Seyahat bizim fıtratımızda var. Sana bu satrıları lounge'da mal mal oturup yazıyorum sevgili bebişim. Serde uçak korkusu olunca hayat acayip bir aksiyonlu hale geliyor hele de benim gibi garibim frequent flyer isen... Bir yandan çalışıyorum bir yandan peynir yiyorum keza lounge'da yiyebileceğim tek şey o ve meyve. Bir yandan sabah kahvemi içiyorum. Burada kilit olay benim stresten uyuyamamış olmam. Şu anda o üzerinde uzuuun uzun yazdığğım uykusuzluk semptomlarının hepsini bir bir yaşıyorum. Stres iyi birisi değil. Bence bunu yaşamamılıyım. Uçaklar yerden gitsin uçmasın. Ben toprakla bağlantımı kaybedince bir hoş oluyorum. (Bunu diyen yüksek makina mühendisi, master sınıf arkadaşlarım airbus kanadı tasarlıyor - Saygılar)
Uçağa binerken Tree Pose'da ben (temsili)
Peki son zamanlarda en azından küp gibi içmeden uçabilmemi sağlayan ne? Biliyorsun (aklıma mıhladım) 1,5 seneyi aşkın zamandır hayatımı spora adadım. Devamlı komando gibi çalışıyorum (hatta kızlar askere alınsın). Bunun yanında da "kız sporu" olark görülen Yoga ve asla erkek giremez stüdyoya oryantal fusion hastasıyım. Konu nereye geliyor az çok tahmin ettin. (biraz zekiysen uçak korkumu yenmek için kalkış anında koltukların tepesinde belde şıkır elde zil şıkır şıkır oynamadığımı tahmin edersin).
Türbülansa girince ben (temsili)
Bildiğin koltuğa yerleşiyorum, kitabımı, uyku maskemi, iPod'umu (inanmazsın özel uçak listesi var bende) bir relaxing soundlar bir positive soundlar aklın durur sanki get low benim çalışma fon müzüğüm değil, sanki Mezdekyi hiç duymamışım sanki.... neyse öyle elit öyle rafine yani.
Mevzuya dön FitnessDelisi, ha OK patilerimi çıkartırım, çünkü mini patilerimin (39 numero) o pek şeker pabuçlarımın içerisinde sıkışıp tıkışmasını istemem. Uçuş ayakları şişirir benim patilerim değerli acı çektirmemmmm :) pıt oıt koşuyorum onlarla ben, sonra yere sağlamca basar nefes egzersizleri yapmaya başlarım. İşte bu kadar. Hatta işi meditasyona vardırırım. Nefes alıp verdikçe merkezime yöneldikçe bir sakinlik bir dinginlik. Uçağın hareket ettiğini bile anlamam. Pranayama candır çünlü varlığının evrene ait olduğun (ya da Allah'a ya da Tanrı'ya ya da her neye kime inanıyorsan ona) sana en güzel hatırlatan şeydir. Nefestir. Nefes çok basit ama dünyanın en güzel hediyesidir. herşeyin başı her şeyin sonudur. Nefese odaklandığında tüm vücudunu hissedersin. Sakatlansam acıyı daha az hissetmek için nefesimi düzenlerim. Çok heyecanlanırsam farkına varmadan çok gürültülü nefes alıp veririm göğsüm deli gibi iner kalkar. Bir keresinde olmayacak bir yerde kontrol altına almaya çalıştım çok utanmıştım, ama nefesim benim efendim de olsa ben ona söz geçiriyorum. O yüzden o ivmelenmeyi de hissetmiyorum yalnız o tekerlekler kesilmiyor mu yerden. orda en baba master guru gelse beni zaptedemez. (beni şu an bo konuda durdurabilecek tek bir etken var, bir tek şekilde korkmam uçaktan ama onu söylemiicem Deli sırrı)
Uçuşumuz sürprizlerle dolu olacaktır. Cabin crew slide arm cross check
Pranayama candır. Bir de ben basit (az farkedilir) yoga pratiği egzersizleri yapıyorum. Stresten kasılan kaslarımı açmak için böylece kan dolaşımım artıyor ve o kadar stres yaşamıyorum. Hafifi bacak sırt göğüs esnemeleri, omurga twistleri light böyle nerede stres birikiyorsa orayı açmaya yönelik. Pratiğin ilerledikçe sne de farkına varırsın. Ben mi? Ben farkettim 100 yıl da pratik yapsam hep başındayım.
Haydi ben biraz daha peynir kemiricem, sen de yerde olmanın tadını çıkart.
I am back baby hem de nasıl? Bendeniz efendim FitnessDelisi Hazretleri Yoga matlarına geri döndüm :) (sorana mor yoga matı severim beni dinginleştiriyor).
Her pratik ayrı bir macera, her pratik ayrı bir heyecan, meditasyon yapmanın çok saçma olduğunu düşünürdüm, nefes alıp veriyolar bu ne be falan derdim. Burda yazanlara aldanmayın beni en yakından bilenler bilir, ne nemrut ne sinir ne uyuz biriyim aslında. Ukalayım. Ağırlık çalışan deli gibi koşan o komando eğitimli kızlardanım. Acı eşiğim yüksek, mızmız değilim, dayanıklıyım hem de çok. Ağzımda bir bıçakla sal beni Afganistan'a Rambo gibi dolanırım. Zumba Pilates kızları ile alay ederim falan. Öyle bir ToughGirl havası bende. Soyunma odasında ayna karşısında kaslarına bakan insanım. Ne bekliyorsun? Ama Yoga diyince akan sular duruyor.
Bir kere yoga denilen meret benim performansımı acayip etkiliyor. Kaslarım uzuyor eklemlerim (tamam dizi verdik bi ara aldık geri kızı ahayayahttt) sağlamlaşıyor. Vücudumu daha iyi tanıyorum, verilebilecek alarmları önceden sezebilme yetisine sahip oldum. Neremde ne arıza çıkabilir bunu biliyorum. Bedeni tanımak önemli Çok çok önemli. Daha dengeliyim (bedenen - ruha bakacaz). Ayrıca sakatlığım esnaında kuvvet çalışmak adına yoga yaptım. Bir kaç bölgede kasalar parçalandı (tabi ki ayrıca doğru besleniyorum) SHREDED BABE!
Ayrıca daha iyi koşmamı sağlıyor yoga. Bir kere oyunda (uzun yıllar basketbol deneyimim de var malum lisanslı sporcu idim senelerce o okul hayatına katlanmamaı bayağı sağladı basketbol candır) nabzına hakimsen oyuna hakimsin kuralı var. E nabza nasıl hakim olacaksın kalbine söz geçirebilsen o son öküze tapmazdın ben sana söyliim nefesle!
Yoganın bir diğer muhteşem avantajı da kasları hem uzatıyor hem kuvvetlendiriyor. Koşucular için bazı pozlar özellikle önemli mesela;
1. Low Lounge: Vucut sıvılarının devinimini düzenler, dizlere iyi gelir bir de esnersen omurgayı açar daha ne istiyosun?
2. Twistli Low Lounge Dizlere muhteşem hem de omurgayı esnetir, denge sağlar, diz çevresi kasları kuvvetlendirir. Kalça pozisyonlaması önemli bedeni tanımak için harika bir poz. Misss
3. Aşağı bakan Köpek: Tam süper bir dinlenme pozu ayrıca vücut sıvılarının dolaşımını iyleştirir. Yogada nefesini düzenleyebileceğin pozlardan biridir. Bacaklara esneklik verirken mini detaylar omuz karın pozisyonları falan bedeni tanımana yardımcı olur.
4. Çocuk Pozu: Stresi atarsın, rahatlarsın, orta karar stretching sağlar, dinlenme pozudur.
5. Squat: Bel iç bacaklar esner, denge sağlar. Sıvı akışını düzenler. Ayrıca squat'ın faydaları akkında destan yazdım daha ne yaziiim Koşu sonrası inanılmaz rahatlatır ama bu. (Tarlası yanmış köylü otoroşu esprilerini duymuyorum ignore ignoreee)
6. Locust: Özellikle uzun mesafe koşucuları (ben de bu kategorideyim, bir sprinter değilim ama kurmalı bebek gibi uzun yolda deli koşarım) Bu poz da postürünü düzeltir. boyun bel ve kol ve bacakların arkasına iyi gelir. Uzun koşudan sonra serseme önen şoklanmış bedeni kendine getirmeye yardımcı olur.
7. Boat: Kök kaslarını kuvvetlendirir kalçaya iyi gelir bunları uzun koşularda telef ediyoruz çünkü
8. Dansçı: Yeeyy oryantalll değil :) Bu poz dengeyi sağlar. Denge yoks ayoksun net! Neymiş denge önemli Neymiş denge süper bi şey
9. Balık: Recovery için en idel pozlardan bu arkadaş, sıkıntıyı atar yok eder, ayrıca sırtı esnetir göğsü açar ferahlatır
10. Bacaklar duvara: Bayılıyorum bu poza çünkü hem kolay hem de bir sürü şifası var ve mütthiş rahatlatıyoır Bir kere sıvı drenajı sağlıyor, sıvı devinimini düzenliyor, patilerin şişmesini engeller falan hem de kolay
Bak bir dünya güzel poz önerdim işte. Ama ısınmadan yapmıyoruz güzle esneyip yapıyoruz. Yoga can'dır. Mikmik kız sporu değildir, bildiğin tough girl sporudur bunu da burdan eklerim.
Rahatla relaxxxx nefes alll nefes veeer veee ağırlığını her verdiğin nefeste biraz daha yere doğru bırak, kendini evrene teslim et, kendini toparağa teslim et. Ne güzle değil mi? Yoga partiğinin sonunda Şavasana yaparken duyulan cümleler. Tabi insan rahatlar içi erir, bırakır ağırlığı telef olmuşsun bir saat şekilde şekle girmişsin kaslar kendinden geçmiş. Rahatlaak en doğal hakkım!!!!
Yoga lümpen salaklar için bağdaş kur, elini kucağına koy Omm de ve uç. Bu kadar cahillik diz boyu insanlar ile aynı havayı soluyor olmak bile başlı başına eziyet. O da var tabi az devinim, nefese odaklanma, bol meditasyon. Ama arkadaşım bi şey hakkında konuşuyorsun madem gizlice masanın altından aç Wikipedia'yıda bu meretin çeşidi bilmem nesi var mı bi bak. Hayır ben de allame-i cihan değilim ama bir konu hakkında iki paragraf okusam 10 sayfa daha okyasım geliyor. Kızıyorum böyle meraksız düz kafalı insanlara. Kendini geliştirmeye kapalı böyle iyyykkk.....
Bu saçmalıkla ben daha fazla uğaşmak istemediğim için FitnessDelisi olarak Devvvvvv hizmette bulunuyorum. YOGA ÇEŞİTLERİ! (minnak bir kısım ama cahillik siler meraka yönlendirir tadımlık bir dosya) Afiyet olsun :)
ANUSARA
Öğrenciler kalıp gibi her poza uymaya çalışmaz poları kendilerine uydururlar. Yeni uydurulmuş bir yoga çeşidi yapanı tanımıyorum Tr'de var mı onu da bilmiyorum Hatha'nın bir versiyonu.
ASHTANGA (VİNYASA) İşte benim bebeğimmmm, Klasik Hint Yogası. Hem otantik hem dinamik hem de muhteşem. 1927'de geliştirildi. (O civarlar işte). Pozlarda uzun zaman kalınmaz, denge, nefes, bandhalar, ve seri çok büyük önem taşır. Dinamik bir akış içerisinde yapılır. Sakatlığım esnasında kuvvet çalışma amaçlı iyice yaptım. hem kaslarımı kuvvetlendirmeye devam ettim, vücut ağırlığı ile çalışma, dengem arttı ayrıca esneklik kazandırıyor. Yapmayan kendid erdine yansın. Muhteşem bence ben kalp Ashtanga / Vinyasa Yoga
Lümpenler gelsin yapsın bakalım Side Bakasana Ommmm neymiş dalga geçiyor bi de densiz uçuyor musun diye he canım he kuşum ben
Bu ciddi zamanımı aldı mesela denge ve kas kuvveti ve ağır konsantrasyon gerekiyor
Akrep Pozu
Bu da akrep pozu
Yukarıda da görüleceği üzere ablalar bile akrep pozunu farklı farklı yorumlarken bre densiz sen kimsin de Yoga aynı şey hep dersin. Bir anın bir anınla bir mi? Değil o zaman sus be cahil sussss!!!
BİKRAM
40 derece sıcakta, salutasyonu uzuun uzun yapıyorlar. Ben yapmadım valide sultan hazretleri benim yaptı, tansiyon hastası kadın zımba gibi de çıktı valla bi şey de olmadı. ama bizde mübadil geni ar sülaleinin kadınları da titanyum alaşımdanız malum bize pek bir şey olmaz.Tabi herkes denemesin bence de. Dr raporu falan gerekebilir. Bir desr 90 dakika sürer ve 40 derece sıcıaklık ve %40 nemde 26 aanalık bir seri devamlı tekrar edilir. Bikram tarafından kurgulanmıştır (Amca adını vermiş ya allahtan Bikram ya Sadullah falan olaydı peeeh) 2 de nefes egersizi içerir. Gayet de eğlenceliymiş valide dedi. Ben oda sıcaklığı yogası insanıyım şahsen.
HATHA
Bak bunu da severim 6 modern yoga disiplinini bir potada eriteni nefes düzenleyen ve ağır fiziksel aktivite içeren bir çeşit. Hatha pratiği yaparken içini dinlemek çok önemlidir. Ray Hoca mesela bir kere 45 dakikalık Şavasana yapacağımız bir seans önerdi - ben şahsen uyurum. Hatha'da beni çeken şey dinamizm ve dinginliğin aynı anda yaşanması hakikaten çok attmin edici oluyor benim için. Hatta bu akşam yapıcam nıhahah ne şanslıyım.
IYENGAR
gene kiş ismi verilmiş bir disiplin. Hatha Yoga'nın daha nefes, dayanıklılık postür üzerine gibi olanı. Blok takoz çekme halatı falan bol bol kullanılır. Tedavi amaçlı yogadır. Yeni başlayanlar için idealdir (Cihan Hocam dedi valla) Kolay değildir ama her yaş ve gruba uygundur.
JIVAMUKTI
Ortaya karışık. Hatha ve Vinyasa'nın hareket sequensinden etkinemiş ve fakat bol nefes meditasyon chanting falan içeren derin mevzulu bir çeşit. Ruhun da esner gayet leziz olur.
KUNDALINI
Enerji odaklı, bana göre hareketi az olan yoga türü. Bşraz asana var yok değil şimdi allah iin ama daha çok chanting, enerji, meditasyon, nefes falan filan. beni kesmez ama yapan da sever. elma şekerim mesela sever bunu.
YİN
tamamen şahsi görüşümdür: Eminim çok faydalıdır ama bazen yaparken vurun beni şimdi hemen vurun dediğim yoga. Arkadaşım düğüm oluyoruz ve o halde böyle arapsaçı gibi nefeslerce uzun kalıyoruz. Kaslar maslar harika uzuyor da bir gün o halde uyuyaklırsam beni herhalde genel cerrah falan çözer netim. Sabı yok ya bende ondan zor geliyor zatne ben de ondan gaza gelip yapıyorum bunu. Gaza gelmesem yapılacak iş değil benim için.
Şu halde dakikalarca duruyorum yaaa aklım da duruyo gerçi bi zaman sonra
Hatha vinyasa falan bende sürüngen pozunu severim hatta normal esnemem de koyarım ama kal abkalım 3 dakika böyle nerelerin uyuşuyor gör
Minnak bir Yoga dosyası hazırladım işte böyle bunlar tüm yoga türleri değil duyduğum çoğu da kendi deneyimlediğim ve 3 tanesi pratiğini yaptıklarım. Emin ol daha çok çok çok ama çok çeşidi var. İlle de yogaya başlayacaksan neye başlayacağına iyi karar ver. Dinamik biriysen Yin seni sıkabilir mesela. ya da ağırsan Dinamik Vinyasa Sevmeyebilirsin. İşte bunlar hep YOGA.
Bildiğiniz üzere diyetle kafayı yemiş (yemek yok! kafada protein var gerçi yerim OK) bozmuş kendimden geçmiş haldeyim. Hayır bir de sıcak. Bu sıcakta protein yemek ne zor. Düşünüyorum da karbonhidrat basmak daha zordur. Yani kısaca yemek zor şekerim.
Bu havada en güzel karpuz peynir. Ben sanırım bir önceki hayatımda fare falandım yoksa bir insanın bu kadar peynir yemesi başka şeikilde açıklanamaz. Bir de en sevdiğim şey hayatta peynir. Bana yemek verme sadece peynir ver OK. Ezine, Bree, Blue, Camamber, Mozarella, Hellim, çiğ veya grilled veya bilmem ne hiç farketmez.
Oldukça Fransız, bana ilk arabamı hatırlattı Chloé the French Bitch'di adı çok severdim Fransız Peynirini de ayrı severim zaten
Peynir yerken yağlı olması ve saire çok önemli değil. Bunlar vücudun yakabileceği yağlar. Ama dün bademle ilgili olan mevzu gibi abartırsan o peynirler sağından soulndan lömbürder. Fitness hakikaten bir Uzakdoğu öğretisi gibi olmaya başladı ya hu, bize ölçülü olmayı öğretiyor. Ya da Sufizm, bir lokma bir hırka, daha çok lokmaya yoğunlaşmış durumdayız lokma nedir nasıldır muhteviyatı nedir??? Lokma önemli (okumayanlar içn Mesnevi tavsiyem var unutmadan, bu ara yoğun okuyorum acayip mutlu ediyor insanı, hangi dine inanırsan inan huzura giden yol Mesnevi bi de peynir)
Mesela koşu yarışı öncesi diyetimde yağları süt ve süt ürünlerinden almaya çalışırım, bir yerlerde okudum gene tabi böyle yapmam gerektiğini: Nihayetinde yağ da lazım bu bedene bebeğim, sadece nerden aldığın önemli. Margarin mesela iyyykkk aslaaaaa ya da mısırözü ay çiçek falan never! ZİNHAR! NEIN!
Peynir deli gibi avantajlar sunuyor insana,
Bir kere easy to use; meyvelerle mix n match yap bak bol lifli kalsiyumlu D vitaminli protein bombası elde ettin. (Bir akşam Ecemuuuu ile beraber - kafalar atık karşı cinsi zindanlara kaptasımız var - açtık kırmızı şarabımızı aldık yanına peynirler, incirler, çilekler, üzümler. muhteşmedi. antioksidanlarla eşleştirince helem mesela mascarpone-orman meyveleri / çilek muazzam oluyor)
Dedim ya acayip içerikleri var, D vitamini, kalsiyum, protein (DİİNNGG PROTEİİİNNN)
Kas kütlesini arttırır kalori yakımını roketler haliyle
Taşıması kolay (biz yemeğini yanında taşıyanlar biliriz bunun ne zor olduğunu, peynir pratik o açıdan) Mesela yurt dışında öğrenciyken cheese-snack'ler vardı millet cips yerken ben onları yerdim. Gerçi orda sadece yüzlerce çeşit peyir satan dükkanlar da vardı, peynire önem veriyodu adamlar off özledim ya bak şimdi hasret gideriim iki güne gidiyorum yakınına köyümün zaten (o macerayı ayrı anlatıcam size) Peynir medeniyettir ya hu!
Tam yağ ile protein birleşimi tok tutar ayrıca, böylece yeme düzenin oturur.
Lor peyniri diye bir Türk mucizesi var 100 gramında 19gr protein, 3 gr carb, 2 gr yağ var (lor peyniri, kepekli tortilla ve günkurusu mesela offff)
Lor peyniri suyu da içeni duydum ama kesin bilgim yok :)
Peyniraltı suyu hele acayip bir protein kaynağı yeme de yanında yat iç içinde yüz falan öyle böyle değil (mesleki bilgi peynir üreticileri yğksek besin değerinden dolayı o suyu biyolojik arıtana kadar perişan oluyorlar öyle bir protein muhteviyatı - B.Sc. derecem çevre müh bilirim yani) zaten o bayıla bayıla yüzerce liraya aldığınız WHEY de bundan yapılır :) (evde tarhana serer gibi whey sersem köşe olurum ha)
Bu varken protien tozunu kim ne yapsın pardon????
Doğal takılın şekerim. Yani geçen gün gene Beta Karoten içen bir kızcağız gördüm. Neden be bacım eden durup dururken pace ini arttırasıni neden o kimyasala sentetik şeyleri vücuduna sokasın ay valla acıdım. Bana da soruyorlar, burdan da açıklıyorum ŞOK ŞOK ŞOK, elzem haller dışında supplemet kullanmam (mesela raipd rejenerasyon gerekiyorsa sıcak havada uzun mesafe koştuysam falan o ayrı ya da çok ağır idman yaptıysam ama onun dışında NO NO)
DİKKAT: Peynirdeki Sodyum içeriğine dikkat etmeden yeme düşük sodyum içeriği arıyoruz Aman diim!!!!
İşte ben bunu görünce Fred Astaire kafamın arkasından söylemeye başlıyor Heaven, I am in heaven.....
Tabi ki peynilere sarılıp dans etmiyorum en azından gerçek hayatta....
Bana bakan diyetimin nasıl gittiğini net görebiliyor. Dün akşam beni Perşembe'den beri görmeyen kızlar (PrensesBanu, Kikirk başta olmak üzere) sen geçen haftadan beri çektin mi, nasıl bu kadar kısa zamanda sıkılaştın, kilo mu verdin sen gene yok olacaksın ama vermiş gibi dedurmuyorsun dediler. Büyük sevinç. Herkese soruyorum nasıl nasıl diye. Çünkü takdir edildiğimi görmek istiyorum çünkü buna ihtiyacım var çünkü karbonhidratın kısıtlı olduğu ömür zor bebeğim. Yüzüme bakan da anlıyor diyetteyim.
Dün akşam idman sonrası Kanyon'da bir İtalyan Cafe'ye gittik. benim sorum; pardon ben kahvemle gelen biscottimi arkadaşıma veriyorum da kendi kuru eriğim ve bademeimi yesem müesseseniz için sıkıntı olur mu? (Allahtan işletmecilerini tanıyorum yazık çocuk bana tabak verdi rahat yiyim diye...) seviyorum böyle mekanları. Bunlar kazanıyo beni. Ben de yiyorum elbet bazen :)
Bana bu zor günlerimde en çok o destek verdi, enn çok yanımda o oldu. O olmasa ne yapardım bilemiyorum. Onsuz yapamam onsuz yaşayamam. O benim bir tanem o BADEM :)
Benim vücudum bana tansrıal bi hediye (hakikaten fena tanrısala bağladı son diyetle maşakllah bana) Sen de ne yersen osun. Nasıl davranıcaksın kendine mesele bu....
Tok tutuar, vitamin mineral ve antioksidan dolular ondan çok seviyoruz.
Kas oluşumunu destekler ve zayıflamaya yardımcı olur. İçindeki antioksidanlar sayesinde kalp damar hastalıkları, diyabet riskleri azalır, kolestrolü dengeler. Hatta içerdiği monosatüre yağlar ile kalp damar hastlaığı riskini bir daha azaltır. Mucizeviiiii.
Badem yiyen enerjik olur bebişim ve kuvvetli kaslara adım adım gider.
Bir avuç bademde bir yumurtadan daha fazla protein olduğuna inanabiliyor musun?
Ayrıca enerji bombası olmanı sağlayan mangan ve bakır da var içinde bunlar sayesinde mitokondriyanı engellemeye kalkabilecek serbest radikalleri dövüyorlar. Mitakondriya hğcrenin inamosu gibi düşün Mitakondriya yoksa yoksun...
Bademde deli gibi B2 vitamini var (riboflavin de alemlerde havan olsun), bu B2 (kısa olsun) oksijen kaynaklı enerjinin oluşumu için şart bi arkadaş.
Badem yağ yakımına yardımcıdır bebiş, Ynai ayy badem çok yağlıııaaa çok kalorili diyen kezban seni bengay'layıp duş altına sokup çıkartıp ıslak havlu ile üstüne atlamadan uyarayım: neyi çok yersen ye o bıngllar olur.
Günde bir avuç badem ye şeker. Müsline kat öyle ye, protein shae'in içine kırdır (offf manyak olur gerçi ben supplement kullanmıyorum ama kullansam yapardım)
Bir blogdan aldım üzerinde yazıyor ama çok hoş yapmış yapan eline sağlık
Bademin içeriği sadece yukarıda yazdıklarım değil tabi:faydalı yağ asitleri, E Vitamini, Mangan, lif, potasyum, demir, kalsiyum, fitosteroller ve flavonoidler (bunları daha önce yazdım ben size).
Bademi çiğ yiyeceksin tatlım. çünkü kavrulunca içine tuz, şeker, nişasta ve koruyuclar atılıyor ve katılıyor. Haa sade kavruluyorsa bilemem. ben gene de güvenip yemiyorum iğ badem tercihim. Çiğ badem forever.
Pembe çiçekli bi şeyden zarar gelemez di mi hemfikiriz
Şu an bildiğin eziyet çekiyorum. Doymıyorum ama aç da değilim. Arafta böyle. Aç olmaktan nefret ediyourm sanki kendi kaslarımı yiyormuşum gibi geliyor asla aç olmak istemiyorum. Tok olmaktan nefret ediyorum, tüm kan mideye gidince o zmaan kalan fonksiyonlarım için enerji kalmıyor uyku basıyor. En iyisi kararında. E şimdi Ab Challenge yapıyorum dedim 8. gün oldu, diyete çok dikkat etmeye çalışıyorum, ama daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.
Sevdiğim karın bu
Şu an olduğum yer 22 günüm daha var :/ biraz daha cardio olacak olacak ... Bir kişi daha biraz fat var yanlarda derse kesicem var evet biliyorum ama gidicek sen seninkiler için e yapıyosun hiç bir şey ben en azından uğraşıyorum. Hem sakatlıktan çıktım normal benim kilo almış olmam....
Günah çıkartmam gerekirse dün gece (hakikaten oraya nasıl geldi o bilmiyorum) artık başım dönüp gözüm kararırken börek yedim. Dolapta börek buldum ne alakaysa.... Zinhar ben almadım hayatta almam son aldığım carb Yulaf ezmesi.
Bir de bu modeller var, abla fazla shredded bana göre, ama bunu seven içinde gayet başarılı yapmış good work!
Peki ben bu eziyete neden katlanıyorum. Gören aaa harika olmuşsuuuun diiyp duruyor. Yemin ederim bunun için değil, hatta onlara bakıp böyle takıntıları olmadığı için ne kadar özendiğimi falan söylemek istiyorum ama asla yapmam. Ben FitnessDelisi kaybetiğimi kabul etmektense saçlarımı 10 cm kısaltırım daha iyi. Ben bu eziyeti tatilde Civcivimin karın kasları altında ezilmemek için yapıyorum. Hatun Pilates'le sinsi sinsi sessiz sessiz pack yapmış. Heyytt!!!! Ben burda kendimi yırttım pack yaptım sonra bir sakatlık hoop uçtular. sen git Pilates ile pack yap olacak iş değil! Ben dedim 1 ayda bu işi hallederim. Motivasyonum?
Deniz: Bir kere tuzlu su acayip faydalı cilde, ayrıca dğa anti-aging mineralleri içeriyor, sudaki magnezyum sayesinde sinir sistemi insan dönerken deniz suyu aynı zamanda bedensel ve ruhsal her türlü yara şişlik arızaya iyi geliyor iyileştiriyor onları. Benim dizime de iyi gelir mi..... (sanmam ama inanılmaz relax olucam) Benim için sahil dev bir Spa (hatta bazen masaj şeyleri de oluyor ya acımam yaptırırım hemen alırım RDV'yu deniz kenarında.... misss)
Tamam tough Girl falanım da içim de yumuşacık böyle çete üyesi gibi dolanmak istemiyorum
Güneş: Şarj eder, mutlu eder, sun kissed skin verir (gerçi ben yanınca ırk değiştirmeyi tercih edenlerdenim, Afrikalı oluyorum Evet ben bir bağımlıyım). Kabul etmem gerekeni de ederim ben bir güneşlenme bağımlısıyım, tıptakı adıyla taneroxiac. Bazı delirmiş bilim adamları bulmuşlar ki UV ışınları beta-endorfin salgılatıyor, bu da mutluluk hormonu, o da fareciklerde acı hissini azaltıyor. Ben işte ben acı eşiğim yüksek ve bütün gün karadelik gibi UV emiyorum. UV cilt kanseri yapar diyorlar, yaşlandırır diyorlar, ama genetik değl mi bu, benim süt beyazı annem kendimi bildim bileli, hem de şezlongu denizin içine çekip buharlaşma ile daha iyi yanmak için, asla koruma faktörü kullanmadan hele hele en çok yakan bilmem ne karışımını deneyerek güneşlenir, kadında bir tane kırışık yok kaz ayağı yok!!! anne yani bu dünya kadar da yaşı var (yazarsam parmaklarımı keser yemin ederim). Hatta bu bilimadamları ve bilimkadınları şöyle bir kanı getirmişler; UV bağımlılığı insanoğlunnun ilk gerçek bağımlılığı. Bu da benim insan olduğumu kanıtlıyor! Güneş sayesinde deliler gibi D Vitamini salgılıyorum ben. Kemiklerim Platinyum Titanyum alaşımı gibi benim. O kadar sakarlık sonucu sağdan soldan düşmeye hala bir yerimi kırmamaış olmamın başka açıklaması var mı?
Naysssss that's ma kinda abzzz
Bikini: Son aldığıma aşığım ona kardeş de geliyor şimdi. Hakkını vermem lazım o kadar tasarımcı emeği var onda yazık
Kimi kandırıyorum ben fit olmayı seviyorum. Kimsenin bana bakıp wooow demesi için değil. Belli bir yalnızlık bile veriyor diyebilirim. Kadınlar kıskanır erkekler bu kadar kas bende yok diip komplekse girer. Anca kendi türünden biri varsa yanında o zaman OK. Çünkü ne her şeyi yersin, ne her şeyi içersin, uykuna dikkat eder, gerektiğinde yemeğini yanında taşırsın. Bir yerede menüyü sorgularken o var mı bu var mı diye, ya da menüdeki bir alternatifi kendi zevkine göre upgrade ederken yanında anca kendi türünden birisi varsa utanmaz, gülersin yoksa eğer ne darladın adamı ye gitsin, bu gün de spora gitmesen olmaz mı, şort giyme spor yaparken falan gibi gereksi şeylere maruz kalırsın.
Benim zevkim bu değil ama her zevke hitap etmek gerek
Olsun ben gene de fit olmayı seviyorum. Merhaba ben FitnessDelisi, UV ve Fitness Bağımlısıyım.
Hiç sevmezdim aslında, bizim aile düğünlerinde bile davul zurna yoktur ya çellistler quartetler yığılır, ya DJ tutulur ya da Salsa grupları falan çıkar sahneye. Ne davul gördüm bugüne kadar ne zurna. Ama Salı Perşembe tutmayın beni. Haftada 2! Yapmadığımda çok çirkinleşiyorum, ağzımdan köpükler çıkıyor, sinirleniyorum. İş yemeği, toplantı, date, aile yemeği, biri sevgilinden ayrılır dertleşelim der, dünya ikiye ayrılır falan gene de münkün değil Salı 19:40, Perşembe 20:40 bana ulaşamazsın. O saatlerde randevu isteme, yalan söyler gelemem. Ben o saatlerde Fusion Oryantaldeyim. Hatta seyahate denk gedkiğinde saçma sapan yerlerde youtube'dan ipoddan falan oryantal müzkileri açıp otel odasında kulaklıla falan yarım saat bi başıma (deli gibi evet ama ban çok iyi geliyor sanki sizin herşeyiniz akıllı işi) göbek attığımı bilirim. Burada asıl mesele şu, canının istediği yerine sana dayatılan şeyi yaparsan mutsuz olursun (Murat Hoca ile bir sohbetimizde söylediği cümle zaman da geçen kış falan), biz mutlu olmayı seçtik, buyrun deli diyin hiç umrumda değil.
Boş Boş Çevirme!
Dolu dolu çevir büyük büyük çevir kasların çalışsın çevirirken. Kalça öndeyken sık popo kaslarını, yanlarda obliklere acıma, arkadayken ön karın kaslarını kullan. (bir karın kası yaptırıyor bu oryantal yapanları direkt uzaktan seçiyorsun zaten) Cardionun Allahı!
Bakınız ders sonu stüdyodan ter içinde çıkan kırmızı suratlı 50 kadın. Negatif Yasak!
Yasaaah Hemşerim yassaahhh! Patronla mı kavga ettin, Sevgilini mi terk ettin (hatta daha iyisi o mu seni terk etti) anana babana kardeşine mi dalaştın, siparişte sorun mu var, kredi kartı ekstresi mi geldi, hayat saçma sapan mı gidiyor? Stüdyonun dışında kalıyor o ister istemez. İlk darbuka vuruşu, ilk parmak ucuna kalkış, ilk çığlık ilk kalça atışı ilk döndürme oralarda bir yerlerde kafandaki sorun gidiyor zaten. Sen titriyorsun (dizlerden) dünya bir adım geri çekilip affet sultanım diyor sana bilemedim diyor.
Dizlerden titre!
Titre bacım. Dünyayı titretecek kudrete sahipsin. Dizlerden titre, Toprağa köklen, başını iyice göğe uzat ve dizlerden titremeye başla, bak aynaya evet bu sensin, o kudretli heybetli yeri göğü titretmeye hazır kadın sensin. Titremenin 3 çeşidini de iyi biliriz!
Dişilik enerjisi Östrojen patlaması!
Erkek gibi çalışıyoruz, kendi adonisiizi yapıyoruz, erkek milleti de bir acayip maşallah kimi dinlesem dertli. Dişiden çok delikanlı gibi dolaşıyorz ortada. Buna bir dur demek lazım. Biz de dişilik enerjimizi böyle çıkartırız işte. Derslerde yapılan CatWalk egzersizleri hiç bir şekilde extra değildir :) Düşünme yap!
Herkesin vücudu herşeyi yapabilir! Evet yapabilir! 73 kiloluk 42 bedenlik bir Pilates topu olarak başladığım Oryantal macerama 34 beden 58 kilo bir zargana olarak devam ediyorum. Allah sakatlık vermesin bizi ayırmasın. Ben yaptım herkes yapar. İlk ders değil belki, ama o gün gelecek yapacaksın. Hatta geçen ders karnımda çıkan yaratık kasına sınıfça şaşırdık. Tuhaf bi şey çıkmış böyle ALİEN gibi tövbe estağfurullah.
Dans Ruhun Gıdasıdır! Hem de en muhteşemi!!!
Konuşurken bazen aklım dağılır, konuyu unuturum, kelimeyi bulamam İngilizce Almanca olanını söylerim, yazarken kaç kere typo yaparım (biliyorum devamlı takipçiler çok çekiyor) ama dans ederken kendimi her şekilde ifade ederim. Güçlü müyüm, canım mı yandı, ağlıyor muyum çok mu neşeliyim, coştum mu kızdım mı bunu dansımdan anlarsın. Oryantal diyip geçme, Türk kadınısın sen de kapı gıcırtısına oynarsın hepimiz biliyoruz yemişim diplomasını kariyerini hepimizde alası var onların, conconluğu sahteliği bırak kendini dinle ve o esareti kır. (Bayılıyorum o burun kıvıranlara, şekerim benim sakatken yaptığım idman bile senin en ağır idmanının yanında military training kalıyor sen neyine bana burun kıvırıyorsun ay oryanal mi hahhaah diye bıyık altından gülerek, haspam!)
Enerji Forever!
Canım sıkkın, öyleisne sebepsiz. Sonra stüdyoya giriyorum, ilk hedef şıkırlar (aman rabbim millet bilemm ne yöneticisi, bilmem neyin CEO'su falan o çantadan şıkır kapma yarışı bildiğin Cennet Mahallesi Seti gibi çünkü biz böyle mutluyuz) şıkırı kapan şanslılardansan geç yerine (ayrı challenge yer kavgası da yapıyoruz) sonra bir anda herkes orada, göremeden hissediyorsun, dans ederken en saf enerjini yayıyorsun. Bir anda en yakındakilerle bağlanıyorsun sanki dev bir bluetooth cihazısın. Çok tuhaf ama gözelimi kapatsam Ebrush nerde, CurlyPrincess nerde, Civcivim, DenizimGülüm nerde hepisni tek tek sayabilirim.
Kendi içinde kimler var gör!
Hepimiz etkilendik zamanında şimdi kimse itiraz etmesin bir Bridget Johns bir Sex and the City. BJ bayık donuk bir kadın birazi SATC daha şatafatlı. BJ beceriksiz OK SATC kadınları ise aslen bir kadının 4'e bölünmüş hali. İşte sen bundan fazlasısın. Tüm potansiyali görebileceğin yer dişi enerjiyi dışa varabileceğin yer bu stüdyo. Yazmıştım daha önce, bazen bir çöl prensesi, bazen mata hari, bazen osmanlı haremi bazen İspanyol ovalarında bir çingene ama hep değişik birisi oluyorum hep farklı. O benim hayal gücüm senin sınırın nerde? Müzik Bahane!
Sen ki kapı gıcırtısına oynarsın gelip de tek laf etme! Ritim varsa varım gerisi beni ilgilendirmez, Edith Piaf'a da oynarız, Skyfalll'a da, Lord of The Rings'e de, R&B'ye de Rap'e de herşeye evet herşeye sadece ya lelli değil hayat. Müzik bahane, tamamen bahane ritmini yakala yeter. Yaşın ne önemi var!
Başlatma bile bu konuda beni tamamen saçmalık! Solidarity!
Kadın kadnın kurdudur. Öyle tipler var ki şerefisizn önde gideni, nerden ayağını kaydırsam, ay bi fırsat bulsam sevgilisini / kocasını elinden alsam, yalan dolan bizans oyunu. Bizde yok bacım bunlar. Arınmışız, birinin derdi olsa hep beraber Allah Allah nidalarıyla Osmanlı'nın delileri gibi tokatlarız Netiz.
Sadece Gym'de değil tüm dünyada!
Dar gelir duvarlar stüdyolara sığmayız taşarız.
MURAT HOCA'NIN ASKERLERİYİZ!
Benim kifayetsiz kelimelerimle Hoca'dan aldığım ilhamı anlatmam mümkün değil. Ama bir tek şey söyleyebilecek olsam onu tanıdığım için çok mutlu öğrencisi olduğum için daha mutluyum. Hayatımıza dokunan, iyileştireni kimle konuşsam acayip ilham alıyorum ondan dediğimiz MURAT HOCANIN ASKERLERİYİZ.
Sonra Ciyaaaaaaakkk diye bir ses çıkar bil ki bizden sinir stres gitmiştir.
Haruki Murakami'yi tanımayan var mı? (Ay ne ukalayım ay ne çekilmezim di mi Pazartesi sabah sabah zaten gülümseyerek falan dolanıyorum fakültede kesin bir gün içimi açıp bakıcaklar ne var bunda diye, napiiim arkadaşım Pazartesi sendromum yok) O zaman tekrar bu Capon yazar amcayı tanımayan var mı? Tanımıyorsanız büyük kaçırıyorsunuz, hemen bi google layın, geröi ben vikipedi linki verim tembellerim benim kolalalrım benim tıklayın ona, ve bir kitabını edinip okuyun derim. Benim ilk okuduğum kitabı Yaban Koyununun İzinde idi ve Rabbim ne manyak caponalr yaratıyorsun diyerek kitabı bitirmiş, amcaya da aşık olmuştum. Dün ise Koşmasaydım Yazamazdım'a başladım, sarstı kitap beni. Kitap yazarın koşması hakkında. Aynı bu blog un benim yemem içmem koşmam, idman yapmam ve kendimi nasıl hissediyorsam öyle olması gibi (evet yuh bana da kendimi Haruki Murakami ile kıyasladım, ama o Capon o beni sizin gibi yargılamaz saygı duyardı, küstürmeyin beni.).
İkizim sayılır abla o kadar da temsili değil yani haydi koşalım babes
Bir kere kitabın açılış metninde şöyle bir cümle var; Pain is inevitable, suffering is optional. Al cümleyi evin ofisin duvarına yazdır, al bunu dövme yaptır, beynine kazı mantra gibi söyle dur. Kesinlikle doğru. Ayruca ben de koşmaya başladığımdan beri aynen böyle düşünüyorum. Acı kaçınılmaz evet, ama acıyı nasıl algıladığın seni ya ezer ya da bir sonraki basamağa taşır. Ben bunun altında kalmayacağım dersen, ben bunu geçerim dersen, acı çooook da iyi bir hocadır canım. (Yemek olan acı değil o metabolizma hızlandırıyor, onu da severiz). Şimdi bu paragraftan çıkan benim Acıların Kadını Bergen gibi bir tip oldğumsa hemen yere yat ve 50 push up yap (ödül gibi ceza verdim). Bir kere (özellikle son 3 haftadır) acayip neşeliyim, yanımda gülmeden durabilen azdır, bir kere adım üstümde deli! Ne zaman nerde ne yapacağım belli olmaz :) Yani öyle durgun hayata küskün, nasılsın diye sorulunca KÖTÜ diye cevap veren enerji emen karadelik değilim. Beni derdim sıkıntım yok mu var ama öğretiyo işte. Bence koşmasan da kitabı oku, sınırlardan, kendinle yarışmaktan bahsediyor. Koşmak için tamamen benim motivasyonum ile aynı. Ve Böylesine büyük bir adam ile aynı düşünce ve motivasyona sahip olduğum iin kendimle gurur duydum, onur duydum.
Norma Jean, Zelda Zonk, MM o dünyanın en ilham verici kadınlarından ne güzel demiş, bana bir çift ayakkabı verin ben dünyanı fethederim :) (Bir ipod shuffle ve Polar da varsa daha çabuk fethederim)
Ben e yapabilirim koşmamam diyosan eminim senin de yapmayı sevdiğin bir şey vardır. İlle de spor olması da gerekmez sadece kendii nerede iyi hissediyorsun. Dündne beri düşünüyorum ben neden koşuyorum diye. Az çok bir kaç sebep buldum, belki bunlar seni de mutlu olduğunn şeye yönelndirir ya da belki sen de koşmaya başlarsın,
Simple bir şey ekipman gerektirmiyor, milyon tane alışveriş yapmana gerek yok (bakınız mesela BOX box eldiveni kaskı takozu çekme halatı falan filan)
Benim durumumda TOFD kazanır çok da güzle olur elimiz deüer bir yerden ttarız iyilik yaparız bir akülü sandalye daha alırız :)
Koşarken çok güzel manzaralar izliyorum (Boğaz, Orman Ben kalp güzel manzara)
Birine bağımlı değilim. Basketbol da oynadım zamanında (uzuuuuun seneler üniveriste sona kadar ortaokul hazırlıktan düşün uzun seneler yani) takım oyunu iyidir severim lakin bireysel oynayamazsın oyunu. Koşmak öyle değil, ister tandemle koş, ister tek başına ister grup halinde. Yeterki canın koşmak istesin.
Zamanlama yok gece yarısı kalk koş, sabah kalk koş, her saat olur (Almanya'da öğrenciyken gece 11'de ormana gidip ay ışığında koşardım ne manyakmışım be biri beni kesse offf)
Kendi sınırlarımı ben çizerim.
Nabzımın hakimi benim
Vücudumun hakimi benim
Uzun mesafelerde hem vücudum hem ruhum dayanıklılık gerektiriyor o yüzden beni çok eğitiyor.
Fit olmak muhteşem
Kendi bedeninle dünyanın bir noktasından başka bir noktasına gidebilmek çok güzel (uçak araba yat motor falan da güzel ama pati pati koşmak ayrı zevk be)
Çok şeker organizasyonlar oluyor (Geyik, Nike, Urbanathlon, Bozcaada, Avrasya ve biirr sürü dahaaa) acayip eğlenirsin
Acil durumlarda deli gibi sprint atabileceğimi bilmek kendimi süper kahraman gibi hissettiriyor
Sana displin verir
Dayanıklılık verir
Yemen içmen düzelir sağlıklı olursun
Ay bu liste bitmiicek ama en önemli en güzel en yıldızlı madde KOŞMAYI SEVİYORUM VE CANIM KOŞMAK İSTİYOR! Keke herkes sevdiği ve canının isteidği şeyi yapsa, o zmaan kimse sinirli olmaz, bu kadar toleranssız olmaz dünya tam benim isteidğin gibi mor pamuk şeker bir yer olurdu.
Abs challenege ın 4. günü Pazartesiden beri bir acayibim. Karbonhidratı az aldığım için bir tuhafım kafam balon gibi ne yalan söyliim. Dün gece canım tatlı çekti kafayı devekuşu gibi fıstıkezmesine gömdüm (gömmekten kastımız bir tatlı kaşığı yendi daha fazla değil) ayrıca fazla protein beni asabi mi yaptı ne gerçi benim asabiyetim bu değil o da net.
Şimdi hata da bende sen sakat halinle gidip markanın kapak bikinisini alırsan cardio yapamadığını unutup o zaman diyet ve başka yollarla mevzuyu çözmeye çalışırsın. (Asla doğal olmayan bir şey yok orjinalim lan bennn protein abr bile yemiyorum hurma yiyiorum onun yerine, ameilyat falan zaten korkarım hem amaç burda olayın doğal doğal yapılabildiğini göstermek).
Çapkınım hocardayım yaz aşkım varken b-kendisiyle de çok pis kesişiyoruz, yakında gizli gizli buluşucaz :)
Bikinimiz bu kendisi benim yaz aşkım olmakla beraber 1 bedenine sığmanın yanısıra ona kardeş de geldi falan şimdi onlar düşünsün.... AYrıca Brazilian candır you know what I'm sayinnnnn
Kuvvet çalışmam kısıtlı, statik olacak dinamiklere gelemiyorum resmen diz sakatlığı evime ateşler saldı... E cardio kısıtlı bir saatt3 9 - 9,5 k koşuyorum kağnı gibi haha ama zorlamiicam, e squat yok bi şey yok ben de tırmanıyorum.
Sarı bikini candır çünkü yanınca harika duruyor :) Bu da benim çapkınlıklarım olsun
Cardio halleri: Geçen maçı ilzerken ilk yarıyı ve devreyi koşarak, 2. yarıyı %8 eğimli tırmanarak (6 - 6,5k/h) geçirdim neden? çünkü bir şekilde arka bacak ve kalça çalışmam gerek squat yoksa ben de tırmanırım. Hem dize de bindirmiyor. Bir merdiven çıkma da değil evet ama olsun napiiim... Sabır (Rab beni neyle sınıyorsun)... Bende yok...
Evet size dikkatli pazartesi dedim alışveriş yapmayın dedim sonra kendim yapmış olabilirim, her sene ma 2 bikini alma kuralımı biraz bozmuş olabilirim ama napiiim yaaa herşey bana büyük geliyo dolabımda ama siz de ben de devam #dikkatlipazaretsi gerek olmayan alışverişi yapmıyoruz
Dedikodu halleri: Off ortalık yıkılıyor bu ara Kızlar c.tesi gecesi yemek ve içki, totalde oryanatalsisterlarımdan çok şeker bir tanesinin doğumgününe davet ettiler. Ben dedim ama alkolsüz hava sahasındayım, yemeğe de gelemem ama bak sonrasında gelir soda içer ayık ötesi yanınızda takılırım :)
Sıcak nedeni ile sersemlendi evet ama bilgi içeren postlar da yakında gelecek blog benim canım bu aralar geyik yapmak istiyor. O kadar olacak hem bak bu da disiplin ve motivasyon...
Şimdi bol su içiyorsun, aşırı meyveden uzak duruyorsun (şeker var ya hani hah bildin efferim), alkol yok (devamlı yok her gece her gece olmaz o iş), karbonhidrat yok (GülümBaharım dün akşam beni aradı iki tabak makarna yedim dedi, dedim kendine bunu neden yaptın kış olsa yakarsın vücut bir şekilde ısı mısı hallediyo yazın ne yapıcan bu sıcakta makarnayı), uyku önemli, dinlenme önemli aman diim, yaz ritminde hepmiz eve gelip iş kıyafeti giyip hoop ofise damladık zamanında uyku yok bi şey yok yapmayalım gençler (ya da arada yapalım yaa sjadgasdg)
Sevgiyle
P.S: Adam alışmış sevgilisi yurtdışına toplantıya gidince başka kızları aramaya. Tarih tekerrürden ibarettir. Yalnız aramızda bir fark var e olsun o kadar sen üstüne atladın, ben tenezzül etmem...
Resmen düello yapıyorum. İnsan kendi kas gurubuyla düello yapar mı? Ben yapıyorum. Şimdi, ben sakatlık geçirdim ya. Çok sabırlı olmam gereken bir döenmdeyim. Ha hey be FitnessDelisi sabır sende ne arar dersen aramaz. İş güç olsa, arkadaş aile, sevgili bilmem ne olsa yemin ediyorum sabredemem. Herkes de bilir bunu. Benim sabrım ben 2.5 yaşından beri aynı seviyede gelişmiyor. Ha neyim gelişiyor mesela karın kaslarım. Eveeetttt. Ve ne yazık ki, sakatlık süresince cardio yok, e dize yüklenme diye kuvvet yok, devamlı yüzme (ki bırakmış değilim çarşamba bu hafta bir yüzülecek) karın kaslarım hafif bir yok oldu. E ben bi de yedim içtim tabi bu arada. Herkes bilir, karın kasları gym'de değil mutfakta yapılır. Ve her şeyi de ince ince düşünmek gerekir. Bir kere abbs yapan hep yapabilir bence (hele ben bile bu sabırla yaptıysam amin)
Karın bölgesi bir kere çok önemli biz hep öyle bakıp bakıp duruyoruz ama bağırsaklar orda, karaciğer, pankreas, dalak falan bir sürü organ orada kamet ediyor. Aslında çok hassas bir yer. Ayrıca bedeninin merkezi (geçen gün derste hocam peki bu pozisyaonda momentum ne olacak diyen arkadaşıma selam olsun - kız gel valla özledik). Buranın kuvvetli olması bir kere denge ve stabilite için önemli. Ayrıca iç organları koruyor, şeklimiz şemaliiz buradan soruluyor.
Karın bölgesinde bir dikey kaslar bir de düz kaslar var. Dü kaslar; dış oblik, iç oblik ve transversus abdominis (amen). Dikey kasların isimleri hele daha eğlenceli; rektus abdominis, pyramidalis (amen) ve aşağıda bunların hepsinin resmi var.
neye varıcam? Şuna, karın çalışırken her kas grubunu bir çalıştırman gerek. Yanlar üst alt (dün akşam mesela kokoca spro salonumuzda dünyanın en iğrenç crunch dersine girdim, girmez olaydım vakit kaybı oldu) çünkü sırayla çalışması gereken gruplar sırayla çalıştırılmadı, önce bir grup tamamla sğnra diğeri, başa başa dönme. Kol çalışırken bacak çalışırken öyle mi yapıyosun hayır karında neden yapasın o zaman!
Ben 30 gün abs challenge'a girdim bu şu demek, her gün ölsem de gebersem de iş yemeğinde de olsam o karın çalışlacak. Ha bi de şı kekoluk var benim karnımda yağ var demek ki mekik çekmem gerek. İstersen günde 10000 tane çek olmaz o iş. Bri kere bölgesel zayıflama diye bir şey yok hiç olmadı, şu an yok gelecekte de olmiicak çünkü metabolizmamız bu ancak insan ırkının genetik kodunu değiştirisen belki, onu da ben bilmem genetik mühendisi değilim makina mühendisiyim.
Neymiş, karın kası için;
1. Gramla yiyorum, acayip dengelemeye çalışyrum tabi kaçıyo ama yapabildiğimin en iyisini yapıyorum.
2. Cardio, o yağ tabakası kendi kendisini eritmeyecek
3. Kasların kuvvetlenmesi için karın çalışılacak.
Nereye baksam 30 Days Abs Challenge, 30 Days Plank Challenge (1 ayın sonunda 90 saniyeye ulaşmaya çalışıyorlar ben 2 dakika rahat duruyorum şimdi hava atmak gibi ezmek gibi olmasın da - ay ya da olsun bana ne çalış senin de olur) ben de mi plank C. yapsam 10 dakikaya çıkarım belki :p
Sen google lama diye ben googleladım bile al bir iki örnek. Ama aman diim hocana sor kendi programını yap. Bunlar çeşni :D