Sayfalar

21 Nisan 2015 Salı

Alevli Puma

İstanbul manyak bir şehir. Yani hakıkaten kızına ve havasına güvenilmez derler ya, kızı olarak söylüyorum biz bile güvenmiyoruz! Pazar sabahı 6'da kalktım. Deli bile dürtmeden hatta alarma çalmadan kalktım. Kendi kendimi dürtmüş olabilirim. Bilmiyorum. Uzun mor koşu çoraplarım, sensörüm, saatim, buff'ım, koşu ceketim kulaklığım göğüs numaram ayak sensörüm her şey hazır.

Küçümsedim biraz evet. 8K yaa yaaaa nolleaacaaakkk yeeaaa dedim. Benim için idman 12. Sonra Allah'ın sopası iki saat kadar sora beynime indi tabi gelicez oraya...

Telefona bakım bir iyi haber var. O benim olsun size ne, bir de kötü haber var, Çiğdem (Dünyanın tek iyi Fenerbahçelisi) sakatlanmış gelemiyor. O esnada ayağında kas zedelenmesi olduğunu bilmiyoruz bunu Pazartesi sabahı çekilen 9 röntgenin sonunda öğrendik. Ben kaldım bir başıma. Onu da geçtim kızın canı yanıyor, yanmasın onun canı :) E hava güneşli, açtım güzel bir liste en oynağından punk rock ağırlıklı bastım 15 dakikada Caddebostan'a ulaşınca dedim herhalde ben ayılamadım daha. Yok yoksa mümkün değil. en az 1 saat sürmeliydi! Şehir manyak!

Antrenmanyap organizasyonlarına alerji geliştirmiştim, ama muhteşem bir kadın var orada. Neslihan Hanım ne yaptı ne etti bana alerijimi geçirtti. Şimdi her yerde karşılaşınca uzun uzun sarılıp naaber ay senden naaber diye konuşuyoruz acayip güleryüzlü çok şekeeer. İyi ki de yapmış! Gerçi benim alerjimin sebebi geçen sene yarış esnasında Bodrum'da yokuş inerken dizimdeki kıkırdağın isyanıydı anca toparladım. ama o anı bile hatırlıyorum o acıyı sonrasını, dizime motor yağı enjekte etsem düzelir yaaa hissini. İyyhh bak gene içim kalktı. Ben kendi kaburgasından huylanan insanım ay bak gene aayyy hoş oldum :/

8 k 42 dakika civarı bu yaşta bu azıcık  minnoş kondisyonla fena diil ya :) ama bakmadım bile. Geçen sene beni sakatlığa sürükleyen o hırs silsilesi içerisinde boğulduktan sonra artık bıraktım. Eğleniyorum. Müziğimi dinliyorum, Etrafa bakıyorum. Düşünüyorum. Çoğu zaman ne düşüdüğümü unutuyorum... E kendin koş diyeceksin. Ama ben böyle de seviyorum. Hep kendin koşamazsın ki. Etrafında senin tutkunu paylaşan insanlar olduğunu görmek çok güzel. Herkesin pıt pıt koştuğunu görmek çok motive edici. Gün içerisinde kızların karın kası olmaz bak bende de Türk kası var (yağlı göbek gösteren Türk barzosu - Temsili değil acı ve gerçek), bacaklara bak at gibi olmuş kızım sen roberto karlos musun, kanat mı o sendeki uçucan mı kız, hergün hergün gym olmaz hayatın yok mu senin (en çok da buna ayar oluyorum), olimpiyatlara mı katılacaksın? O madalyayı herkese veriyolar alınca da ne olacak. Falan falan duymaktan gına geldi bana. Ben pazar sabahı 6da kalkıp koşmak istiyorsam yaparım, canım ister torganıma sarılır uyurum sana ne ama sen yapmak istesen de yapamazsın sıkıntın bu zaten. İster yarışta koşarım istersem birinci istersem sonuncu gelirim bu da seni zerrrrrree kadar ilgilendirmez yavrum yaaa :)

Yalnız son 3 kilomterede biraz zorlandım, karşıdan esen rüzgar böyle iğneler (döner bıçağı da diyebilirz) gibi saplandı bacaklarıma, ceketimin içinden geçti kemikleirmin ilikleri dondu ya valla perişan oldum. Bi de sağ olsun rüzgarla dengem hafifi bozuldu dedim uçucam galiba bi yanladım yengeç gibi bir kaç sefer.  Ha bi de güneşli havada evden çıkıp püskürtmeli yağmurda yarışı bitirmek de acayip oldu. O güzelim organizasyona yazık oldu aslında program da güzeldi ama donunca kendimi saunaya zor attım. Asansörde Türkiye erkek güzeli varmış yanımda onu bile gözüm görmedi öyle bi donmak.

Puma da giyeceğim marka değil ama organizasyonu beğendim, bi aksilik olmazsa gelirim ben gene 2. ayağa. Ay çok eğlendim daha da eğlenirdim de,,,, Manyak şehrin manyak haası işte...

Sevgiyle


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder