amaaaa ben biliyorum ki artık iyiyim, sağlığım yerine geldi e bu durumda bol antenman yapmak düşer bana, eski kondisyonuma hatta daha iyisine şıp diye kavuşurum ben.

Kıssadan hisse, o sosyal hayatının leş olmasına gerek yok. Hempimiz seviyoruz yemeğin yanında bir iki kadeh güzel bir şarap içmeyi, hem ben İstanbulluyum bizde balığı rakısız yollarsan haram olur o balık içeride. Ya da git bi clube ben severim Mojito olsun, güzel bir Scottch olsun ne bileyim Martini Cin falan değişik. Ama herşey dozunda be kardeşim. Sabaha kadar ne zorun var? Ha yaptım onu da yaptm bir kaç hafta önce artık stresten ölecekken dedim ki heyytt kendimi şarapta boğucam. Ha ne oldu ertesü günkü idmanımdan oldum. Tüm gün baş ağrısı ve yorgunlukla geçti. Cildim de iğrenç olmuştu böyle kar sonrası a-kaymış asfalt yol gibi yamuk yumuk delik deşik porlar karadelik gibi. Nihayetinde değmedi be gülüm. Düzelmedi yani. Derdini tasanı şarapta vodkada boğamıyorsun geçmiyor yani, e o zaman neden zarar veresin ki kendine iki kadeh sınırını koy ona göre yaşa mesel SAĞLAM İRADE ise al sana challenge :)

Sevgiyle

12 Ocak 2014 Pazar

ilham verenleriniz bol olsun

İnsanlar gece çıkınca sarhoş olup mantı olsun feraye olsun (ah casita yiiycem gene diyet programıma uydutup bekle beni ferayem sana geliyorum) ıslak hamburger olsun ne biliiim tuzlama şirden olsun yer, ben ayık ötesi geceyi tamamlayıp post yazıyorum.

Şu anda okuduğum kitap sokak kedisi bob süper ilham verici. Hayatta sunulan şansları değerlendirme üzerine bir de kimseyi yargılamadan severek mutlu olunabileceğini muhteşem anlatmış.  Ben şahsen sevdim. Benim için ilham çok çok çok önemli.  Bu blog da öyle başladı ve takipçilerin ilham almasi beni mutlu ediyor. Allahım nasıl duygusalım şu anda belli değil.  Çünkü bu akşam harika bir aşka tanık oldum. Her çeşit insanın birarada olup muhteşem eğlenebileceğine bir kez daha şahit oldum ki umudumu yitirdiğim şu gibi günlerde buna ihtiyacım vardı.  Bu beni şarj etti diyelim.  Ayrıca fit kızların gece alkol almadan super eğlenebileceğini de kanıtladım. Sıfır alkol ile geceyi tamamlayıp delllliiiillerrrr gibi dans ettim. Ha ben zaten doğuştan şerbetliyim o da var.

Gelelim alkol meselesine. Ay spora gidiyorum içerim ben yok. Kendine bakacaksan tam bak. Hastalıktan yeni kalkmış bedenime direncini düşürücü bir iksir vermem. Ayrıca yarın idman var (ollleeeyyyy) şu meret virüsün yüzünden 3 gündür gyme gidemedim kırmızı görmüş boğa gibi dellenecek yer arıyorum.  Hem kendim (iyileşme) hem de başkaları (bulaştırma) için en iyisi benim karantinada kalmamdı.  Bana bulaştıran her kimse bunu o da akıl edebileydi ne hoş olurdu. Neymiş arada bir iki kadeh şarap süper ama her zaman ihtiyacımız yok şu merete.  Eğlence içimizde.

Sonuç;
- alkol keyif aracıdır canınız istediğinde alınız abartmayınız yazık karaciğer cilt ve kalan herşeye
- kimseyi yargılama çünkü herkes kendi içinde bir çok güzellik barındırır ilham verir yeni hikayeler sana iyi gelir kapatma kalbini evrene aç: yaradılanı sev yaradandan ötürü
- vuduna güven o seni yarı yolda bırakmaz eğer sen de ona iyi bakarsan...
- başkaları icin mutlu ol sen daha da mutlu oluyorsun içindeki iyilik çıkıyor ortaya
- oryantal hocamı da oryantal ekibindeki diğer genç oryantalcileri de çok seviyorum
- bu akşam sahneye çıkan abi gibi olmak icin 40 fırın ekmek yemem gerek (lafın gelişidir beyaz un yemiyoruz)

Sevgiyle




10 Ocak 2014 Cuma

H1N3 1 - FitnessDelisi 5 Maç sona ermek üzere FitnessDelisi Şampiyonlar Lİgi'nde

H1N3 denen biyolojik silaha maruz kaldım! Bunun başka bir açıklaması olamaz. Yani ben düzenli egzersizini yapan, stresten uzak kalmak için hayatından insanları satırla kesip atabilecek ve bir daha asla arkasına bakmayacak kadar - tamam bencil demeyelim ama - kendine düşkün, yediğine içtiğine dikkat eden biriyim. Ben bu haldeysem vücut yağ oranı yüksek, proses edilmiş şeker tüketen, hiç hareket etmeyen, stres içinde debelenen insan ne hale gelmiştir acaba. Okuduğuma göre hastaneler adam almıyormuş sanırım onlar orada... Şifa dilerim...

Carl Larsson'un Yaz Sabahı tablosu hjyene dikkat çekmek amacı ile buradadır. Duş al, el yıka başkasını telef etmeyelim vari biz yanmışız madem :)

Az önce Osman Müftüoğlu'nun yazısını okudum. Gazete okuma alışkanlığım yok, 2007'den beri haber izlemem, TV ile de bağım kısıtlı,; Dizimax, film kanalları bir de tabi ki vazgeçemem asla senden LigTV, 2011'den beri de gazete okumuyorum. Arada bir iki köşe yazarı - komik yazarsa - kültür sanat (çok az) ve bol bol spor. Osman Müftüoğlu benim için ak sakallı dede gibi birisi, yani var öyle arada çıkıp erdemli şeyler söylüyor. Sen de bakıyorsun aklına mantığına yatıyor. Bazen saflığıma gelir körü körüne yaparım ama genelde bakarım okuduklarıma - Google is my Best Friend hatta BFF  falan.... (best friendlerim alınmayın siz insan olanları da çok seviyorum). Yani adam koskoca doktor hem de yarı yaşı görünüyor, ben seviyorum arada okumayı onu. İlham verici bakın arada.

Bugünkü yazı, ay ok linki de veriim ben; bu, şu muhteşem H1N3 hakkında. Ben dün ne yazdıysam adamcağız da yazmış. Tabi o Prof. Dr. ben diilim, e napiim eziklemeyin beni de :) Antibiyotik cızz diyor ben de hala almamaya savaşıyorum. Dün salona da gitmedim bugün de gitmem (gerçi zaten gitmeyecektim iki nedenden ötürü biiiir Benim biricik Murat Hocam'ın 80's Aerobic Let's Get Fit dersi bu akşam yooook, ikiiiii GALATASARAYIMIN MAÇI VAR).

Dün akşam aldım bir kutu Selpak mendilimi, bir litre Akmina, bir sürahi normal su (bu mevzu derin günde 1 lt Akmina 2 lt de normal su tüketiyorum ben normalde, şu anda acil durum miktarlar arttırıldı), nişasta yaptım sıcak sıcak bolllll tarçınlı, iki kırmızı elmayı bir güzel dilimledim üzerlerine fıstık ezmesi sürdüm. Herşeyi yedim içitm. Demiştim bir keresinde biz sporcular yemeyiz besleniriz diye, dün gece besiye çektim kendimi resmen! Yapmasaydım bugün perttim sanırım, ama şu anda bir şekilde ofisteyim. Muzum elmam masamın üzerinde ıhlamurlu adaçaylı karanfilli güllü tarçınlı zencefilli hibisküslü ve kiraz saplı bir çay karışımım var onu da yapacağım. Öğlen yemeğinde bolll karabiberli bir çorba. Ben iyi olacağım :)
Temsili bitki çayı :)

Antibiyotik vücudumu yoracak, biliyorum, bunu doktorlar da söylüyor zaten o yüzden istemiyorum hala. Bugün de direnişe devam! Yarın hafif antrenman - ay yarın fotoğraf çekimim de var bir dahaki ay FitnessDeliniz Fitness Magazin'de :) alıyoruz okuyoruz. Ben bir başarı hikayesiymişim ondan ben de varım yiihhuuu. Biraz cardio falan bir seans sauna. Ter toksin atıcam ben. Hem koşular yaklaşıyor kış rehavetinden çıkmak gerek, kondisyonu bozmamak gerek :)

Ayrıca grip olan şekerlere benden tavsiye; normalde kendine ne kadar bakıyorsan şimdi daha çok bak. Vücudun su kaybediyor içieriye boll su takviyesi, sıvı alımları artısn!!!! Cilt illa ki maymuna dönüyor hastalıkta ne yapıyoruz - valla ben el kremimi burnum kenarına da sürüyorum - bol  cilt temizliği, bol nemlendirici. Hastayım yapmiicam yok!!!! İyi olmaya iyi görünmeye devam ediyoruz, moraler yüksek tutulacak başka yolu yok Hastayım diye paçoz paçoz dolanamam koca gözeneklerle - şu anda gayet sıkı gözeneklerim benim aferim bana hadi sen de.... Seni sıkan üzen daraltan bir şey varsa hastayken at gitsin hayatından şekercim. Her sümkürdüğünde hatılarsın, tam zamanı :) İyi bir kitap oku, seni yatağa / kanepeye çakar uyuyakalırsın dinlenmeni sağlar yoksa benim gibi hareketsiz durmaya katalanamayan bir organizmaysan işin zor (elim dursa ayağım durmuyor durumundayım, hastayım ya bir de hayır hasta değilim ben diye inatlaşıp örümcek maymununa döndüm iyice).

Ben (temsili)

Önce aklın temiz sağlıklı olsun, kalbin açık kinden nefretten uzak olsun. Vücuduna saygı göster sev, bak şimdi hasta o. Bu biyolojik silahı da atlatıcaz dostum.

Sevgiyle