Sayfalar

16 Ocak 2014 Perşembe

Modern zamanların Isaura'si

Canııımmm kaçta kalktın sen? Evden çıkmadan kahvaltı yapamıyorsun tabi? İş saatlerin nasıl? Bir de benim favorim var. Ne işyerin Tuzla'da mı? Nasıl gidip geliyorsun? Uçuyorum, canım uçmak istemediğinde de Scotty beni ışınlıyo. Kafan çalışmıyor mu şekerim yani nasıl gidicem? Tabi ki gondola biniyorum!!! Venedik burası çünkü beyinsiz sen hala İstanbul zannet.

Tüm sorulara toplu cevap veriyorum, bundan sonra soranlara kabalaşıcam çünkü. Sabah 6'da alarm çalmaya başlar ben en geç 06:30'da yataktan çıkarım. Kahvaltımı yapmadan ZİNHAR adımımı dışarı atmam vücudu o kadar saat aç bırakmam ben. Kahvaltıyı atlamak mı hele no no no. Hatta kabus, hatta dünyanın sonu. Sadece kahveyle geçiştirmek mi? Sanırım en masumu mide delinmesi olan hastalıklar dizini - ki ölümcül boyutlara varana kadar devam eden bir liste bu- senin bir numaralı hedefin. Hayırlı olsun. Öğün atlanmaz yalnız bebişim yani sırf salatayla yaşayamayacağın gibi günde tek öğünle de yaşayamazsın. Kezban diyetinin lüzumu yok şimdi. (Kezban diyetini anlatıcam)

Sabah 08:30 akşam 17:00 ben ofisteyim. Laptopun önünde, bir ofis sandalyesinde, artık çok da strese girmeden ama gene de zaman zaman ister istemez gerilerek mesai. Çünkü biz modern zamanların Isaura'ları, pahalı tatillerimizi karşılamak, cicili bicili elbiselerimizi almak, janjanlı yemekleri yemek, pırıl pırıl takılara sahip olmak, en iyi yerlere gidip en iyi şeyleri kullanmak için haftada en az beş gün günde en az sekiz saat bir laptopun karşısında oturup elektronik mektuplar yazıyoruz. Bi de kim yediyse bizi fena yemiş gerçek başarının kazandığın para olduğunu, senin sağlam karakterinin kariyerin olduğunu falan söylemiş. Biz de yemişiz. Tamam iş kişinin aynası falan güzel. Etik olmak ekmek teknene ihanet etmemek de güzel de tatlım sen bundan çok daha fazlasın be. Ruhun var bedenin var, kariyer senin sadece bir detayın. Detaya odaklanıp, bütünselliğimizi unutup, insan olduğumuzun farkındalığından ayrılıyoruz. Bu sayede hislerimizi geri itip egomuzun baloncuğu içinde, yanlış güç ölçütleri ile zıplayıp duruyouz hırsla, kırmızı suratlarımızla. Ay ben öyle diilim deme. Sen de çok yargılıyorsun, karşılaştırıyorsun, küçümsüyorsun. Hepimiz yapıyoruz. Çünkü bize söylenen ne kadar güçlü olduğun ne kadar çok insanın üzerinde tepindiğin ile doğru orantılı. Off ben bu değilim. Belki bu satırları yazana kadar veya okuyana kadar böyleydim. Ama artık değilim.


Ben canım ne isterse onu yaparım. Şimdi bunu dedim diye istifayı basıp ototstopla Ulan Batur'a gitmeye kalkacak değilim - hele de bu mevsimde- ama beni tanımlayan şeyleri düşünebilirim. Sırlayabilirim, sırlamayla oynayabilirim. (Mesela benim için Galatasaraylı olmak Mühendis olmaktan daha önemli, veya kuaföre gittiğimde hangi FitnessDelisi diye sorduklarında haa tanıdım Sporcu tamam denmesini seviyorum, ya da kendimi ilk tanımlama kelimem Kayakçı mesela Kar Leoparı da derler naçizane) Kendimi dışarıdan görebilirim, hayatımın odağını canımın istediği yaparsam zorundulalıklarım da - kimse bayıla bayıla sabahın köründe kalkıp 8 saat oturacağı bir yere gitmez şimdi kimse kimseyi kandırmasın para veriyolar diye geliyoruz - benim için eğlenceli hale gelebilir. Çünkü hayat bir var bir yok ve tokat attığı zaman öyle Türk filmi fake tokadı gibi olmuyor canım o, kendine gelemiyorsun.

Kendine bak bi, bir tanımla, çalışan, anne, eş, sevgili, mühendis, mimar, bankacı... Hayatın nasıl rutin, sıkıcı, cehennem azabı, çok eğlenceli (benimki böyle çünkü ben çok aktifimmmm yuppiii), sen nasılsın idare mi ediyosun, yuvarlanıp mı gidiyorsun alıştın mı? Yoksa gerçekten çok iyi misin (çok iyiyim çünkü benim parmağımdaki tektaş yanımdaki cubicle'da otran kızınkinden büyük diyorsan eğer sen hakikaten berbat bi haldesin güzelim mesela....)

Hırs ve sınırlarını keşfetmek başka şeyler, her kişi başka bir evrendir, bunu kabul et ve kıyaslama, her olay her kişiye başka başka etki eder, bunu bil ve yargılama...

Akşam ben Hatha Yoga üstü Oryantal yapıcam sen ne yapıcaksın? Dizi falan bilmem ne diyorsan çok sıkıcısın bebeğim... Git bebek'te bir yürü bak ne güzel gelicek (-ayy ama hava soğuuukk - yemezler North Face Olsun Jack Wolfskin olsun, Adidas Nike olsun bir dünya marka var böyle pofuduk pofuduk kış kıyafetleri alabiliyorsun terlemiyorsun da çok gseeell benceeeee :)) Git alışveriş yap hem kafan dağılır :)))

Kısaca RELAX MAN!


Sevgiyle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder